Cennetteki tehlike: Eden Hazard

Bu yılın başına kadar, Messi ve Ronaldo ikilisinin futbol dünyasının zirvesindeki yerinin tartışılması bile düşünülemezdi. İkili hâlâ zirvede ancak onları daha alt sıraya düşürecek ‘tehlike’ yolda. Futbol adına otorite ya da taraftar kime sorarsanız sorun, son dönemde kendisinde en çok heyecan uyandıran ve rakiplerini korkutan oyuncunun adını şıp diye söyler: Eden Hazard. Chelsea’nin zirveye tutunmasındaki en önemli faktör olan Hazard, bir yandan da Dünya Kupası’na katılan Belçika’nın en kıymetli elması…

Giriş Tarihi: 08.07.2014 15:57 Güncelleme Tarihi: 08.07.2014 16:49
Hikayenin başına gidince, böyle kıymetli bir elmasın nasıl işlendiğini anlamak mümkün. Eden Hazard, futbolcu bir ailenin çocuğu. Futbolcu derken, sadece babasından bahsetmiyoruz. Hem babası hem de annesi futbolcu. Annesi Carine Hazard, Belçika Kadınlar 1. Ligi'nin önemli forvetlerinden biriydi. Bugün 49 yaşındaki Carine, 26 yaşına kadar futbol oynadı. Eden Hazard'a hamile olduğunu fark etmemişti bile. Futbol oynarken, üç aylık hamile olduğunu öğrendi. Bu durumu, "Eden bana ilk golü karnımdayken attı." diye anlatıyor. Eden'ın haberini alınca kendi kariyerini sonlandırarak spor öğretmenliği yapmaya başladı.

Babası Thierry ve Carine, Eden'ın doğduğu şehir La Louviere'deki Tivoli Stadı'nda düzenlenen bir organizasyonda tanışarak evlendi. 47 yaşındaki Thierry Hazard, uzun yıllar şehrin takımı RAA Louvieroise'de (RAAL) forma giydi. Orta düzeyde bir defansif orta saha oyuncusuydu. Uzun yıllar Belçika 2. Ligi'nde top koşturdu. Kariyeri bittikten sonra, eşinin yolunu izleyerek bir ilkokulda beden eğitimi öğretmeni oldu. Eden'ın 7 Ocak 1991'de La Louviere'de doğumu, adeta yeni yıl hediyesiydi. Ailede gündem her zaman futboldu. Yemek masasında RAAL'ın ne yaptığı konuşulurdu. İlk antrenörü doğal olarak babasıydı. Ancak, evde güzel yemekler yapan annesi sahada nasıl kıvrak olunacağını da oğluna öğretiyordu.

Belçika'nın üç federal bölgesinden biri olan Valon Bölgesi'nde yaşadıkları Brain Le Comte'nin takımı Royal Stade Brainois'te futbola başladı. Daha sonra birinci ligde oynayan AFC Tubize'nin altyapısına dahil oldu. Ondaki yeteneği bölgeyi dip bucak tarayan OSC Lille'in altyapı antrenörleri keşfetti. Eden, 2005'te evine bir saat uzaklıktaki Lille'in altyapısına katıldı. Antrenman günleri, gidiş-dönüş yaklaşık 190 km yol tepiyordu. 2006'da ilk defa Belçika U-15 Milli Takımı'na çağrıldı. Sonrasında Belçika'nın her yaş grubundaki milli takımlarında forma giydi. Dönemin Lille'ini yöneten Roma'nın teknik direktörü Fransız Rudi Garcia, onu yakından izliyordu. Hızı, driplingleri, gol vuruşu yaparken sakinliği, hızlıyken bile top üstündeki hâkimiyeti inanılmazdı. Lille formasını ilk kez 2007'de, kupada Racing Club de France'a karşı giydi.

Rudi Garcia, muhteşem bir takım kurmuştu. Sahada Lille'i izlemek, sonuna kadar savaşan gençler ve onları akıllıca yöneten tecrübelilerin uyumuyla adeta bir orkestranın konserini izlemeye benziyordu. 2010-2011 sezonu muhteşem geçti. Kalede Mickael Landreau, defansta Adil Rami; Hazard, Gervinho, Mousa Sow'un olduğu Lille kupalara ambargo koydu. Musa Sow ligde 25 golle gol kralı olurken, Lille 56 yıl sonra hem Fransa Şampiyonluğu'nu hem de Fransa Kupası'nı kazandı. 52 maçta oynadı, 12 gol ve 9 asiste imza attı. Yaptığı patlamayla ilgili Lille Paf Takımı teknik direktörü Stephane Adam, "Yaşı henüz küçük olmasına rağmen şimdiden takımını sırtlanmaya başladı. Şu an için Messi kadar iyi olduğunu söylemek doğru değil ama onun kadar yetenekli olduğunu düşünüyorum. Onun gibi bir oyuncu, 10-15 senede bir çıkar. Hazard'ı Zidane'a benzetiyorum. Kalitesi ve kendine güveniyle, tıpkı onun gibi dünya çapında bir yıldız." dedi.

