Eyvah, Naziler yine sahada!
Irkçılık son dönemde sadece futbol sahalarının değil tüm dünyanın en önemli sorunları arasında yer alıyor.
Gökhan İlker
Irkçılık ana başlığı altındaki en önemli bölüm olan 'Nazizm' ise sokaklarda olduğu kadar yeşil sahalarda giderek yükseliyor. Sadece son bir yılda Neo-Nazilerin başrolde olduğu onlarca olay yaşandı. FIFA ve UEFA ne kadar kampanya yapsa, önlemler alsa da Neo- Nazileri saha dışına 'tekmelemek' hâlâ mümkün olmadı.
En yakın olaydan başlayalım. Son yıllarda Almanya'da faşist görüşe yakın LEGIDA, PEGIDA ve AFD Partisi ile yeniden yükselişe geçen Nazizm, en kolay yer edinebileceği futbola da sıçradı. Almanya ile Çekya, 1 Eylül'de Prag'da Dünya Kupası grup eleme maçında karşılaştı. Timo Werner'in dördüncü dakikada attığı golle Almanya maçı 1-0 önde götürüyordu. Maçın ortalarına gelindiğinde, Almanya Milli Takımı'nın atak yaptığı bölümdeki tribünlerden skandal tezahüratlar yükselmeye başladı. Prag'a gelen Alman taraftarların yaklaşık 200 kadarı alkışlayarak, tempo tutarak Nazi selamı olarak bilinen "Sieg Heil (Yaşasın Zafer)" sloganları attı ve defalarca Nazi selamı verdi.
Maç, 78'de Çekya adına Vladimir Darida, bundan 10 dakika sonra ise 88'de Matt Hummels'in attığı karşılıklı gollerle 2-1 Almanya'nın üstünlüğüyle tamamlandı. Yaşanan olay skorun önüne geçmişti. Alman taraftarların tezahüratları Çekler tarafından büyük tepki çekerken, Almanya'nın teknik direktörü Joachim Löw, Nazilere tepki gösterdi. "Ülkemiz için utanç vericiydi," diye konuşan Löw, taraftarların maç içinde Nazi tezahüratı yapması konusunda yetkilileri göreve çağırdı. "Üzgün değilim. Çok öfkeliyim. Hissettiklerimi bu daha iyi açıklıyor. Olanlar yüzünden gerçekten çok kızgınım. Bazı taraftarlar ülkemiz adına utanç verici davranışlarını sergilemek için uluslararası bir futbol maçını kullandı," diye konuşan Löw, "Bu anarşistleri istemiyoruz, onların milli takımı değiliz ve Prag'da olan taraftarların bazıları oldukça düşük seviyeli ve adice hareket etti." diyerek tepkisini dile getirdi. Borussia Dortmund ise olayın ardından resmi sitesinde ırkçılık ve Nazizmi lanetleyen "Futbol ve Naziler, birbirine uygun değildir." başlıklı bir video yayınladı.
Almanya ile Çekya karşılaşması
Nazi tezahüratları bu kadarla kalmayacaktı. Maçtan altı gün sonra FIFA, Alman taraftarların Nazi sloganları atması sebebiyle Almanya Futbol Federasyonu (DFB) hakkında disiplin soruşturması açtı. DFB Başkanı Reinhard Grindel, Kicker dergisine yaptığı açıklamada konuyu UEFA'nın 20 Eylül'deki yönetim kurulu toplantısında gündeme getireceğini söyledi. Grindel, taşkınlık yapanların biletleri kendi federasyonlarından almadıklarına işaret ederek bazı Avrupa ülkelerinde kontrolsüz bir şekilde satış yapıldığını ve bu kişilerin biletleri buradan temin ettiklerini ifade etti. Avrupa stadyumlarına girişlerde belirli kriterlerin konulması gerektiğini vurgulayan Grindel, "Hep beraber Avrupa federasyonları olarak bilet temininin daha fazla kontrollü bir şekilde olmasını sağlamak için çalışmalıyız." dedi. Bu arada boş durmayan Alman polisi, Grindel'in elini güçlendirmek için yedi holiganın maçı izlemek için Prag'a giderken yolda durdurulduğu ve ülke çıkışına izin verilmediğini duyurdu. Ancak FIFA ceza vermeyi çoktan kararlaştırmıştı. Ekim ayında soruşturmanın tamamlandığını duyuran FIFA, DFB'ye 32 bin İsviçre Frangı ceza kesti. Alman yetkililer ise kendilerini savunarak olay çıkaran taraftarların biletlerini resmi yollardan almadığını iddia etti.
