Dipten zirveye Oprah Winfrey
Bekar bir annenin kızıydı. Tacize de uğradı tecavüze de. En dipteydi... Bugün kendi kazandığı 2.9 milyar doların sahibi. Ona artık Medya Kraliçesi diyorlar. Hatta geleceğin ABD başkanı olacağını iddia edenler de var.
Oprah Winfrey 75'inci Altın Küre Ödülleri'nde Cecil B. De- Mille Ödülü'nü almak için çıktığı sahnede yaptığı konuşmada kadınlara karşı ayrımcılık ve cinsel taciz vakalarına değindi, salonda dakikalarca alkışlandı.
Konuşması sırasında 1944'de kaçırılıp, tecavüze uğrayan ve 10 gün önce hayatını kaybeden Recy Taylor'ı da unutmayan Winfrey, yıllardır erkek egemenliği altında ezilen kadınların artık kendi güçlerinin farkında olma zamanlarının geldiğini ve korkusuzca ses çıkarmanın en temel özgürlükleri olduğunun altını çizdi.
Hollywood'da yaşanan taciz olaylarına atıfta bulunarak hemcinslerine önemli mesajlar verdi: "Doğruları söylemek en güçlü silahımız. Kişisel hikayelerini bütün gerçeklikleriyle anlatan cesur kadınlarla gurur duyuyorum ve onlardan ilham almaya devam ediyorum. Burada bulunan her bir kişi anlattığı hikâyeler için tebrik edildi. Bu sene ise hikaye biz olduk. Beni izleyen bütün kadınlara artık bizi güzel günlerin beklediği müjdesini vermek isterim. Güzel ve güneşli günlerin gelmesinde en büyük pay sahibi olan kadınlara ve özverili erkeklere teşekkür ediyorum. Bir daha kimsenin 'ben de' demeyeceği günlerin gelmesi için çabalıyoruz."
Peki konuşması sonrası ABD'de 2020 yılında yapılacak olan başkanlık yarışında da yer alabileceği konuşulan bu ünlü kadın kim?
1954 doğumlu Winfrey'i çoğumuz ünlü konuklarını ağırladığı The Oprah Winfrey Show isimli televizyon programından tanıyoruz. 1986-2011 yılları arasında yayınlanan program tüm dünya medya tarihinin benzer programlar arasındaki en yüksek reytingli olanı oldu. Bu nedenle de "Medyanın Kraliçesi" lakabını aldı. Milyar dolarlık bir serveti olan ve en zengin Afro-Amerikalı unvanını elinde tutan Winfrey, bulunduğu duruma dayanamayacağını düşünenler için her zaman en büyük ilham kaynaklarından biri.
19 YAŞINDA YOLUNU BULDU
Bekar, genç bir annenin kızı olarak dünyaya geldi. Mississippi'de fakir bir hayatı vardı. Ancak onun yaşadığı en büyük dram babasızlık ya da fakirlik olmadı. Henüz çocuk denecek yaşta tacize uğradı. Dokuz yaşından itibaren kuzeni, dayısı ve bir aile dostları Winfrey'i taciz etti. Ardından tecavüze uğradı... Yıllar süren tacizlerin ardından evden kaçan genç kız, tecavüz sonucu hamile kaldı ve henüz bir çocukken 14 yaşında dünyaya bir bebek getirdi. Erken doğumun ardından bebek çok uzun süre hayatta kalamadı.
Hayatının yönünü değiştiren ikinci büyük olaysa 19 yaşındaymen babasının yanına Tennessee eyaletine gitmesi oldu. Yaşadığı tacizler ve tecavüzlerden sonra kendisiyle ilgilenmeyen annesi onun hayat çizgisinin de çizilmesini sağladı. Annesiyle sürekli kavga eden, hiç anlaşamayan, ondan çaldığı paralarla gece kulüplerinde gezen ve hayatına yaşı büyük erkekleri sokan Winfrey, okulda da çok başarısızdı. Ancak 19 yaşı onun için bir dönüm noktası oldu. Bir yerel radyo istasyonunda çalışmaya başladı. Liseyi bitirdi, Tennessee Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun oldu. Bu arada Miss Black Tennessee Güzellik Yarışması'nı kazandı. Eğitimini tamamlayan, geldiği fakirliğe rağmen kariyerine odaklanan ve bir yandan da bir güzellik yarışmasını kazanacak kadar güzel olan bir kadını getirin gözlerinizin önüne...
HEP SEVİLMEK İSTEDİM
Kısa sürede kendi yapım şirketini kuran, kendi ismini taşıyan bir TV programını kariyerinin ilk 10 yılında hayata geçiren Winfrey'in hayatı tam bir başarı hikayesi... Winfrey 32 yaşında ilk milyon dolarının da sahibiydi. Şu an serveti 2.9 milyar. 2003 yılında milyar dolarlık serveti olan ilk siyahi kadın olarak da tarihe geçti.
"İyi bir anne görmedim, o yüzden anne olmak istemedim" diyen Winfrey hayatındaki en büyük mutsuzlukları erkekler yüzünden yaşadığını söylüyor:
"Kabul görme ve sevilme isteğim, kendimi kabul etmemem ve sevmemem yüzünden öyle ilişkiler yaşadım ki anlatmak zor. Dört yıl evli bir adamla, aşağılanarak yaşadığım ilişkiyi mi anlatayım, bana hakaret eden sevgilim benden ayrılmasın diye önünde diz çökmemi mi anlatayım? Sonunda bir an geldi ve kendimi sevmeye karar verdim. Bana benimle ilgili kötü bir şey söyleyen bu erkeklere de 'Haklısınız' dedim ve yol verdim. Ne oldu biliyor musunuz? O günden beri mutluyum. Çok mutluyum hem de... Erkeklerin kadınlara yönelik sayısız, tarif edilmez baskı, hakaret ve tacizlerinin elbet bir gün sonu gelecek. Ben de o günün gelmesi için çalışacağım..."
İşte yazdığı beş kitapta, katıldığı sayısız televizyon programında, verdiği röportajlarda her seferinde bu sözleri dile getiren Winfrey'in neden kadınların güçlenmesi için çalıştığını şimdi daha iyi anlayabilirsiniz.
Her yıl kadınların eğitim görebilmeleri ve iş hayatına adım atabilmeleri için milyonlarca dolar yardımda bulunan Winfrey belki de tüm dünyadaki kadınların kendilerine örnek alması gereken en güçlü figürlerden biri.
İdil Demirel