Ertesi sezon Hazard, daha cüretkârdı. Kendisini serbest bırakan Rudi Garcia, onu hızlı bir kanattan ofansif bir orta sahaya dönüştürmüştü. Gol vuruşlarını oldukça geliştirmişti. 2011-2012'de 49 maçta oynadı ama bir yıl önce 12 olan gol sayısını neredeyse iki kat arttırarak 22'ye taşıdı. İlk hattrick'ini aynı sezon 20 Mayıs 2012'de Lille'in Nancy'i 4-1 yendiği maçta yaptı. Ligde attığı 20 golle gol krallığı listesinin 3. sırasındaydı. Yaptığı 15 asistle Fransa'nın en çok gol attıran futbolcusu olmuştu. Fransa kariyeri, ona iki kupa dışında, 2 kez yılın oyuncusu (2010-11, 2011-12), 2 kez yılın genç oyuncusu (2008-09, 2009-10) unvanı kazandırdı. 2009'dan itibaren her yıl, Fransa'da Yılın Takımı'na dahil oldu. İsmi, attığı hızlı pasların önüne geçmişti.

Tabiri caizse ipini koparan peşine düştü. Fenerbahçe, Arsenal, Chelsea, Manchester United, Porto, Borussia Dortmund, Paris Saint Germain ve Real Madrid'in olduğu listeye her gün yeni talipliler ekleniyordu. Hayatını, Didier Drogba ile takım arkadaşı Gervinho arasındaki bir telefon konuşması değiştirdi. Rudi Garcia, Fransız yazar Denis Chaumier'nin kaleme aldığı Tous les chemins menent a Rome (Bütün yollar Roma'ya Çıkar.) isimli otobiyografi sinde, Eden Hazard'ın Chelsea'ye transfer sürecinin Drogba'nın telefonuyla başladığını belirtti.

Başarılı teknik adam otobiyografi sinde, Fransa 1. Futbol Ligi'nde (Ligue 1) Lille'de görev yaptığı sürede Chelsea'nin Hazard transferini nasıl gerçekleştirdiğini şöyle özetliyor: "2011 yılında Lille takımının soyunma odasında oldukları sırada, o dönem Chelsea'de forma giyen Fildişili Didier Drogba, vatandaşı Gervinho'yu telefonla aradı ve ona, Hazard'ın yanında olup olmadığını sordu. Gervinho ise, 'Seninle konuşmak isteyen biri var.' diyerek, Hazard'ı telefona çağırdı. Telefonu alan Chelsea Başkanı Roman Abramovich, Hazard'a, 'Lille'de ne kadar kazanıyorsun bilmiyorum ama ben üç katını veriyorum.' dedi." Bu gelişmenin ardından Belçikalı futbolcunun kontratını yenilemek istediklerini belirten 49 yaşındaki teknik adam, bunda başarılı olamadıklarını ifade ediyor. Roman Abramovich oldukça kararlıydı. Peşindeki herkesi geride bırakıp Lille'e 2012'de 32 milyon sterlin ödedi ve bu işi bitirdi. Hazard bu transferi kendi Twitter hesabında, "Şampiyonlar Ligi Şampiyonu'na gidiyorum." diyerek duyurdu. İlk Premier League maçını 12 Ağustos 2012'de Manchester City karşısında oynayan Hazard, 13 gün sonra Newcastle United önünde İngiltere'deki ilk golüne imza attı. Mavi formayla geçtiğimiz sezon takımına 13 gol, 20 asistlik göz kamaştırıcı bir katkı yaptı. Bu katkı onun Premier League'de Yılın Takımı'na seçilmesine neden oldu.

Lille'de olduğu gibi ikinci sezonunda daha cüretkâr. Çünkü hocası José Mourinho ile aralarında özel bir iletişim var. Mourinho, Hazard için "Dünyanın en iyi genç oyuncusu." diyerek Belçikalı yıldızını ne kadar önemsediğini gösterdi: "Eden, dünyanın en iyi oyuncuları arasına katıldı. Yetenek ve performans arasındaki farkı anladığı gibi düzenli olarak iyi performans ortaya koymak ile ara sıra iyi oynamak arasındaki farkı da çok iyi kavradı. Bu farkları anladığı için önceden yaşadığı boşlukları doldurmayı başarıyor. Bir üst seviyeye çıkmaya çalışıyor ve adım adım bunu başarıyor; biz de ona yardımcı oluyoruz." Hazard, bu övgü dolu sözlere layık olmak için çok çalıştığını belirtiyor: "Onunla birlikte yazacağımız çok güzel bölümler var. Mourinho gibi bir insan sizin için böyle güzel sözler söylüyorsa, bunu hak etmek için herzaman çok çalışmanız gerekiyor. Chelsea forması ile Şampiyonlar Ligi kupasını kazanmak en büyük hayalim. Umarım bunu bu yıl başarabiliriz."

