Hazırlıklı olmak
Başkan Donald Trump çelik ve alüminyum tarifelerine yüzde 25 gümrük vergisi getiren karara imza atarak ticaret savaşlarının fitilini ateşledi. Hem Avrupa Birliği hem de Çin Trump’ın bu hamlesine cevap verme hazırlığında. Öte yandan piyasalar Fed’in faiz kararları ile iyice ısınmaya başladı. Borsalar için boğa dönemine ara verme zamanı gelmiş olabilir.
- Bu Ay Dergide
- Salı 16:08 | 17 Nisan 2018
Yazı: Adil UÇAR
Değer yatırımı kavramının babası Benjamin Graham "Başarılı bir yatırım riski yönetmektir, onu görmezden gelmek değil." diyor. Graham'ın bu değerli tecrübesine iki şekilde yaklaşılabilir. İlki yatırım yaparken piyasalardaki makro ve mikro riskleri dikkate almak ve bu risklere göre yatırımı yönlendirmek. Hisse senedi ya da tahvil ve hatta döviz yatırımı yapıyorsanız ki, emeklilik ya da yatırım fonları da bu gruplara dahil, genel riskler ve makroekonomik gelişmelerden az buçuk haberdar olmanız yatırımınızın yönlendirilmesinde önemli rol oynar. Graham'ın terminolojisine bu yaklaşımla baktığımızda 'risk' genel piyasa hareketleri ve hatta kimsenin görmek istemediği 'odanın içindeki pembe fil' olarak çıkıyor karşımıza. Kimse faizler yükselirken tahvil almak ya da kurlar gerilerken döviz yatırımından çıkmak istemez, istememeli... Graham'ı dinleyecek olursak basit piyasa gelişmelerini takip ederek oluşacak 'yönetilebilir' aksaklıklara zamanında müdahale ederek yatırımlarımızı koruyabiliriz. En basitinden faizler yükseliyorsa tahvil ya da tahvil fonunu satarak ekstra zararlardan kurtulabiliriz.
İkinci yaklaşım ise yatırım aracından ziyade yatırım yapan kişinin risk algısıyla ilgili. Yatırım her ne kadar rakamlara dayanan ve teknik analizlerle yönlendirilmeye çalışılan bir eylem olsa da işin içinde son derece duygusal kararların da olduğu bir gerçek. Portföy yöneticilerinin sık sık yaşadığı 'hisseye âşık olmak', yani belirli bir dönem büyük getiriler kazanılan hisse senedini bir türlü satamamak bunlardan sadece biri. Ya da düşen piyasada daha önceden belirlenen stop-loss (zarar-kes) kararını uygulayamamak, 'şimdi yükselecek, yarın fiyatlar toparlanacak' gibi... İşte Graham'ın tavsiyesinde anlatmak istediği ikinci 'risk' bu olmalı. Odanın içinde pembe bir fil varsa ve herkes görmezden geliyorsa açıkçası bu parti bir süre sonra bitecek demektir. Yatırım yaparken görünen riskleri göz ardı etmek belirli bir süre kabul edilebilir, ancak riskin en azından bilinçli bir şekilde alınması şartıyla. Hangi yatırım aracında olursanız olun riskinizi görmeli ve alternatif maliyetlerini düşünmeniz gerekiyor.
Yönetimleri altında 6,2 trilyon dolar bulunan ABD menşeili Fidelity Investments'ın hazırladığı 'Yatırımcı Rehberi', kişinin kendi risk seviyesini ve yatırım vadesini ölçebilecek basit bir tabloyla başlar. Evrensel gerçeklerin yer aldığı tabloyu sayfada görebiliyorsunuz. İşte kendimize yapabileceğimiz en iyi yatırımlardan biri bu basit görünen ancak anlamı bir o kadar derin olan tabloyu tam olarak anlamak ve risk profilimizi çıkartmak olmalı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın ticaret savaşlarının fitilini ateşlediğini muhtemelen duymuşsunuzdur. Şimdilik kimsenin kazanamayacağı bu savaş önlenmeye çalışılıyor. Çin -ki halihazırda bir finansal krizi tetikleyebilecek en önemli ve büyük aktör- müthiş bir finansal değişimden geçiyor. Yönetim sorunlu olan gölge bankacılık ve batık kredileri, büyümeden feragat ederek çözmek için kolları sıvadı. Öte yandan ABD merkez bankası faiz artırımlarına başladı ve belki daha da önemlisi hem Avrupa hem de Japonya merkez bankaları parasal genişlemenin sonlandırılabileceğine dair 'temenni'lerini dile dökmeye başladı. Piyasalar ise bu devasa riskleri, pembe filleri şimdilik görmemeye devam ediyor. Elbette bu durum felaket tellaklığı yapmayı gerektirmiyor ancak piyasalar 10 yılı aşan bir süredir yükselişte ve ciddi düzeltmelerin yaşanması hiç de şaşırtıcı olmayacak.
İşte böyle bir dönemde biraz dikkatli olmakta, portföyleri elden geçirmekte, geleceğe dair beklentileri sıralamakta fayda var. Türkiye, gelişen piyasalara para akımı sürdüğü sürece olumlu havayı sürdürmeye devam edecek. Ne var ki daha önce de değindiğim gibi yılın ikinci yarısında hareketlenmelerin artması bekleniyor. Bu nedenle yatırımcılar gelişebilecek fırsat ve kaçınılması gereken durumları şimdiden değerlendirmeye almalı, risk tanımına uygun pozisyonlara geçmeye hazır olmalı.