SEYYAH: Şahika Ercümen: Keşfetmek en büyük eğlencesi
Profesyonel spor hayatı gereği dünyanın birçok farklı noktasına sürekli seyahat eden Şahika Ercümen, her seyahatini kendi çapında bambaşka bir dünyaya çevirebiliyor.
- Bu Ay Dergide
- Cumartesi 17:06 | 13 Ekim 2018
Röportaj Seda KARAN
Fotoğraf Arda GÜLDOĞAN
"Benim için hayat ilk nefes aldığımda değil; ilk nefesimi tuttuğumda başladı." kendi web sitesini tıkladığınızda ilk, sizi bu cümle karşılıyor. Tam da onun hayat hikâyesini özetliyor. Çünkü çocuk yaşlarda yakalandığı astım hastalığından yine lise yıllarında tanıştığı dalış sporu sayesinde kurtulan Şahika Ercümen, bugün serbest dalışta dünya rekorlarını üst üste kırmaya devam ediyor. 2013 yılından bu yana ülkemize tam dört resmi dünya rekorunu getiren Şahika, aynı zamanda katıldığı yüzme ve sualtı sporları yarışmalarında ulusal ve uluslararası 100'ün üzerinde madalya, özel ödül, kupa ve birçok Türkiye Rekoru da elde etti. Tabii tüm bunları başarabilmesi için de dünyanın birçok farklı noktasında antrenmanlara katılması gerekiyor. Dolayısıyla her yıl leyleği havada görmüş misali, yılın büyük bir bölümünü seyahat ederek geçiriyor. Hep aynı yere gitmenin üstelik bunu da iş için yapmanın sıkıcı ve sıradan olduğunu düşünebilirsiniz, ancak Şahika kişiliği gereği bulunduğu her noktanın tadını çıkarabilen biri. Bunu da en iyi keşfederek yapıyor. En çok da; aynı zamanda diyetisyen olduğu için gittiği yerlere özel mutfakları ve farklı lezzetleri keşfetmeyi çok seviyor.
Bugün Güney Asya'dan Kaş'a kadar dünyanın birçok noktasına dalış antrenmanı yapmak için seyahatlere çıkan Şahika Ercümen, ilk yurt dışı seyahatine ortaokul hazırlık sınıfındayken çıkmış. "Sınıf arkadaşlarımla iki hafta boyunca yabancı ailelerin yanında kalmak için hazırlık sınıfında Almanca okurken Almanya Osnabrück'e gitmiştik. Tabii hem ilk seyahatim hem de yurt dışına ilk kez çıkacağım için benim için çok heyecan vericiydi." İşi gereği hayatının büyük bir kısmı yolculuklarda özellikle de uçak yolculuklarında geçtiği için Şahika bu yolculuk zamanlarını artık bir eğlenceye dönüştürmüş. Öyle ki, "Seyahat etmek evet bazen bir zorunluluk benim için ama bunu zevke dönüştürmeyi öğrendim. Hatta şöyle açıklayayım; en güçlü hayallerimi o uzun uçuşlarda kuruyorum. Bembeyaz bulutların üzerinde olmak bana ilham veriyor." diyerek uzun ve yorucu uçuşlarını kendi çapında bir nevi dinlenme ve rahatlama zamanına dönüştürebildiğini açıklıyor. Bu arada yaptığı seyahatlerde sadece yeni yerler değil; aynı zamanda kendini de yeniden keşfettiğini ekliyor.
