Daniel Craig - Kasım 2015
Esquire Türkiye Kasım 2015 sayısı yine dopdolu...
- Bu Ay Dergide
- Salı 16:11 | 03 Kasım 2015
BİR KEZ DAHA
YİNE VE YENİDEN:
"BEN BOND, JAMES BOND"
-DANIEL CRAIG
Son James Bond filmi 'Skyfall', gelmiş geçmiş en iyi İngiliz filmlerinden biriydi. Hatta kendi türünde, belki de en iyisiydi. Şimdi ise, yeni film 'Spectre' beyaz perdeden bizi selamlıyor. Daniel Craig, neredeyse 10 yıldır, modern çağdaki maskülenliğin adeta sembolü olmuş bu en ünlü gizli ajan karakterine hayat veriyor. Mücadeleden asla yılmayan ve başına gelen her kötü durum karşısında ayakta dimdik durmayı başaran Bond, şimdilerde yine dünyaya kafa tutmaya hazırlanıyor.
RÖPORTAJ ALEX BILMES
DERLEME TOGAN NOYAN
FOTOĞRAFLAR GREG WILLIAMS
STİL EDİTÖRÜ GARETH SCOURFIELD
Daniel Craig'le Londra'da, sadece Esquire'a özel bir fotoğraf çekimi gerçekleştirildi (Temmuz, 2015.).
Temmuz ayının bir Çarşamba'sında, öğleden sonra saatleri… Daniel Craig, geçen Cumartesi, yeni James Bond filmi 'Spectre'nin son sahnesini de tamamladı ve artık iş filmin tanıtım aşamasına geldi. Bu arada o son sahne, Londra'nın Berkshire bölgesinde bulunan Bray adlı gölde çekildi (Eğer filmi izlerken göl ve manzara dikkatinizi çekerse, aklınızda bulunsun.).
Craig, şu sıralar 'tüm gücü'yle işin halkla ilişkiler ve tanıtım (PR) tarafına ağırlık veriyor. Mesela önümüzdeki üç gün boyunca, filmin afişleri için poz verecek ve yine tanıtımlardaki materyallerde yer alacak işler için objektiflerin karşısına geçecek. Tabii tüm bunlar, filmin tanıtıcı yazılarıyla birlikte; çeşitli dergi, gazete ve radyolara dağıtılmak üzere hazırlanıyor. Yani hem küresel çapta filmin tanıtımını yapacak ekip hem de Craig için zorlu bir süreç başladı.
Hele ki yarın, onun için tam bir kâbus! Neden mi? Çünkü tüm gün, Londra'nın merkezinde yer alan otelinde, dünyanın dört bir yanından gelen gazetecileri ağırlayacak ve onlarla birebir görüşmeler gerçekleştirecek. Her birine 10 dakika ayırsa, belki günün sonunda, bir o kadar süreliğine uyuyabilir!
Kim ne derse desin, içinde bulunduğu şu süreç pek eğlenceli değil. Hangi ünlü, yoğun film tanıtım günlerinden keyif aldığını söylese, bu bana pek inandırıcı gelmezdi; hâlâ da gelmiyor. Bu derece yorucu olan bir süreç, ancak işin hakkını vererek atlatılabilir. Yani Craig gibi tüm gücünüzle bu süreçleri bertaraf etmelisiniz. Aksi halde, güzel bir işin tanıtımında üst üste keyifsiz durumlar meydana gelebilir ve siz, onca emeğin boşa gitme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Şimdi, Craig için bir şeyler içme ve en azından ilk başta havadan sudan konuşma zamanı…
Kapak yazısının tamamı Esquire Türkiye Kasım 2015 sayısında…
İTALYAN USULÜ BİR MASAL:
SOPHIA LOREN'İN
DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI
ONUNKİSİ MUTLU SONLA BİTEN BİR PERİ MASALI. ANCAK İÇİNDE ÇOK FAZLA HÜZÜN DE BARINDIRIYOR: BABASIZ, YOKSUL VE ÜRKEK GEÇEN BİR ÇOCUKLUK... AMA MASAL BU YA, KÜLKEDİSİ BİR SABAH GÜZELLER GÜZELİ BİR PRENSESE DÖNÜŞÜYOR VE HAYATINDAKİ HER ŞEY, YAVAŞ YAVAŞ DEĞİŞİYOR. İŞTE, DÜNYANIN EN GÜZEL BİRKAÇ KADININDAN BİRİ OLAN, SİNEMANIN DİVASI SOPHIA LOREN BÖYLE DOĞUYOR. GERİYE İSE NAPOLİ'DEKİ YOKSUL BİR ÇOCUKLUKTAN OSCAR'A UZANAN GÜZEL BİR HİKÂYE KALIYOR.