Roman Zozulya
Aslında sene başından itibaren nefret dalgasının sinyalleri gelmeye başlamıştı. Ukrayna'nın Dnipro takımından büyük umutlarla İspanyol Real Betis'e transfer olan Roman Zozulya, Madrid ekibinde forma şansı bulamayınca kiralık listesine konuldu. Devre arasında yapılan görüşmelerin ardından transferin son gününde ise ikinci lig ekiplerinden Rayo Vallecano ile anlaşma sağlandı. Transfer olduğunda "Messi de kim? Karşıma çıkarsa ezer geçerim," diyen Zozulya'nın ülkesindeki Nazi eğilimli gruplarla birlikte poz verdiği, elinde silah tuttuğu fotoğraflar bir anda ortaya saçıldı. Transfer konuşmalarına tepki gösteren Rayo Vallecano'nun ünlü taraftar grubu Bukaneros, aşırı sağcı olduğunu söyledikleri Roman Zozulya'nın kiralanmasını protesto etti. Gösterilen tepkiye karşı açıklama yapan İspanyol kulübü, oyuncunun ırkçı olduğu iddialarını yalanladı. Tepkilere rağmen Zozulya kiralandı.
İspanyol medyasında yer alan haberlerde Zozulya'nın aşırı sağ olarak konumlandırılabilecek siyasi görüşü benimsediğinin devlet sırrı olmadığına değinildi. Rayo Vallecano'ya imza atmaya giden Zozulya, havalimanında giydiği tişörtte taşıdığı Ukrayna rozetinin bir gazeteci tarafından Nazi rozeti olarak adlandırıldığını iddia etti. Rayo Vallecano taraftar gruplarından ADRV, bu transferi saçmalık olarak değerlendirerek; "Tarihimize ve değerlerimize hakaret." dedi. Bukaneros grubu ise "Onu seven insanları istemiyoruz. Neo-Nazi görüşlerini benimseyen tişörtler giyiyor. Bu bize uygun bir durum değil." sözleriyle camiaya çağrı yaptı.
Tepkiler bu kadarla sınırlı değildi. Bayern Münih'in sol görüşlü taraftar grubu Schickeria, takımın ligde oynadığı Wolfsburg maçında Zozulya vakasına yönelik iki pankart açtı. İlk pankarta İngilizce olarak "Nazileri futboldan atalım." yazıyordu. Diğer pankartta ise mesaj doğrudan İspanyolca veriliyordu: "Zozulya şimdi git." Roman Zozulya'nın rahat hareket edemeyeceği belli olmuştu. Nitekim ilk idmanda ipler koptu. Sabah ilk iş olarak Vallecas tesislerindeki antrenmana gelen bir grup taraftar açtıkları pankartlarla Zozulya ve kulüp başkanı Martin Presa'yı hedefe koymuştu. Taraftarlar Zozulya'yı 'Vallecas'ta Nazilere yer yok' pankartıyla karşılaştı. Antrenman sırasında sloganlar atan taraftar grubunu, polis tesislerden güçlükle uzaklaştırdı.
Ukrayna'daki milliyetçi parti Pravy Sektor ve bazı Neonazi gruplarla ilişkisi olduğu iddia edilen Zozulya ise sosyal medya hesabından söz konusu ithamları yalanladı. Zozulya, Ukrayna'da ordu için görev yaptığını, çocuklara yardım ettiğini söyleyerek ülkesinin zor zamanlar geçirdiğini ancak bu durumun yanlış yansıtıldığını ve Neo-Nazi gruplarla bağlantısı olmadığını dile getirdi. Zozulya, "Ne yazık ki Rayo Vallecano'ya gelişim ülkem ve kariyerim hakkında çok az şey bilen gazetecilerin yanlış anlamasından dolayı gecikti. Duygusal yönden gerçekten çöktüm. Nazi değilim. Eşim ve çocuklarımın güvenliği konusunda gerçekten endişe duyuyorum. Benim arzum futbol oynamak. Benim işim ve tutkum bu. Birkaç günü ailemle beraber geçirip kariyerim hakkında karar vereceğim." dedi.