Şahika, işi dolayısıyla oldukça sık seyahat eden biri. Yılda neredeyse 100'ün üzerinde uçuşu var. Az önce de bahsettiğim gibi bu uçuşlar bazen Türkiye'nin güneyine Kaş'a bazen de dünyanın bir ucuna olabiliyor. Ancak ağırlıklı olarak iş seyahatine çıktığı için de genellikle doğayla iç içe olacağı yerler oluyor bu destinasyonlar. Ve her gittiği yerden kendine bir ders çıkardığını, yeni bir şeyler öğrendiğini de ekliyor: "Örneğin; dalış için Güney Asya'ya gittiğimde doğanın ne kadar cömert olduğunu, insanların ne kadar minimalist ve mutlu olduğunu gözlemliyorum. Bence her yerin kendine özgü bir ruhu var. Ve gittiğim yerlerde ben de sanki oraya aitmişim gibi bulunduğum yerin ruhuyla hareket edip yaşıyorum. Yani sadece gittiğim yerleri keşfetmiyor kendimden yepyeni bir ben keşfediyorum. Mısır'a gittiğim zaman, özellikle de etrafımda kimse yoksa çöldeki sessizliğe kulak verdiğimde asıl çokluğun içimizde olduğunu gözlemliyorum. Issız çölden bir anda rengârenk balıklarla dolu masmavi bir denize geçtiğimde ise doğanın tahminimizin çok daha ötesinde bir sanat eseri olduğunu fark ediyorum. Bütün bunlara şahit olmak da içimdeki motivasyonu ve dolayısıyla keşfetme arzusunu tetikliyor."
İşi gereği bir zorunluluk olarak farklı destinasyonlara gitse de kendisinin de belirttiği gibi Şahika, zor ya da sıkıcı durumları bir avantaja hatta bir eğlenceye dönüştürmeyi başarabilen biri. Mesela önceliğinin her seferinde aynı yere gitse de her gittiğinde farklı bir deneyim yaşamak olduğunu anlatıyor. Bunu özellikle konaklama şekliyle en iyi yapıyor bence. "Kaç kez gittim, sayısını bile hatırlamıyorum… Mesela Mısır'a gittiğimde her seferinde farklı bir deneyim yaşamaya çalışıyorum. Rahat bir otel yerine bazen çölde bedeviler gibi çadırda konaklıyorum. Geceleri yıldızların altında uyumak ya da ateşin başında oturmak bana çok iyi geliyor. Veya Güney Asya'da ormandaki minik bungalovlarda kalıyorum. Ancak önemli yarışma ve antrenman zamanları denizin tam dibinde konuşlanmış son derece lüks ve konforlu otellerde de konaklıyorum. Özetle; belirli bir konaklama şeklim yok. Seyahate çıkarken o anki ruh halime ve nasıl bir seyahate çıktığımla ilgili olarak benim de konaklama şeklim değişiyor."
100 kez gitmiş olsun, şayet bulunduğu noktayı sevmişse oraya defalarca gitmek. Türkiye dışında en çok etkilendiği yer; Endonezya'daki Bali Adası. Bali Adası'nın tamamen kendine özgün farklı bir ruhu olduğuna inanıyor bir kere. Adanın sonsuz yeşili ve sınırsız sualtı güzellikleriyle gerçekten büyüleyici olduğunu düşünüyor. Ayrıca yerli halkının da son derece cana yakın, yardımsever ve sevgi dolu olduğunu düşünüyor.
Bunun üzerine ilk kez gittiği bir yerin kendisini hiç hayal kırıklığına uğratıp uğratmadığını soruyorum. Hiç tereddütsüz beni yanıtlıyor: "Hayır. Bugüne kadar bulunduğum hiçbir yer beni hayal kırıklığına uğratmadı, uğratacağını da sanmıyorum. Çünkü her gittiğim yerde mutlaka yapılacak ve yeni yeni keşfedilecek bir şey buluyorum. Genellikle gittiğim yerlerle ilgili beklentim olmadan, karşıma ne çıkarsa onu yasamayı kabul ederek gidiyorum." Anlayacağınız Şahika sadece suyla değil doğanın sunduğu her şey ve dünyanın bir ucunda da olsa herkesle iyi geçinen biri.
Dediği gibi yılda 100'ün üzerinde uçuş seyahati oluyor. Bu seyahatlerin en az 10 tanesi yurt dışına oluyormuş. En sık uçtuğu noktalar ise; dalış noktalarıyla meşhur olan Türkiye'den Kaş, yurt dışından da Mısır. Gittiği yerlerde antrenmanlar dışında kendine özel vakit ayırıp ayıramadığını merak ediyorum… "Şayet vaktim olursa, bulunduğum şehirlerden işlevsel hatıralar alıyorum fakat özel bir koleksiyonum maalesef yok. Bulunduğum noktalarda yaşadığım deneyimler ve edindiğim hatıralar benim için çok daha kıymetli."
