Uyku apnesine kesisiz operasyon

Hayati sorunların ortaya çıkmasına neden olan uyku apnesi, yüzde 5-10 civarında seyreden sıklığı ile ülkemizdeki en yaygın hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Erkeklerin kadınlara oranla daha şanssız olduğu uyku apnesi, genç erkeklerde yüzde 4 oranında görülürken, bu oran 60 yaş üstündeki erkeklerde yüzde 28'lere kadar çıkabiliyor.
Toplumun bu denli geniş bir kesimini etkileyen uyku apnesi tek başına yarattığı sıkıntıların yanında, kalp damar hastalıklarından diyabete, uyku bozukluklarından psikolojik sorunlara kadar birçok problemin ortaya çıkması için zemin hazırlıyor.
KBB Uzmanı Doç. Dr. Murat Karaman, uyku apnesini, yarattığı tıbbi, sosyal ve apne nedeniyle meydana gelen kazalardan doğan hukuki sorunlar nedeniyle tedavi edilmesi gereken "toplumsal bir sorun" olarak tanımlıyor. Karaman, özellikle son yıllarda KBB hastalıklarının tedavisinde de yararlanılan robotik cerrahi ile birlikte uyku apnesi tedavisinde başarı oranlarının yükseldiğini ve uyku apnesinin kontrol edilebildiğini belirtiyor.

KALİTELİ UYUYAMIYORLAR
Tıkayıcı tipte uyku apnesi ve horlama, uyku sırasında yumuşak damak ve küçük dilin veya beraberinde dilin geriye kaçıp soluğu 10 saniyeden daha fazla tıkaması ve bu sırada vücudun solunum için aşırı çaba göstermesi sonucu ortaya çıkıyor. Gece uyku sırasında sık tekrar eden bu durum uykunun sürekli bölünmesine neden oluyor. Tıkayıcı tipte uyku apnesi hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebildikleri için dinlenemiyor. İyi uyuyamadan kaynaklanan bu durum sonucunda; kişi gündüzünü de yorgun geçiriyor. Dolayısıyla çalışma hayatı verimsiz geçebiliyor ve kaza yapma oranı da yükseliyor Tıkayıcı uyku apnesinin tıbbi olarak birçok sorunun da kaynağı olduğunu söyleyen uzman, bu nedenle uygun tedavi yaklaşımının hastanın yaşam kalitesini ve genel sağlık durumunu etkilediğini anlatıyor.

ROBOTİK CERRAHİDE HASTANIN VÜCUDUNA KESİ AÇILMIYOR
Tıkayıcı uyku apne tedavisinde problemin seviyesine göre cerrahi ve cerrahi dışı birçok yöntemin kullanıldığını hatırlatan Doç. Karaman, özellikle son yıllarda başta kanser olmak üzere cerrahi girişim gerektiren birçok hastalığın tedavisinde kullanılan robotik cerrahi ile uyku apne sendromlu hastalarda da başarı oranlarının yükselebildiğini ve apnenin kontrol edilebildiğini söylüyor.
Karaman, robotik cerrahi ile hastanın vücudunda herhangi bir kesi açılmadan ağız yolu ile dil kökü ve gırtlak bölgesine ulaşılarak uyku apnesinin önemli sebeplerinden biri olan dil kökü büyüklüğü ve üst gırtlak doku sarkıklığına müdahale edilebildiğini anlatıyor.
ÜÇ BOYUTLU GÖRÜNTÜ HEKİME KOLAYLIK SAĞLIYOR
Özellikle ciddi obstrüktif uyku apne hastalarının tedavisinde kullanılan birçok yöntemin yanında robotik cerrahinin, hasta ve hekime önemli kazanımlar sağladığına işaret eden Karaman, uygulamayla ilgili şu bilgileri veriyor:
"Normalde uyku apnesinin bu bölgelerdeki cerrahisi dil kökünün koblasyon yöntemiyle küçültülmesi, radyofrekans uygulaması ve dil kökü askıları ile yapılıyordu. Klasik cerrahi müdahale ile küçük dil kısaltılıyor, yumuşak damak yukarı seviyeye asılarak yutak bölgesinin dikeysel genişliği artırılmış oluyor. Dil kökünün küçültülmesi gerektiği durumlarda ise, robotik cerrahi kullanılıyor. Dil kökü küçültme olarak bilinen bu yöntemde, robot kolları cerrahinin yapılacağı bölgeye ulaşacak şekilde yerleştiriliyor. Dil kökünde büyümüş olan yağ dokusu ve dil kökü bademciğinden oluşan yutak bölgesinin ön arka çapını daraltan fazla doku çıkartılıyor. Cerrah, ameliyat sahasının üç boyutlu endoskopik görüntüsünü takip edeceği konsola oturarak hassas kumandalar yardımı ile işlem gerçekleştiriliyor."

KBB Uzmanına göre, robotik cerrahi sonrasında apne nöbetlerinin önüne geçilebiliyor ve apneden kaynaklanan sorunlar da ya hafifliyor ya da ortadan kalkabililiyor.
HASTANIN KISA ZAMANDA İYİLEŞMESİ MÜMKÜN
Tıkayıcı uyku apnesinin robotik cerrahi ile tedavi edilmesinin hasta açısından önemli kazanımları olduğuna işaret eden Doç. Dr. Murat Karaman, konuyla ilgili şunları anlatıyor: "En önemli kazanımı hastaya kısa sürede iyileşme imkanı sağlanabilmesi oluyor. Ağrı şiddetinin düşük olması nedeniyle kullanılan ağrı kesici miktarı da azalabiliyor. Ayrıca, yara ve ya kesi izinin olmaması da özellikle estetik kaygılar taşıyan hastaları mutlu ediyor. Bunun yanında hastanede kalış süresinin kısalabilmesi, günlük aktivitelere daha hızlı dönülebilmesi, kan nakli ihtiyacının azalması, enfeksiyon riskinde düşme görülebilmesi ve daha az komplikasyonun oranlarının azalabilmesi de robotik cerrahinin kazanımları arasında yer alıyor."