Doğadaki cankurtaranlarımız
"Şehrin gürültüsü ve kalabalığından hızla uzaklaşarak doğaya kaçmak…" Kulağa hoş geliyor değil mi? Peki doğa ile baş başa kaldığınızda başınıza neler gelebileceğini hiç düşündünüz mü?
Yazı Baran ALIŞKAN
Köyden kente göç edeli ve metropolleri tıka basa doldurup neredeyse taşıralı çok uzun zaman oldu. 'Modern insan' olarak adlandırdığımız çoğunlukla beyaz yakalı, plaza çalışanlarının hayatı da metropolle beraber daha da gelişti ve kalabalıklaştı. Yoğun iş temposu, trafik derken 'şehirli insan' kendine vakit ayıramamaya başladı. Böylece biz insanoğlunun geceleri başımızı yastığa koyar koymaz belki de ilk hayalini kurduğumuz şey; sakin ve huzurlu bir ortamda olmak olmaya başladı. İnsanın özüne dönüş arzusunun en büyük kanıtı doğa sevgisi, bunu yadsıyamayız. Şehirli olan her insanın hayallerinden biri şehrin kaosundan şehir dışına yapacağı ufak tefek kaçamaklar sayesinde kendini 'reset'lemek. Özetle doğaya olan özlememiz halen onunla aramızdaki organik bağın kopmadığını ispatlıyor.
"Şehrin gürültüsü ve kalabalığından hızla uzaklaşarak doğaya kaçmak…" Kulağa hoş geliyor değil mi? Peki doğa ile baş başa kaldığınızda başınıza neler gelebileceğini hiç düşündünüz mü? Kaybolabilirsiniz, şarjınız bitebilir sonra Instagram'a nasıl girersiniz? Ya da bir anda vahşi bir domuz sürüsüyle de burun buruna gelebilirsiniz… Felaket senaryolarını artırabiliriz, ancak siz yanınızdaki teknolojik cihazlarla kendinizi koruma altına alabilirsiniz.