İpucu: Bahara özgü kurallar
Simon Mills’ten mevsim hakkında şiirsel bir deneme.
- Info
- Çarşamba 09:52 | 03 Nisan 2019
Derleyen Özge DİNÇ
T. S. Eliot, "Çorak Ülke" şiirinde Nisan ayı için "en zalim ay" diye yazdığında eminiz, değişen mevsimlerin hissettirdiği üzüntüyü, şehvetin azalmasıyla kaybolan aşklara yaktığı ağıdı, hayatın bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmesinden duyduğu acıyı olduğu kadar ilkbahar-yaz gardırobunun değişme zorunluluğunu da konu ediyordu.
Eliot, bir erkeğin "ölü toprakta leylak yetiştirmek kadar zor" birçok derdinden yakınıyordu. Gelin, buna kalın ve ağır yün paltolardan "Miami Vice" pastellerine ve hafifgiysilere geçişi de ekleyin.
"Kış bizi ısıttı, yaz ise şaşırttı" demişti Eliot. Bu cümle, brogue'dan loafer'a geçişe ve hafiflemeye açık bir referans değil mi?
Nisan, Mayıs ve Haziran, bir erkeğin kıyafetleri düşünüldüğünde gerçekten de "en zalim aylar" çünkü mevsimlerde beklenen değişimin gerçekleşmesi ve giyilen kıyafetlerin özelliklerinin değişmesi gerektiği halde hava durumu insanlar kadar kararlı değil. İstanbul iklimi kararsız, bu da bizde bir nebze panik yaratıyor. Yaz belki biraz daha kolay geçiyor ama onda da başka türlü dertlerimiz var. Baharda hava bir dakika soğuk ve griyse, bir dakika sonra gökyüzü mavi ve güneş parıldar hale geliyor. Bir gün "Cold War"daki Jason Statham gibi kalın paltolarla sarıp sarmalanmamız gerekirken, ertesi gün dirseklerimizi, bileklerimizi, ensemizi serinletecek bir çare arıyoruz; tıpkı polo tişörtlü, çorapsız, şortuyla rahatça gezen Armie Hammer gibi.
Kış, uykuda geçen bir zaman, bir içe kapanma dönemi. Bahar ve yaz ise dışa açılmanın, flört etmenin zamanı. ("Aşk ve güneş feminendir" diyordu Jules, Truffaut'nun Yeni Dalga klasiği "Jules ve Jim"de.) Fakat mevsimler arası geçiş o kadar yumuşak ve acısız olamıyor. Soğuk aylarda bere, bot ve yüksek boğazlı yünlülerin bizi dışarıdan yalıtan kabuğu altında lekeleri, zayıflığı gizleyebiliyoruz, sıcak havaların kıyafetiyse daha ince, hafif, tavuskuşu renklerinde; bu sebepten de zalim çünkü saklamak istediklerimizi apaçık ortada bırakıyor.
Sıcak hava, dedelerimizin hayatına sorunlar getiriyordu. Onlar yaz kış aynı şeyleri giymekteydi; takım elbise, gömlek, kravat, yelek… Yaz gelince ceket çıkarılır, gömleğin kolları katlanır, suya girilirken pantolonun paçaları biraz kıvrılırdı. Ancak 1980'lere gelindiğinde her şey değişti. Hava yolculuğunun ucuzlaması ve paket turlar, uluslararası yolculuğu demokratikleştirdi. Genç adamlar birdenbire güneşte yanmanın, paella yemenin ve yeşil limon rengi espadriller giymenin ücretini karşılayabilir oldu. George Michael bu yıllarda "Top of the Pops" TV programına şortla katılan ilk pop yıldızı oldu.
Modern ve modaya uygun giyinmek yaz aylarında belli yerlerle ve renklerle özdeşleşir oldu: Bohem İbiza beyazı ve Los Angeles elektrik mavisi, Miami'nin South Beach'inin art deco yapılarının pudra pembesi rengi, Hamptons'ın tatil evlerinin dokulu beyaz duvarları, Cote d'Azur şatosunun Fransız grisi rengi, İtalyan Rivierası'nın Aperol kızıl kahvesi ve soğuk gül rengi gibi. Caprese salata ve Napoliten dondurma çeşitleri bize yazın renklerini sunuyordu.
