Mimari brutalizm
Seveni kadar nefret edeni var, fakat şimdi ona yeniden bakmanın tam zamanı: 2019, brutalizm akımının 50. yılı.
- Bu Ay Dergide
- Cumartesi 12:01 | 06 Nisan 2019
Derleyen Özge Dinç
Fotoğraflar Phaidon'un izniyle.
Brutalizm, tarz olarak dünyanın en anlaşılır mimari akımlarından biri: Brütalist bir yapıyı görür görmez tanırsınız. Yapılarının kendine özgülüğü ise her birini benzersiz kılıyor. Seveni kadar nefret edeni de var.
Akımın ismi Fransızca béton brut'dan geliyor, terimin anlamı "işlenmemiş beton". Beton, efsanevi mimar Le Corbusier'nin en sevdiği materyal olarak ünlenmişti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra büyük yapıların ana malzemesi olarak kullanılır oldu, sonra da mimari eleştirmeni Reyner Banham'ın béton brut ismini İngilizceye adapte ederek The New Brutalism, Ethic or Aesthetic? adlı kitabında "brütalizm" olarak kullanmasıyla birlikte tarihe bu isimle geçti. Reyner Banham kitabında bu değerlendirmeyi yaparken tamamı beton, cepheleri ham haliyle bırakılmış, hiçbir süs barındırmayan yeni ve modern binaları kastediyordu. Bu yapıların öncüleri de tasarımla değil, daha çok materyalle öne çıkıyordu. Geniş kirişler ve sütunlar, brütalist yapılarda büyük önem taşıyordu.
MUSEO DEL VULCANISMO
St-Ours-les-Roches, Fransa'daki bina 2002'de Hans Hollein Architekt tarafından tasarlandı.
BETON AŞKINA
II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da doğan brütalizm akımı, 1950'lerde dev binalar, genel merkezler, alışveriş merkezleri, üniversite kampüsleri ve sosyal hizmet binalarının inşasında kullanıldı.
Akımı ilk takip edenler, Alison ve Smithson gibi, inşaatta işlevselliği arayan ve binaları olabildiğince süssüz yapmak isteyen firmalardı. Ayrıca beton onlara, dev binalar yapmak konusunda imkân ve kolaylık tanıyordu. Bu temel malzemeye erişmek kolaydı, malzeme ucuzdu; onunla kalıplı bir görünüm verilebildiği için yapı, ekspresyonist bir hava kazanabiliyordu. Bu formun yalınlığı, zamanla bir başka çok iyi bilinen akımı getirdi: Minimalizm.
Beton gibi sürdürülebilir bir malzeme kullandığı için brütalizm kısa zamanda dünyanın ilk globalleşen mimari akımlarından biri oldu, Brezilya'nın Ivory Coast'u gibi geleneksel bölgelere bile adapte edildi. Kısa zamanda dünya çapında en güzel örnekleri verildi.
Yazının tamamı Esquire Türkiye İlkbahar 2019'da!