Nilipek ile Döngü!
İkinci albümü 'Döngü' sayesinde alternatif müzik sahnesindeki yerini sağlamlaştıran Nilipek ile akademisyenlikten müzisyenliğe doğru uzanan yolculuğunu konuştuk.
Röportaj Türkan Doğan
Fotoğraf Arda Güldoğan
ESQUIRE: Dilersen önce hikâyenin başına dönelim. Nerede, nasıl bir çocukluk geçirdin?
NİLİPEK: İzmir'de ailenin tek çocuğu olarak büyüdüm. Babam reklamcı, annem okul müdürüydü. Müzikle iç içe, mutlu bir çocukluğum oldu. Ailem beni operalara, klasik müzik konserlerine, müzikallere ya da mesela Sezen Aksu konserine götürürdü. Müziğe olan ilgimi fark ettiklerinde önce piyano sonra da keman ve bas gitar eğitimi aldım. Beş yaşındayken "Şarkıcı olacağım." desem de lise zamanında daha gerçekçi düşünüp "En iyisi okuluma devam edeyim." diye düşünüp İstanbul'un yolunu tuttum.
ESQ: Boğaziçi Üniversitesi'nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuşsun. Ancak müzik tutkusu peşini bırakmamış.
N: Okul hayatım boyunca çok farklı şeylerle uğraştım. Beş farklı müzik grubum vardı. Birinde solistken diğerinde geri vokal ya da bas gitarist olabiliyordum. Konserlere fotoğraf çekmeye gidiyordum. İllüstrasyon yapıp bazı kulüpler için logo tasarlıyordum. Yine de okul bittikten sonra psikolojik danışman olarak çalışacağımı düşünüyordum. Okul bittikten sonra bir yıl boyunca ana okulunda çalıştım da. Sonrasında "Tam olarak yapmak istediğim şey bu değil ." diye düşünüp Hollanda'ya Maastricht Üniversitesi'nde biyolojik psikoloji alanında master yapmaya gittim. Tabii gitmişken orada da bir müzik grubu kurdum. İstanbul'a döndüğümde ise Bahçeşehir Üniversitesi'nde sinema ve medya araştırmaları alanında doktora yapmaya başladım. Dört yıl boyunca bu bölümde asistanlık yaptıktan sonra akademiye de akademisyen olmak isteyenlere de haksızlık etmek istemediğim için üniversitedeki görevimden ayrıldım.
ESQ: Bahçeşehir Üniversitesi'ndeki asistanlığın sırasında ilk albümün 'Sabah'ı çıkarmışsın. Bu albüm hayatının rotasını değiştirmene yardım etti mi?
N: Albüm çıkarırken artık hayatımda yeni bir dönemin başladığını düşünmemiştim. Sonrasında insanın sevdiği işi yapmasının ne kadar çeldirici bir şey olduğunu gördüm. Stüdyoda geçirdiğim anların ve konser zamanlarının ne kadar keyifli olduğunu hissettikçe artık kendime "Bir dakika, artık galiba bu işi yapmak istiyorum." demeye başladım.
ESQ: İkinci albümün 'Döngü', geçtiğimiz Aralık ayında çıktı. Bu albümün senin için anlamı ne, nasıl bir ruh haliyle hazırladın?
N: 'Döngü', çok sıkıntılı bir sürecin sonunda ortaya çıktı. Hayat bazen güzel şeylerle ilerlemiyor. İlk albüm çıktıktan sonra bir süre tüm vaktimizi konserler aldı. Birlikte müzik yaptığım kişilerle yeni şeyler üretme şansımız olmadı. Sonrasında da gelgitler yaşadığımız, kafamızın karıştığı bunalımlı bir döneme girdik. O tekinsiz; bir şeylerin üstesinden gelemeyen ruh halimizden bizi ancak yeni bir sesin, albümün çıkaracağını düşündük. Albüm çıkıp iyi tepkiler aldığında ise biraz olsun her şey normalleşti.
ESQ: 'Döngü'nün ilk albümünden nasıl belirgin farkları var?