İspanya'da 1. ve 2. futbol ligi takımlarının üyesi olduğu Profesyonel Futbol Ligi (LFP), Rayo Vallecano ve İspanya Futbolcular Derneği (AFE), Zozulya'nın güvenliğinin garanti altında olduğuna yönelik ortak bir bildiri yayımladı. Real Betisli futbolcular da Zozulya'ya gösterilen tepkiyi kınadı. Real Betis'in spor direktörü Miguel Torrecilla, "Bize verilen bilgiye göre Roman, Rayo Vallecano'da radikal gruplarla sorun yaşıyor. Betis'e dönmesi için kulübüyle konuştuk. Onu korumak, futbolcumuz olmasından dolayı bizim zorunluluğumuzdur," diye konuştu. Kısa süre içinde malumun ilanı gerçekleşti; Rayo Vallecano, baskılara dayanamayarak Zozulya'nın sözleşmesini feshetti. Önceki sezon Rayo Vallecano'ya gelmeden Ukrayna'nın Dnipro ve İspanya'nın Real Betis takımlarında forma giyen Zozulya, sözleşmesini feshettiği için, 'Bir futbolcu bir sezonda üçten fazla kulüpte oynayamaz' kuralı gereği sezon sonuna kadar hiçbir takımda forma giyemedi. Real Betis bu sezonun başında Roman Zozulya'yı bonservissiz olarak ikinci lig kulübü Albacete'ye gönderdi. Şu ana kadar La Liga 2'de 12 maça çıkan Ukraynalı golcü, 5 gol atıp, 2 asist yaptı.
Ukrayna'da Dinamo Kiev ile Shaktar Donetsk arasındaki lig maçında ev sahibi ekibin taraftarları Nazi propagandası yaptı. Beyaz ırkın siyahlara mutlak üstünlüğünü savunan ırkçı Ku Klux Klan (KKK) örgütünün kostümlerini anımsatan giysilerle stada gelen Dinamo Kiev taraftarları, üzerinde Nazi sembolü gamalı haç bulunan maskeler taktı. Tansiyonun hiç yatışmadığı statta iki ekibin taraftarları, maç boyunca birbirlerine meşaleler fırlattı. Ukraynalı gazeteciler, olayların bir UEFA yetkilisinin maçı takip edeceğinin açıklanmasının ardından holigan taraftarlar tarafından planlandığını belirtti. Dinamo Kiev taraftarları, 2015 yılında Chelsea ile oynadıkları maç esnasında siyah İngiliz taraftarlara yönelik saldırıları nedeniyle adlarından sıkça söz ettirmişti. UEFA, ırkçı davranışlar nedeniyle o dönem kulübü cezalandırmıştı.
Avusturya'da savaş sonrası konan sert anti-Nazi kanunlarına karşı gelen 39 yaşındaki işsiz bir Neo-Nazi yanlısı taraftara verdiği Hitler selamı nedeniyle 18 ay hapis cezası verildi. Kararın okunduğu Viyana mahkemesinde konuşan adı açıklanmayan hükümlü, "Selamı fazla düşünerek verdiğimi söyleyemem. Ancak şimdi anlıyorum ki hiç de iyi bir fikir değilmiş. Maçtan evvel birkaç bira içmiştim." dedi. Rapid Vienna'nın aşırı radikal taraftar kanadından olan hükümlü tribünlerde Nazi selamı verirken kameralara yakalanmıştı. İngiltere ile Almanya'nın milli takımları arasında Mart ayında oynanan hazırlık maçında Nazi selamı yaptığı tespit edilen iki İngiliz taraftara ise ömür boyu stadyumlara girememe cezası verildiği açıklandı.