Antrenmanlardan vakti olursa, özellikle yeme-içme üzerine küçük keşifl ere çıkmayı sevdiğini belirtiyor hemen. "Aynı zamanda diyetisyen de olduğum için yerel yemekler ve lezzetler ilgimi çok çekiyor, meraklıyım da. Özellikle de Güney Asya'ya gitmişsem mutlaka Türkiye'de olmayan tropik meyveleri bol bol alıp tüketiyorum. Hatta bir kısmını dönüşte beraberimde getiriyorum. Kısacası, yerel alışverişlerim aksesuar, obje ya da kıyafet değil de çoğunlukla gittiğim yere özgü besinlerden yana oluyor. Yeni yerler keşfetmek kadar yeni lezzetler keşfetmeye de hem meraklı hem de düşkün Şahika. "Gittiğim yerlerde oraya özgü yemekleri denemeyi çok seviyorum. Hatta vakit bulabilirsem bulunduğum yerin lokal mutfağı ile ilgili kısa bir yemek kursuna bile katılıyorum. Şimdiye kadar beş-altı ülkenin mutfak eğitimini aldım bile!" Anlaşılan sadece suda değil aynı zamanda mutfakta da başarılı Şahika.
İşi gereği seyahate çıktığı için öyle çok donanımlı bir bavul hazırlamasına gerek kalmıyor; "Ancak kitaplarım, sağlıklı atıştırmalıklarım ve yüzücü gözlüğüm sadece çıktığım seyahatlerde değil hemen hemen her gün yanımda olur."
Sohbetimizin sonlarına doğru en çok yaz mevsimini ve dolayısıyla yazın çıktığı seyahatleri sevdiğini söylüyor Şahika. Bir de dünyanın birçok farklı noktasında bulunmuş olsa da uzun bir süredir İzlanda'nın Kuzey Işıkları'nı izlemek istediğini ve bunu da en yakın zamanda yapacağını belirtiyor.
Esquire Türkiye
The Big Black Book
İlkbahar-Yaz 2018
Fotoğraf Arda GÜLDOĞAN
"Benim için hayat ilk nefes aldığımda değil; ilk nefesimi tuttuğumda başladı." kendi web sitesini tıkladığınızda ilk, sizi bu cümle karşılıyor. Tam da onun hayat hikâyesini özetliyor. Çünkü çocuk yaşlarda yakalandığı astım hastalığından yine lise yıllarında tanıştığı dalış sporu sayesinde kurtulan Şahika Ercümen, bugün serbest dalışta dünya rekorlarını üst üste kırmaya devam ediyor. 2013 yılından bu yana ülkemize tam dört resmi dünya rekorunu getiren Şahika, aynı zamanda katıldığı yüzme ve sualtı sporları yarışmalarında ulusal ve uluslararası 100'ün üzerinde madalya, özel ödül, kupa ve birçok Türkiye Rekoru da elde etti. Tabii tüm bunları başarabilmesi için de dünyanın birçok farklı noktasında antrenmanlara katılması gerekiyor. Dolayısıyla her yıl leyleği havada görmüş misali, yılın büyük bir bölümünü seyahat ederek geçiriyor. Hep aynı yere gitmenin üstelik bunu da iş için yapmanın sıkıcı ve sıradan olduğunu düşünebilirsiniz, ancak Şahika kişiliği gereği bulunduğu her noktanın tadını çıkarabilen biri. Bunu da en iyi keşfederek yapıyor. En çok da; aynı zamanda diyetisyen olduğu için gittiği yerlere özel mutfakları ve farklı lezzetleri keşfetmeyi çok seviyor.
