Beş Adımda Normandiya

İstanbul'dan Paris'e seyahat sonrası havalimanından araba kiralayarak 3 saatlik bir yolculuk sonrası, Normandiya'nın birbirinden güzel şehir ve kasabalarında 3 ya da 4 gününüzü geçirmenizi öneririm. Hava da şansınıza güzelse üstü açık bir arabayla 360 derece görüş alanı sağlayarak anılarınıza anı katabilirsiniz. En ünlü turistik noktalardan Mont Saint-Michel'in yanı sıra etkileyici kaleleri ve görkemli kiliseleriyle Deauville sahil beldesi; kıyı şeridinin, ormanlık alanların ve çayırların doğal güzelliği özellikle deneyimlenmeli.

AMIENS
İlk durağımız Paris'e 120 kilometre mesafede yer alıyor. Klasik Fransız yaşam tarzını görebileceğiniz tarihi şehir ve etrafındaki tarihi yapıları ile bir gününüzü burada geçirebilirsiniz. Krep ve makaronları ile meşhur Amiens'de ilk görülmesi gereken yer olan Notre Dame de Amiens, Paris'teki katedralin birebir aynısı ve 1200'lü yıllarda yapılmış. UNESCO Dünya Mirası listesindeki kilise bütün ihtişamı ile şehrin her yerinden görünüyor. İkinci durak ise Jules Verne'in yaşadığı ev; burada eşyalarını, notlarını görebilirsiniz.

Son durağımız olan St. Leu bölgesi, nehir kenarındaki etkileyici orijinal Amiens evleri, cafe'leri ve restoranlarıyla dikkat çekiyor. Akşamları cıvıl cıvıl olan bu mahalle katedrale beş dakika mesafede yer alıyor. Alışveriş caddesi Rue de Trois Cailloux, Pazar hariç her gün en yoğun olan caddesi.

DEAUVILLE
Uluslararası festivallere ev sahipliği yapan harika bir liman şehri. Büyük kumarhanesi, marinası, sahili ve villalarıyla zengin Fransızlar'ın gözde tatil merkezi. Deauville merkezi sanki bir film karesinden alınmış sokakları, cafe'leri ile benim favorim. Deauville ayrıca at yarışları ve hipodrom ile ün salmış bir yer. Gün batımı muhteşem, her türlü deniz ürününün sunulduğu restoranları şehrin mutlaka denenmesi gereken en popüler seçenekleri. Konaklama için Hotel Barriere Le Royal Deauville önerim. Leading Hotels of the World üyesi olan, dünya yıldızlarını ağırlamış, ful deniz manzaralı ve tarih kokan bir otel. Öğle yemeği için tavsiyem Villers sur Mer. Yan koyda bulunan minicik bir deniz kenarı kasabası. Sokak aralarında birbirinden renkli restoranları var.

HONFLEUR
Fransa'nın Normandiya kıyılarındaki en görkemli kentlerden biri. Arabanızı deniz kenarındaki büyük otoparklardan birine bırakın ve bu liman şehrinin ara sokaklarında kaybolun. Her binası, her sokağı film karesi gibi olan Honfleur'de sahil kenarında midye yemeden seyahatinize devam etmeyin.

MONT SAINT MICHEL
Britanya ile Normandiya sınırında bulunan Mont St Michel, gelgitlerin yaşandığı bir adacık. Adacığın tepesinde bulunan heybetli manastır 1000 yıldan uzun süredir Hıristiyanlar için çok önemli. Ayrıca UNESCO koruma listesinde bulunuyor. Uzaktan baktığınızda sanki denizin ortasında duruyormuş gibi görünen Saint- Michel dünyada bir kere de olsa görülmesi gereken bir yer. Manastırın altındaki caddeler hediyelik eşyacılar, krep restoranları ve cafe'lerle dolu. Haftanın her günü tıklım tıklım olan bu turistik yere, arabayı park edip 30 dakika yürümeniz gerekiyor.

CHâTEAU LA CHENEVIèRE
Bütün bu seyahat boyunca inanılmaz bir deneyim yaşamak istiyorsanız muhteşem bir şatoda kalabilirsiniz. Château La Chenevière, 18. yüzyıldan kalma, 29 oda ve suitten oluşan inanılmaz bir bahçe içinde, huzur dolu bir ortam. La Chenevière Port en Bessin köyüne 1 kilometre, en yakınındaki şehir olan Bayeux'e ise 8 kilometre mesafede.

Ana kapısından girmenizle birlikte sanki bütün stresinizden kurtuluyorsunuz. 5 yıldızlı şatoda açık yüzme havuzu ve biri Michelin yıldızlı, diğeri bir seranın içinde bulunan iki restoran var. Her odası farklı tasarlanmış olan şato sene boyunca düğün organizasyonlarına da ev sahipliği yapıyor. Le Botaniste restoranı Michelin listesinde. Alakart menü dışında tadım menüsü de bulunuyor. Diğer restoranı Le Petit Jardin daha lokal bir mutfağa sahip. Kendi seralarında bölgeye özgü yetişen sebze ve meyvelerle menülerini hazırlıyorlar. Havuz kenarındaki bu cam restoranı deneyin derim.