Düşmanınızı Tanıyın: Adı İnsülin
1921 yılının başlarında Toronto Üniversitesi’nden iki araştırma görevlisi, diyabetle ilgili yeni araştırma projesinde hangisinin görev alacağına karar vermek için umursamaz bir şekilde yazı tura attılar. Kazananın Tıp Nobel’i alacağını bilselerdi, yazı turalarını kesinlikle bir miktar daha fazla ciddiye alırlardı..
Eli Lilly ise çok daha başarılı oldu. İnsülin üretimine başlamasının ardından 2 yıl bile geçmeden, 50 milyon üniteden fazla satış yaptı, bu esnada milyar dolarlık bir sektör oluşturmuşlardı.
İnsülin ekonomisi 101
"2019 yılına kadar $42 milyar değerine ulaşacağı öngörülen İnsan insülini piyasası"
İlk zamanlarında insülin hem üretim, hem de satın alım bakımından ucuzdu. Ancak daha sonra, ekonominin merhametsiz kanunları devreye girdi ve bir anda insülin sektöründe bir rekabet oluştu. Galonlarca insülin satışı yapmak gibi büyük bir iş alanı ortaya çıktı ve bir mümessil ordusu doktorları daha fazla insülin reçetesi yazmak için baskı yapmak üzere harekete geçti. İnsan açgözlülük bezlerinin pompaladığı yakıtla insülin fiyatları, yalnızca son 10 yılda %300'den büyük bir artış gösterdi.
Doktorların, hastaları mümkün olduğunca hızlı bir şekilde insüline başlatmak konusunda neden baskı altında olduğunu anlamak için, Sherlock Holmes'un çıkarım yeteneklerine sahip olmaya gerek yok. Bu basınca karşı direnç oldukça az, çünkü çoğu doktor insülinin zararsız olduğuna inanıyor ve bunun sonucu olarak da görünüşe göre sınırsız olan diyabetli alıcı piyasasına dozunu sürekli arttırarak reçete ediyorlar.
İnsülin nedir?
İnsülin, pankreasta üretilen anabolik bir hormondur. Neredeyse tüm hayvanlar tarafından üretilir ve bir milyar yıldan uzun bir süredir mevcuttur. İnsülin, büyüme ile yakından ilgilidir. Şekerleri hücrelere iletir, enerji fazlasını yağ olarak depolar ve doğru koşulların oluşması halinde kas üretimi yapar. İnsülin hücre duvarlarına tutunarak, glukoz ve diğer yapı maddelerinin kandan çıkarak hücrelere girişini sağlayacak bir giriş kapısı oluşturur. Hücrelere doğru gerçekleşen bu glukoz hareketi kandaki şeker seviyesini düşürür.
Fazlasıyla anabolik olmasından ötürü, insülin kimi vücut geliştiricisi tarafından antrenman esnasında edindikleri kas kütlesini korumak/arttırmak için kullanılır. Bunun için, sporcular bir yandan hem şeker hem de protein oranı yüksek takviye içerken, bir yandan da insülin enjeksiyonu yaparlar. Bu, kaslarda glukoz ve amino asit kullanımını arttırırken kas büyümesini destekler, ancak, yağ alımından kaçınarak kas büyümesini sağlamak oldukça fazla dikkat gerektirir. Bu yöntem son derece tehlikeli bir yöntem ve vücutçuların çok fazla insülin enjeksiyonu yaparak şeker komasına girip hayatlarını kaybetme ihtimalleri olduğu gibi kayda geçmiş ölümler mevcuttur.
Asıl problem ise bir avuç cahil vücut geliştirici değil. Asıl problem, çok daha büyük bir kitleyi etkiliyor; dünya nüfusunun yarısına yakını, kronik olarak insülin düzeyi arttırılmış bir şekilde yaşıyor.
Fazla insülin zararlıdır!
Yüksek oranda insüline uzun süreli maruziyetin sağlık sorunlarına yol açtığı, pek fazla şüphe götürmeyen bir gerçek. Bununla birlikte, çoğu vakada sebep olarak insülini belirlemek pek de kolay olmamaktadır, çünkü sıklıkla ortada daha bariz sebepler vardır. Yüksek kan basıncı buna iyi bir örnek; bu problemin en muhtemel sebebi yüksek insülin seviyesi olmasına rağmen yüksek besinsel sodyum ve stres gibi birçok faktör sebep görülmektedir.
Aşağıda, yüksek insülin oranının uzun süreler devam etmesi halinde doğabilecek, üzerine düşünmeniz gereken muhtemel sonuçlar listelenmiştir. Etrafınıza bakın, günlük hayatınızdaki birçok kişinin bunlardan bir ya da birkaçı tarafından etkilendiğini, ancak çoğunun başka sebeplere bağladığını göreceksiniz.
•Yorgunluk
•Kilo artışı
•Açlık
•Kan şekerinin düzeyinin yükselmesi
•Yüksek tansiyon
•Kalp rahatsızlıkları
•Diyabet
•Kanser
•Düşük tiroit performansı
•Depresyon
•Bilinç bulanıklığı ve konsantrasyon güçlüğü
Sencer BULUT
.