David Bowie - Şubat 2016
Esquire Türkiye ocak 2016 sayısı ile yine dopdolu..
Stilleriyle Yaşayanlar
Esquire takdir ediyor!
David Bowie
Mick Jagger
Kurt Cobain
Bryan Ferry
John Lydon
GEÇTİĞİMİZ AY, Esquire'ın İngiliz edisyonunda yayımlanan bir dosya konusunda, Noel Gallagher şöyle diyordu: "Günümüzde rock'n'roll'un sıkıntısı, daha çok kıyafetlerle alakalı." Biz ne demek istediğini biliyoruz: Günümüzdeki ünlü pop şarkıcıları, tek ihtiyaçlarının dar kotlar ve darmadağınık saçlar olduğunun farkında. Yani hit şarkı meselesi, ikinci planda! Yine de Noel'in söyledikleri bizi düşündürdü: Herkes önemli değilmiş gibi davranırken bile rock'n'roll her zaman kıyafetlerle alakalı değil miydi?
Not: Bu yazı öneride bulunma değil, takdir etme amaçlıdır. Başka bir deyişle, bunları evde denemeyin çocuklar!
DAVID BOWIE
Yazı Peter Doggett Derleme Erkin Çam
İSTER İNANIN İSTER İNANMAYIN, David Bowie'nin havalı sayılmadığı zamanlar vardı. Bir adamda gizem görebilirsiniz; ancak gerçekte, kendinizi bir bilmece olarak yansıtabilme yeteneğiniz sizi gizemli kılar. Aynı ayrım gelip geçici modayı ve sonsuz stili de birbirinden ayırır. Bunu kanıtlamak için genç Bowie, hızlı şekilde değişen 60'lar pop sahnesinin gerektirdiği her türlü imaj değişikliğini karşısındakilere yansıttı: Beat'ten mod'a veya Carnaby Street gösterişliliğinden Notting Hill hippisine kadar tüm dönüşümlerini izleyerek on yılın haritasını çıkarabilirsiniz. Ancak bunların tümünde, 60'lardaki Bowie dış dünyayı yansıtıyordu, onu şekillendirmiyordu. Çağdaştı, ancak havalı değildi.
Okul yüzünden yorulmuş olan genç Bowie, Londra'daki bir reklam ajansının alt kademelerinde isteksizce geçirdiği bir yıla katlandı. Burada metin yazarlarının ve tasarımcıların çıplak ticari anlayıştan nasıl çekicilik çıkardıklarını izleyerek imajın etkisini öğrendi. Kendi kariyerinde bu hokkabazlığı yaratmaya yönelik ilk çabalarında eksik olan şey inanç hissiydi. Bu inancı ancak 70'li yıllar başlarken, karşı kültür umutsuzluğa ve can sıkıntısına düşerken buldu. 60'lar rüyasının bittiğini etrafındaki birçok kişiden önce fark eden Bowie, kendisini bir kurtuluş müjdesiyle kıyamet habercisi olarak yeniden keşfetti: Ziggy Stardust adında androjen bir rock'n'roll uzaylısı. Geleneksel yollardan yıldızlığa erişemeyen Bowie, kendisini bir süperstar olarak ilan etti ve bir jenerasyon onu 'Mesih' olarak alkışlamakta hiç gecikmedi.
Bowie, artık kendi kendini yaratmıştı; sevenlerini, kendi imajına göre şekillendiriyordu. 70'li yıllar boyunca kendisini aralıksız, tehlikeli bir değişiklik arayışına maruz bıraktı. Her bir ses ve imaj mutasyonu; katıksız kesinlik ve tam bir hassasiyetin ayartıcı karışımını içeriyordu. Çelişkiler onun ilgi çekici sermayesi haline geldi: Oldukça ciddi ve zararsız bir şekilde uçarıydı; içgüdüsel olarak doğal ve dikkatli bir şekilde kurnazdı; şans ve yaratıcılığa açıktı ancak her fırsatta kendini gizliyordu.
Bu çılgın on yıl süresince Bowie havalı olmanın temel noktalarını buldu. O her zaman bizim bildiğimizden daha fazlasını bilen bir insandı. Uzak bir mesafede dururken bizi dünyasına davet edebiliyordu. Tarzını bir züppe veya Otomatik Portakal karakteri gibi değiştirebiliyor, Japon tulumu veya podyum kıyafeti giyebiliyor ve bunların tümünü yaparken, kitlesini her bir geçici imajın kaos ve kargaşaya bulanmış bir manzara için tek mümkün tepki olduğuna inandırıyordu.
70'li yıllardan zar zor kurtulan Bowie, bundan sonra varoluş arayışının yerine kendini korumayı tercih etti. Zahmetsiz rahatlığa yönelik kesinlik hissi ve ulaşılamaz aurası aynen kaldı. Bunlar Manhattan'da evliliği ve ailesine vakit ayırdığı, konser sahnesi yerine okulu seçtiği son on yılda çok az derecede arttı. Ama kamera önüne geçtiğinde eski Bowie karşınızda oluyordu. (Her zaman takım elbise giymeyi bilmiş olmasının katkısı yadırganamaz.). Hayatının son demlerinde bile objektiflere ne istediğini bilen bir adamın katıksız güveniyle bakıyor; hafif ironik bakışları kışkırtıcı bir şekilde erişilemez gözüken, hesap edilemeyen sırlarını yansıtıyordu. Havalı halleri, artık yalnızca izleyicinin gözlerinde değil, onu o yapan şey haline gelmişti. Kusursuz büyüsünün bir sembolü, belki de buydu.
Ve şimdi, hayata gözlerini yumduğu o son andan geriye doğru her şeyi bir sarın. Sardınız mı? Belki de kulağınızda bir şarkı… Hani 'adamınızın' o en sevdiğiniz şarkısı. Sizce de o bir kahraman değil miydi? Beğenin veya beğenmeyin, o aynı zamanda bir stil kahramanıydı. Zira cesaret kelimesi, bir anlamda da, onun tarzıyla örtüşüyordu.
Rüzgârı Ararken…
Yazı Özge Dinç
- Dağcılardan Hayat Kurtaran Öğütler
- Dağa Çıkmadan Önce Edinilecekler Listesi
- Tırmanışın İki Tonu
-Hayattan Ne Öğrendim? : Tunç Fındık (Profesyonel Dağcı, 43)
PROFİL / NICOLE KIDMAN
Soğuk ve mesafeli görünümü dolayısıyla hakkında bir önyargı oluşturmuş olabilirsiniz. Ancak yanıldığınızı hemen belirteyim; o son derece içten ve 'gerçek' bir kadın…
Yazı Tolga Akyıldız
Settar Tanrıöğen
FUTBOL
Gary Neville adı geçtiğinde, anlatmak için fazla süslü cümleler sarf etmeye ihtiyacınız olmaz. Futbola biraz meraklı birinin bile Neville'ın kim olduğuna dair mutlaka kafasında bir şeyler vardır. Manchester'da ise Gary Neville ismi 'Class of 92'nin diğer üyeleriyle birlikte neredeyse ölümsüz olarak anılır. İngiltere'nin bu efsane sağ beki, şimdi Valencia ile var olma mücadelesi veriyor. Sir Alex Ferguson'ın tedrisatından geçmiş Neville'ın atacağı adımlar, kendisini ve öğrencilerini ya kurtuluşa ya da cehenneme götürecek.
Yazı Gökhan İlker
MODA
Gelecek Kışa Ait İşaretler
Yemek&Mekân
Karaköy'e Zarif Dokunuş: Mitte
Yazı Seda Karan