İtalya
Almanya, İngiltere, İspanya, Ukrayna, Avusturya derken İtalyan ırkçıların geride kalması düşünülemezdi. Serie A'nın 7. haftasında konuk ettiği Sassuolo'yu 6-1 yenen Lazio, taraftarlarının ırkçı tezahüratları nedeniyle ceza aldı. Kuzey kale arkası tribününden, Sassuolo'nun Ganalı futbolcusu Alfred Duncan ile İtalyan siyahi oyuncu Claud Adjapong'a yapılan ırkçı tezahüratlar için İtalya Futbol Federasyonuna bağlı spor savcısının talebi doğrultusunda spor hakimi, Lazio'ya iki maç kuzey kale arkası tribününü seyirciye kapatma cezası verdi. Ancak ceza alan tribündeki taraftarlar takımlarının Cagliari karşısındaki müsabakayı izleyemedi. Taraftarlar, kulübün başkanı Claudio Lotito'nun tavsiyesi üzerine sadece 1'er avro ödeyerek karşılaşmayı AS Romalıların kullandığı güney kale arkası tribününden izledi. Maçın ardından koltuklara Bergen-Beslen toplama kampında 16 yaşındayken 1945'te hayatını kaybeden Yahudi Anne Frank'i Roma formasıyla gösteren fotoğraflar bırakan taraftarlar, antisemitizm (Yahudi karşıtlığı-düşmanlığı) içeren mesajlar da yazdı. Buna ilişkin fotoğrafların İtalyan basınında ve sosyal medyada yayımlanmasının ardından, ezeli rakiplerini aşağılamak için yıllardır 'Yahudi Romalılar' sloganları atan Lazio taraftarlarının bu davranışı, başta Yahudi toplumu olmak üzere tüm ülkeyi ayağa kaldırdı.
Roma Savcılığı ile İtalya Futbol Federasyonu (FIGC) soruşturma başlattı. İtalya Cumhurbaşkanı Segio Mattarella, acıklı bir hikâyesi olan Anne Frank'in barbar Nazilerin elinde ölmesinin tüm dünyayı etkilemiş olduğunu belirterek, "Onun fotoğraflarını bu şekilde tehdit ve aşağılama amaçlı kullanmak, insanlık dışı olmasının dışında, acımasız antisemitizm bakış açısının ülkemize yayılması endişe vericidir." diyerek kınadı. Laziolu taraftarları kınayan bir başka isim Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani oldu. Eski Başbakan Matteo Renzi ise Twitter'da, "Ben bir takımın başkanı olsaydım, yarın oyuncularımın formalarına sponsor yerine Davud Yıldızı koyardım." dedi. Spor Bakanı Luca Lotti de, ağır antisemitizm suçuna bulaşan taraftarların birer birer tespit edileceğini duyurdu. Roma Belediye Başkanı Virginia Raggi, "Bu futbol değil, spor değil." dedi.
Lazio kulübü yetkilileri ve bazı oyuncular, antisemitizme karşı olduklarını ortaya koymak için Roma'daki sinagogu ziyaret etti. Sinagogda konuşan Lazio Başkanı Claudio Lotito, "Taraftarlarımızın büyük çoğunluğu, bizim gibi antisemitizmin her şekline karşı." dedi. Lotito, her yıl 200 taraftarı Polonya'ya götürerek, Nazi Almanyası tarafından İkinci Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük toplama, zorunlu çalışma ve sistematik katliam kampı olan Auschwitz- Birkenau'yu gezdireceklerini açıkladı. Serie A'da tüm maçlar Anne Frank'e birer dakikalık saygı duruşuyla başlarken, Laziolu oyuncular Bologna maçı öncesi sahada ısınmaya üzerinde Anne Frank'in resmi bulunan formalarla çıktı.
JAPON NAZİLER!
Kyodo haber ajansının aktardığına göre, Gamba Osaka taraftarları 16 Nisan'da Crezo Osaka ile oynanan lig maçı sırasında, Nazilerin 2. Dünya savaşı öncesi Almanya'da kurduğu paramiliter örgüt SS'in (Schutzstaffel, Koruma Timi) bayrağını andıran bir
bayrak açtı. Kulüp, taraftarlarının bu eyleminden dolayı federasyondan iki milyon yen (17 bin 530 dolar) para cezası ve kınama aldı. Gamba Osaka, 27 Nisan'da tespit edilen bu taraftarlara maçı izleme yasağı getirdi. Kulüp ayrıca kendi sahasında ve deplasmanlarda taraftarların tribünlere bayrak sokmasını da tamamen yasakladı.