N: Döngü'nün bu kadar iyi tepkiler alacağını pek beklemiyorduk. Çünkü ilk albüme göre farklı ve riskli bir albümdü. İnsanlar genelde Nilipek deyince hep böyle 'şeker', 'tatlı', 'huzurlu', 'ukulele çalan şirin, sarışın kız' gibi tanımlamalar yapıyorlar. Zaten seven o yüzden seviyor, sevmeyen de o yüzden sevmiyor gibi bir durum da var. Ama o yaşadığımız tekinsizlik hissiyle öyle 'cici' bir albüm yapmamız mümkün değildi. Haliyle biraz daha 'yüksek' ve kızgın şarkılar var ilk albüme nazaran.
ESQ: Şarkı sözlerini de kendin yazıyorsun. Yazma sürecin genellikle nasıl oluyor?
N: Küçüklüğümden beri şarkı sözü yazıyorum, ama büyüdükçe özellikle anlamlandıramadığım şeyleri, kızgınlıklarımı ya da kızmak istemediğim anlarda kendimi telkin edişlerimi söze döküyorum. Genelde o sözleri yazdığım nokta, artık rahatladığım ve bir adım daha ileriye gittiğim bir yer.
ESQ: Şu an olduğun yeri nasıl değerlendiriyorsun?
N: Daha iyi müzik yapmaya odaklandığım bir dönemdeyim. Daha fazla çalışmam ve üretmem gerektiğini bildiğim bir süreçteyim. Daha çok sahneye çıkmam gerekiyor. Her şeyin hızla değiştiği bir dönemde olsak da sağlam adımlarla ilerlemek istiyorum.
ESQ: Gündelik hayatında da müziğin kadar sakin ve dingin misin? Kavga edemezmişsin gibi görünüyorsun.
N: Evet, kavga işini pek beceremiyorum. Zaten bir gerginlik olduğunda, huzursuzluk hissettiğimde hemen o ortamdan kaçarım. Ya da insanları sakinleştirmeye çalışırım. Ama eskisine göre birazcık daha agresif olabiliyorum. Eskiden herkesi anlamaya çalışıyordum. Artık bir yerden sonra "Tamam sen böyle hissediyorsun da peki benim günahım ne?" diyebiliyorum.
ESQ: Önümüzdeki yıl 30 yaşında olacaksın. Kadınlar için yeni ve rahatlatıcı bir dönemin başı derler bu yaş için. İnsan bu yaşlarda bazı özelliklerini törpüleyebiliyor. Sende durum ne?
N: Törpülemekten ziyade aslında sivriltmek istediğim yerlerim olduğunu fark ettiğim bir dönemdeyim. Aslında 29 yıl boyunca kendimi törpüleyip durmuşum. Yuvarlak bir şey haline gelmişim. Yıllarca insanlardan bir şeyler talep ettiğimi düşündüm, ama şimdi anlıyorum ki aslında hiçbir şey beklemiyormuşum. Bazen sadece insanlardan bir şeyleri açık açık istemek lazımmış. Son üç senede kendimi daha iyi tanıdığımı ve ne yapmak istediğimi daha iyi anladığımı düşünüyorum. Özellikle 'Döngü' albümündeki şarkıları yazma dönemim kendimi daha iyi tanıdığım bir süreç oldu. Her şey daha iyi gidiyor ve bir şekilde yerine oturuyor.
ESQ: Son beş yıl içindeki dönüm noktaların neler?
N: İşi bırakmam ve Kadıköy'de, iki arkadaşımla birlikte müzik stüdyosu kurmamız. Hiç planım yokken aniden karar verip "Yapıyorum." deyip yaptım. İkisi de hayatımda aldığım en doğru karardı galiba. Onun dışında ikinci albümüm de bir dönüm noktası. Albümün artık benden çıkmış olması rahatlamamı sağladı, çünkü öncesi tekinsiz ve bunaltıcı bir ruh haliydi.
ESQ: Nasıl bir gelecek hayal ediyorsun?
N: Geleceği pek düşünmüyorum galiba. Daha çok anı yaşıyorum. Tabii ki hiçbir zaman çok popüler olmak ya da çok fazla dinlenmek gibi bir derdim olmadı ama beş yıl sonra da "Nil'in albümü iyiydi." desinler isterim. Yıllar sonra da 'Sabah'ın ve 'Döngü'nün geçerliliğini korumasını isterim.