Yine de bu mevsimde "Miami Vice"ın Sonny Crockett'ının keten ve pastel renkli takım elbiselerini giymeden önce uyaralım: Bir erkek pastel tonları konusunda ekstra dikkatli olmalıdır. Pharrell taklidi yanlış plili bir pantolon ve yanlış kemer seçimi böyle açık renklerle birleşince mevsim gerçekten sizin için "zalim" olabilir.
Bu yüzden mevsime adapte olmadan önce, aşağıdaki kuralları okuyun.
TRİKO Mağazada hoş görünüyor ama bir kez giydiğinizde hemen sarkıyor, genişliyor, şekli bozuluyor. Merino yünü ise bir "hafıza"ya sahip ve çok daha hafif ve kullanışlı.
KOL Gömleğinizin kolunu Ryan Gosling gibi kıvırın. Ancak kıvrılmış haliyle kol boyu en fazla dirsek hizasında olmalı.
BİSKÜVİ RENGİ TAKIM ELBİSEDEN KAÇININ Komik görünüyor, şişman gösteriyor ve bu renk takım elbiseyi sadece TV'deki sunucular giyiyor.
OLDUĞUNUZ YERE UYUN Mesela Roma'dayken Dickie Greenleaf gibi pahalı loafer'ınızı, kruvaze blazer ceketinizi giyin, örme kravatınızı takın. Veya eğer Ibiza Santa Eulària des Riu'daysanız yerel halk gibi bohem ve rahat giysiler giyebilirsiniz.
TAM BEDENİNİZE GÖRE! Temmuzda "Towie" tarzı tayt pantolonlardan kaçının. Blazer ve pantolonunuz ancak bir terzinin önerdiği darlıktagenişlikte olmalı.
ŞORT Kargo pantolonları outdoor sporu sevenlere bırakın. Sizin için en iyisi Bermuda tipi şort.
"MIAMI VICE" Pastel tonlar erkek giyime 80'lerde Miami Vice'taki Crockett ve Tubbs sayesinde dahil oldu desek yeridir. Bu renk paleti, yeni sezonda en az dizinin izlendiği zamanlardaki kadar popüler.
DENIM "Beni Adınla Çağır"daki Timothée Chalamet sayesinde denim ceket artık daha soluk ve yıkanmamış versiyonlarıyla trend listesinde. Jean pantolonlarda favori ton ise açık mavi.
GİYİLMEYECEK TEK GÖMLEK Tek düğmeli olan.
T. S. Eliot, "Çorak Ülke" şiirinde Nisan ayı için "en zalim ay" diye yazdığında eminiz, değişen mevsimlerin hissettirdiği üzüntüyü, şehvetin azalmasıyla kaybolan aşklara yaktığı ağıdı, hayatın bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmesinden duyduğu acıyı olduğu kadar ilkbahar-yaz gardırobunun değişme zorunluluğunu da konu ediyordu.
Eliot, bir erkeğin "ölü toprakta leylak yetiştirmek kadar zor" birçok derdinden yakınıyordu. Gelin, buna kalın ve ağır yün paltolardan "Miami Vice" pastellerine ve hafifgiysilere geçişi de ekleyin.
"Kış bizi ısıttı, yaz ise şaşırttı" demişti Eliot. Bu cümle, brogue'dan loafer'a geçişe ve hafiflemeye açık bir referans değil mi?
Nisan, Mayıs ve Haziran, bir erkeğin kıyafetleri düşünüldüğünde gerçekten de "en zalim aylar" çünkü mevsimlerde beklenen değişimin gerçekleşmesi ve giyilen kıyafetlerin özelliklerinin değişmesi gerektiği halde hava durumu insanlar kadar kararlı değil. İstanbul iklimi kararsız, bu da bizde bir nebze panik yaratıyor. Yaz belki biraz daha kolay geçiyor ama onda da başka türlü dertlerimiz var. Baharda hava bir dakika soğuk ve griyse, bir dakika sonra gökyüzü mavi ve güneş parıldar hale geliyor. Bir gün "Cold War"daki Jason Statham gibi kalın paltolarla sarıp sarmalanmamız gerekirken, ertesi gün dirseklerimizi, bileklerimizi, ensemizi serinletecek bir çare arıyoruz; tıpkı polo tişörtlü, çorapsız, şortuyla rahatça gezen Armie Hammer gibi.
