Tayland’ın en bakir yeri
Geçen yıl bu sayfalarda yine Tayland'ı yazmıştım, bu kez ise rotamız Bangkok, Krabi, Phi Phi Adası ve Phuket. Yanımdaki, 53 ülke gezmiş arkadaş şöyle diyor: "53 ülke gezdim, Tayland rahatlıkla birinci sıraya yerleşir." Sürekli gülümseyen insanları, özgün ve lezzetli mutfağı, her köşe başındaki masaj salonları, tropikal meyveleri ve tapınaklarıyla (bir de vizesiz olmasıyla) Tayland, bir kez giden herkesin ikinci kez gitmek için plan yaptığı ülkelerden biri. Ben de size şimdi olabildiğince Güneydoğu Asya'nın bu mistik ülkesini anlatmaya çalışacağım.
- Info
- Cumartesi 11:05 | 27 Mayıs 2017
Yazı: Özge DİNÇ
Bangkok'tan iç uçuşla Krabi'ye geçtik ve Krabi'nin, Tayland'da gördüğüm yerler arasında en bâkiri olduğunu düşündüm. Krabi, turizme yeni yeni alışıyor. Biz de Sofitel Spa and Resort'a yerleştikten sonra şehre iniyoruz.
Krabi'de beni en şaşırtan şey, yerel halk için çok alışıldık bir doğa olayı: Gelgit. Tekneler sabah karaya oturmuş. Ama gece su geri gelecek ve suyun üzerinde duracaklar; gelgit düşünülerek Krabi'de (hatta Phuket'te) uzun iskeleler oluşturulmuş.
Krabi'de dünyada üç adet bulunan 25 ve 40 milyon yıllık fosillerin bulunduğunu öğreniyoruz. Fosillerin zarar görmemesini çok önemsiyorlar. (Son dönemde evrimle ilgili okuduğum kitaplardan sonra 40 milyon yılı, aklım almıyor.) Hindistancevizi dondurması almak için sıraya girmek artık normalleşiyor; o anda kabuğu kırılıp bizim için boşaltılan Hindistancevizi dondurmasını yiyor, maymunları görebileceğimiz bir nehir turuna çıkıyoruz. Krabi'den botla 90 dakikada Leonardo DiCaprio'nun 'Kumsal' filminin çekildiği, turkuaz suyuyla büyüleyen (Yalnızca biraz kalabalık) Phi Phi Adası'nın Maya Koyu'na geçecek, ardından Tay geleneklerini bohem lüks bir tarzda yorumlayan, yemeklerinde de modern ve Batılılaştırılmış Tay mutfağından örnekler tadacağımız Zeavola Resort'a gideceğiz. Burada evlenen çiftler için birer ağaç dikilip altındaki plakaya isimleri yazılmış. Zeavola, odalarında özel havuzu da olan tam bir balayı oteli.
Gruptaki kızlar buraya bayıldı, benim favorim ise Tay motiflerini Fas kültürüyle ve müthiş bir minimalizmle yorumlayan Ritz Carlton olacaktı. Burada bol bol, Fas'ı enfes anlatan André Gide'i andım. Otelin sadece odalarına değil, derinlik hissi veren merdivenlerine de bayıldım. Dev yataklı odalar, kendimizi fotoğraf çekmeye verdiğimiz çok katmanlı banyosu ve her akşam iki bin mumun yakıldığı salonu… Bize orada bir Türk müzisyenin eşine burada evlenme teklif ettiğini de söylediler, ama ne kadar ısrar etsek de ismini öğrenemedik.
Krabi'de şnorkelle dalış yapıp daha önce hiç görmediğimiz (Bu, hayatımda ikinci kez şnorkelle dalışım; böyle mutlu olduğum bir an yok sanırım.) rengârenk deniz canlılarını görüyoruz. Ufak bir köpekbalığı da varmış, ancak o sırada uyuyormuş. Bize eşlik eden dalış hocamız Çinli; dünyanın farklı dalış noktalarında bir süre yaşıyor. Şimdi, Krabi'de ve bize Şarm El-Şeyh ile buranın en etkileyici iki dalış noktası olduğunu anlatıyor.
Tırmanış ve rafting imkânı da bulabileceğiniz Krabi'nin en unutulmaz anlarından birini de Phanom Bencha National Park'taki fil yürüyüşü oluşturuyor. Çünkü bu kez suların, dev ağaçların olduğu sessiz ormanda uzun bir tur yapıyoruz. Fil üzerinde iki kişiyiz ve aramızda "Herhalde meditasyon dedikleri şey bu!" diye konuşuyoruz.