YAZI TÜRKAN DOĞAN
STİL
STİL EDİTÖRLERİ GAMZE BİRAN – SERAP ALP
FOTOĞRAF ARDA GÜLDOĞAN
DOST MUSUN DÜŞMAN MI?
"Dost başa, düşman ayağa…" demişler. Ancak şöyle şık ve iddialı tasarımlı şık bir çift ayakkabının stilimize yön veren anahtar parça olduğunu da unutmayalım. İtiraf edelim birçoğumuz önce ayakkabıları seçip sonrasında onlara uygun kıyafetler alıyoruz. Yeni ayakkabı satın aldığımızda bir an önce giymek için heyecanlanıyoruz, ya da giymeye kıyamıyoruz! Her sezon olduğu gibi yeni sezonda da birbirinden iddialı ayakkabı tasarımlarıyla karşı karşıyayız. Siz de fortmantonuzda yeni ayakkabılara yer açtıysanız, alışveriş vakti gelmiş demektir.
ayakkabı DIVARESE 399 TL
SAFARİ, SELFIE ÇUBUĞU VE BİRAZ DA SELAMİ ŞAHİN
Saat neredeyse dörde geliyordu. Kilometrelerce yol yaptıktan sonra tek istediğim şey, birazcık uykuydu. Lanet sinek, sanki ant içmiş ve "Ulan ben de bu Koray'ın uykusunu mahvetmezsem, bütün Serengeti'nin laneti üzerime olsun." der gibi; manasız hayatını suratıma konarak anlamlandırmaya çalışıyordu. Belki gider diye, hasır şapkamı, yüzümden kaldırıp hızlıca savurdum. Gözlerimi hafifçe araladığımda, etrafımdaki her şeyin hasırdan olduğunu gördüm ve iyice sinirim bozuldu. Hasır koltuk, hasır masa, hasır sepetler, hasır şapka, hasır cep telefonu kılıfı... "Babamı dinleyip KPSS'ye ikinci kez hazırlanmalıydım." diye içten içe hayıflandım. "Kadıköy'deki hayatımı, Afrika'nın göbeğine, Tanzanya'daki Serengeti Ulusal Park'ına taşıyan kafama s.çayım." dedim, kendime. Kadıköy'de sinemanın önünde arkadaşlarıyla buluşan Koray gitmiş, antilop peşinde koşan, "Abi oraya basma fil pislemiş, ayağına bulaşır." cümleleriyle karşılaşan Koray gelmiş; ben derdime yanayım.
YAZI Tolga ÜYKEN
FUTBOL
O, Bir İmparator!
Giampaolo Pozzo
İtalya'nın kuzeydoğusunda bulunan Udine doğumlu Giampaolo Pozzo, şu anda Avrupa'nın ve dolayısıyla dünyanın en önemli üç futbol ülkesinin en üst liginde birer takımın sahibi. İtalya'da Udinese'nin sahibi olan Pozzo; aynı zamanda, İspanya'da Granada'nın çoğunluk hisselerini elinde bulunduruyor. Üç yıl önce satın aldığı ve bu yıl Premier League'e çıkan Watford'u ise 41 yaşındaki oğlu Gino Pozzo yönetiyor. Onlarınki, bir bakıma, küçük bir imparatorluk. Peki, bu imparatorluğun temelleri nasıl atıldı?
YAZI GÖKHAN İLKER