Kış, uykuda geçen bir zaman, bir içe kapanma dönemi. Bahar ve yaz ise dışa açılmanın, flört etmenin zamanı. ("Aşk ve güneş feminendir" diyordu Jules, Truffaut'nun Yeni Dalga klasiği "Jules ve Jim"de.) Fakat mevsimler arası geçiş o kadar yumuşak ve acısız olamıyor. Soğuk aylarda bere, bot ve yüksek boğazlı yünlülerin bizi dışarıdan yalıtan kabuğu altında lekeleri, zayıflığı gizleyebiliyoruz, sıcak havaların kıyafetiyse daha ince, hafif, tavuskuşu renklerinde; bu sebepten de zalim çünkü saklamak istediklerimizi apaçık ortada bırakıyor.
Sıcak hava, dedelerimizin hayatına sorunlar getiriyordu. Onlar yaz kış aynı şeyleri giymekteydi; takım elbise, gömlek, kravat, yelek… Yaz gelince ceket çıkarılır, gömleğin kolları katlanır, suya girilirken pantolonun paçaları biraz kıvrılırdı. Ancak 1980'lere gelindiğinde her şey değişti. Hava yolculuğunun ucuzlaması ve paket turlar, uluslararası yolculuğu demokratikleştirdi. Genç adamlar birdenbire güneşte yanmanın, paella yemenin ve yeşil limon rengi espadriller giymenin ücretini karşılayabilir oldu. George Michael bu yıllarda "Top of the Pops" TV programına şortla katılan ilk pop yıldızı oldu.
Modern ve modaya uygun giyinmek yaz aylarında belli yerlerle ve renklerle özdeşleşir oldu: Bohem İbiza beyazı ve Los Angeles elektrik mavisi, Miami'nin South Beach'inin art deco yapılarının pudra pembesi rengi, Hamptons'ın tatil evlerinin dokulu beyaz duvarları, Cote d'Azur şatosunun Fransız grisi rengi, İtalyan Rivierası'nın Aperol kızıl kahvesi ve soğuk gül rengi gibi. Caprese salata ve Napoliten dondurma çeşitleri bize yazın renklerini sunuyordu.
Yine de bu mevsimde "Miami Vice"ın Sonny Crockett'ının keten ve pastel renkli takım elbiselerini giymeden önce uyaralım: Bir erkek pastel tonları konusunda ekstra dikkatli olmalıdır. Pharrell taklidi yanlış plili bir pantolon ve yanlış kemer seçimi böyle açık renklerle birleşince mevsim gerçekten sizin için "zalim" olabilir.
Bu yüzden mevsime adapte olmadan önce, aşağıdaki kuralları okuyun.
TRİKO Mağazada hoş görünüyor ama bir kez giydiğinizde hemen sarkıyor, genişliyor, şekli bozuluyor. Merino yünü ise bir "hafıza"ya sahip ve çok daha hafif ve kullanışlı.
KOL Gömleğinizin kolunu Ryan Gosling gibi kıvırın. Ancak kıvrılmış haliyle kol boyu en fazla dirsek hizasında olmalı.
BİSKÜVİ RENGİ TAKIM ELBİSEDEN KAÇININ Komik görünüyor, şişman gösteriyor ve bu renk takım elbiseyi sadece TV'deki sunucular giyiyor.
OLDUĞUNUZ YERE UYUN Mesela Roma'dayken Dickie Greenleaf gibi pahalı loafer'ınızı, kruvaze blazer ceketinizi giyin, örme kravatınızı takın. Veya eğer Ibiza Santa Eulària des Riu'daysanız yerel halk gibi bohem ve rahat giysiler giyebilirsiniz.
TAM BEDENİNİZE GÖRE! Temmuzda "Towie" tarzı tayt pantolonlardan kaçının. Blazer ve pantolonunuz ancak bir terzinin önerdiği darlıktagenişlikte olmalı.
ŞORT Kargo pantolonları outdoor sporu sevenlere bırakın. Sizin için en iyisi Bermuda tipi şort.
"MIAMI VICE" Pastel tonlar erkek giyime 80'lerde Miami Vice'taki Crockett ve Tubbs sayesinde dahil oldu desek yeridir. Bu renk paleti, yeni sezonda en az dizinin izlendiği zamanlardaki kadar popüler.
DENIM "Beni Adınla Çağır"daki Timothée Chalamet sayesinde denim ceket artık daha soluk ve yıkanmamış versiyonlarıyla trend listesinde. Jean pantolonlarda favori ton ise açık mavi.
GİYİLMEYECEK TEK GÖMLEK Tek düğmeli olan.