Bugün Güney Asya'dan Kaş'a kadar dünyanın birçok noktasına dalış antrenmanı yapmak için seyahatlere çıkan Şahika Ercümen, ilk yurt dışı seyahatine ortaokul hazırlık sınıfındayken çıkmış. "Sınıf arkadaşlarımla iki hafta boyunca yabancı ailelerin yanında kalmak için hazırlık sınıfında Almanca okurken Almanya Osnabrück'e gitmiştik. Tabii hem ilk seyahatim hem de yurt dışına ilk kez çıkacağım için benim için çok heyecan vericiydi." İşi gereği hayatının büyük bir kısmı yolculuklarda özellikle de uçak yolculuklarında geçtiği için Şahika bu yolculuk zamanlarını artık bir eğlenceye dönüştürmüş. Öyle ki, "Seyahat etmek evet bazen bir zorunluluk benim için ama bunu zevke dönüştürmeyi öğrendim. Hatta şöyle açıklayayım; en güçlü hayallerimi o uzun uçuşlarda kuruyorum. Bembeyaz bulutların üzerinde olmak bana ilham veriyor." diyerek uzun ve yorucu uçuşlarını kendi çapında bir nevi dinlenme ve rahatlama zamanına dönüştürebildiğini açıklıyor. Bu arada yaptığı seyahatlerde sadece yeni yerler değil; aynı zamanda kendini de yeniden keşfettiğini ekliyor.
Şahika, işi dolayısıyla oldukça sık seyahat eden biri. Yılda neredeyse 100'ün üzerinde uçuşu var. Az önce de bahsettiğim gibi bu uçuşlar bazen Türkiye'nin güneyine Kaş'a bazen de dünyanın bir ucuna olabiliyor. Ancak ağırlıklı olarak iş seyahatine çıktığı için de genellikle doğayla iç içe olacağı yerler oluyor bu destinasyonlar. Ve her gittiği yerden kendine bir ders çıkardığını, yeni bir şeyler öğrendiğini de ekliyor: "Örneğin; dalış için Güney Asya'ya gittiğimde doğanın ne kadar cömert olduğunu, insanların ne kadar minimalist ve mutlu olduğunu gözlemliyorum. Bence her yerin kendine özgü bir ruhu var. Ve gittiğim yerlerde ben de sanki oraya aitmişim gibi bulunduğum yerin ruhuyla hareket edip yaşıyorum. Yani sadece gittiğim yerleri keşfetmiyor kendimden yepyeni bir ben keşfediyorum. Mısır'a gittiğim zaman, özellikle de etrafımda kimse yoksa çöldeki sessizliğe kulak verdiğimde asıl çokluğun içimizde olduğunu gözlemliyorum. Issız çölden bir anda rengârenk balıklarla dolu masmavi bir denize geçtiğimde ise doğanın tahminimizin çok daha ötesinde bir sanat eseri olduğunu fark ediyorum. Bütün bunlara şahit olmak da içimdeki motivasyonu ve dolayısıyla keşfetme arzusunu tetikliyor."
İşi gereği bir zorunluluk olarak farklı destinasyonlara gitse de kendisinin de belirttiği gibi Şahika, zor ya da sıkıcı durumları bir avantaja hatta bir eğlenceye dönüştürmeyi başarabilen biri. Mesela önceliğinin her seferinde aynı yere gitse de her gittiğinde farklı bir deneyim yaşamak olduğunu anlatıyor. Bunu özellikle konaklama şekliyle en iyi yapıyor bence. "Kaç kez gittim, sayısını bile hatırlamıyorum… Mesela Mısır'a gittiğimde her seferinde farklı bir deneyim yaşamaya çalışıyorum. Rahat bir otel yerine bazen çölde bedeviler gibi çadırda konaklıyorum. Geceleri yıldızların altında uyumak ya da ateşin başında oturmak bana çok iyi geliyor. Veya Güney Asya'da ormandaki minik bungalovlarda kalıyorum. Ancak önemli yarışma ve antrenman zamanları denizin tam dibinde konuşlanmış son derece lüks ve konforlu otellerde de konaklıyorum. Özetle; belirli bir konaklama şeklim yok. Seyahate çıkarken o anki ruh halime ve nasıl bir seyahate çıktığımla ilgili olarak benim de konaklama şeklim değişiyor."