Büyük şef Mourinho, Hazard'ı sadece övmüyor. Gerektiği zaman cezalandırıyor da. Hazard geçtiğimiz Kasım'da Şampiyonlar Ligi'ndeki Schalke 04 maçının kadrosuna alınmadı. Bunun nedeninin antrenmana geç kalması olduğu Mourinho'nun açıklamasıyla ortaya çıktı: "Yalan söylemeyeceğim, Hazard sakat değildi. Yalnızca antrenman saatini unuttu. O daha bir çocuk, çocuklar hata yapabilir ancak babalar oğullarını eğitmek için doğru adımlar atmalı. Bu karşılaşmada oynamak istedi, oynayamadığı için üzgündü ama hepsi bu kadar. Lig maçında yeniden sahada olacak." Hazard, hafta sonu eski kulübü Lille'in Monaco ile karşılaştığı ve 2-0 kazandığı maçı izlemek için Fransa'ya gitmiş ve treni kaçırdığı için pazartesi idmanına geç kalmıştı.

Çocukluk aşkı ve 14 yaşından beri tanıdığı Natasha ile 2012'de evlendi. Bu evlilikten ikilinin Yannis ve Leo isminde iki oğulları var. Hep gülümseyen Hazard'ın karanlık bir yönü de var. Ocak 2013'te Chelsea'nin Swansea ile oynadığı İngiltere Lig Kupası karşılaşmasında dışarı çıkan topu saklayan 17 yaşındaki top toplayıcı çocuğa tekme atmış ve bu olay büyük yankı uyandırmıştı. Hazard ve Chelsea, olaydan sonra 17 yaşındaki top toplayıcı Charlie Morgan'dan özür diledi. Çocuğun babası olan ve 11 oteli bulunan emlak kralı Martin Morgan'ın oğlunu tekmelediği için rekor bir tazminat isteyeceği iddia edilmişti. Hazard'ın özrü sorunu çözdü ama Hazard üç maç ceza aldı. Hazard'ın pek bilinmeyen bir özelliği ise, gerçek bir obur oluşu. Belçika'nın şef aşçısı Wim Casteleyn, Hazard'ın dev takım arkadaşları Lukaku ve Benteke'yi bile kıskandıracak bir iştaha sahip olduğunu söylerken; "Belçika'nın en oburu Eden Hazard." diye konuşuyor. 'Rakip teknik direktörlerin korkulu rüyası' sözü bir klişe değil. Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Chelsea'nin rakibi olan PSG'nin menajeri Laurent Blanc, maç öncesi "Tek korkum Hazard. Hazard, beni hep etkileyen bir futbolcu olmuştur. Özellikle Chelsea'ye transfer olduktan sonra gösterdiği gelişim inanılmaz oldu." diyerek genç yıldıza dikkat çekmişti.

Şimdi Hazard'ı zorlu bir Şampiyonlar Ligi ve Premier League mücadelesi bekliyor. İkisinde de zirveye çıkmak için hâlâ şansı var. Sonraki hedefi ise, 1,5 ay sonra başlayacak Dünya Kupası olacak. Dünya Kupası'nda Belçika'yı olası bir yarı fi nale taşıması durumunda ülke takımına katkı yapmadığı eleştirilerini de aşacak. Bütün bunlar hareketli bir transfer dönemi geçireceğinin kanıtı. Çünkü uçan kaçan herkese musallat olan Körfez sermayesi şimdi Hazard'ı istiyor. Sızan haberlere göre PSG, Hazard için 40 milyon avro olan bütçesini 60 milyon avroya çıkardı. Hazard eğer üç kulvarda da başarılı olursa, Gareth Bale'ın rekoruna yaklaşabileceği telaffuz ediliyor. Ancak Newcastle maçında yaptığı hat-trick'in ardından konuşan hocası Mourinho'ya göre o artık takımın lideri ve satılması mümkün değil.

Peki, Hazard kendisini nerede görüyor? Bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Önceleri futbol oynamak hakkında çok etrafl ı düşünmüyordum. Futbol benim için sadece bir oyundu; kendimi eğlendirmek istiyordum ve insanların benim hakkımda ne düşündükleriyle ilgilenmiyordum. Ama şimdi Chelsea'deyim ve sanırım sahip olduğum yetilerin farkına vardım. Önceden de iyi bir futbolcuydum; ama dünyanın en iyilerinden biri değildim. Şimdi anladım ki yakın gelecekte Messi ve Ronaldo ile rekabet edebilirim; tabii daha çok çalışırsam."

Esquire Dergisi'nin Mayıs 2014 sayısından alınmıştır.


BİZE ULAŞIN