100 kez gitmiş olsun, şayet bulunduğu noktayı sevmişse oraya defalarca gitmek. Türkiye dışında en çok etkilendiği yer; Endonezya'daki Bali Adası. Bali Adası'nın tamamen kendine özgün farklı bir ruhu olduğuna inanıyor bir kere. Adanın sonsuz yeşili ve sınırsız sualtı güzellikleriyle gerçekten büyüleyici olduğunu düşünüyor. Ayrıca yerli halkının da son derece cana yakın, yardımsever ve sevgi dolu olduğunu düşünüyor.
Bunun üzerine ilk kez gittiği bir yerin kendisini hiç hayal kırıklığına uğratıp uğratmadığını soruyorum. Hiç tereddütsüz beni yanıtlıyor: "Hayır. Bugüne kadar bulunduğum hiçbir yer beni hayal kırıklığına uğratmadı, uğratacağını da sanmıyorum. Çünkü her gittiğim yerde mutlaka yapılacak ve yeni yeni keşfedilecek bir şey buluyorum. Genellikle gittiğim yerlerle ilgili beklentim olmadan, karşıma ne çıkarsa onu yasamayı kabul ederek gidiyorum." Anlayacağınız Şahika sadece suyla değil doğanın sunduğu her şey ve dünyanın bir ucunda da olsa herkesle iyi geçinen biri.
Dediği gibi yılda 100'ün üzerinde uçuş seyahati oluyor. Bu seyahatlerin en az 10 tanesi yurt dışına oluyormuş. En sık uçtuğu noktalar ise; dalış noktalarıyla meşhur olan Türkiye'den Kaş, yurt dışından da Mısır. Gittiği yerlerde antrenmanlar dışında kendine özel vakit ayırıp ayıramadığını merak ediyorum… "Şayet vaktim olursa, bulunduğum şehirlerden işlevsel hatıralar alıyorum fakat özel bir koleksiyonum maalesef yok. Bulunduğum noktalarda yaşadığım deneyimler ve edindiğim hatıralar benim için çok daha kıymetli."
Antrenmanlardan vakti olursa, özellikle yeme-içme üzerine küçük keşifl ere çıkmayı sevdiğini belirtiyor hemen. "Aynı zamanda diyetisyen de olduğum için yerel yemekler ve lezzetler ilgimi çok çekiyor, meraklıyım da. Özellikle de Güney Asya'ya gitmişsem mutlaka Türkiye'de olmayan tropik meyveleri bol bol alıp tüketiyorum. Hatta bir kısmını dönüşte beraberimde getiriyorum. Kısacası, yerel alışverişlerim aksesuar, obje ya da kıyafet değil de çoğunlukla gittiğim yere özgü besinlerden yana oluyor. Yeni yerler keşfetmek kadar yeni lezzetler keşfetmeye de hem meraklı hem de düşkün Şahika. "Gittiğim yerlerde oraya özgü yemekleri denemeyi çok seviyorum. Hatta vakit bulabilirsem bulunduğum yerin lokal mutfağı ile ilgili kısa bir yemek kursuna bile katılıyorum. Şimdiye kadar beş-altı ülkenin mutfak eğitimini aldım bile!" Anlaşılan sadece suda değil aynı zamanda mutfakta da başarılı Şahika.
İşi gereği seyahate çıktığı için öyle çok donanımlı bir bavul hazırlamasına gerek kalmıyor; "Ancak kitaplarım, sağlıklı atıştırmalıklarım ve yüzücü gözlüğüm sadece çıktığım seyahatlerde değil hemen hemen her gün yanımda olur."
Sohbetimizin sonlarına doğru en çok yaz mevsimini ve dolayısıyla yazın çıktığı seyahatleri sevdiğini söylüyor Şahika. Bir de dünyanın birçok farklı noktasında bulunmuş olsa da uzun bir süredir İzlanda'nın Kuzey Işıkları'nı izlemek istediğini ve bunu da en yakın zamanda yapacağını belirtiyor.
Esquire Türkiye
The Big Black Book
İlkbahar-Yaz 2018