Modanın zamanı: Serdar Uzuntaş

Röportaj Seda KARAN Fotoğraf Kutup DALGAKIRAN Zamanla ilişkiniz nasıl? Zamanla aramdaki ilişki ona değer vermeye dayanıyor. Genel olarak zamanı hayatımın da, zamanımın da değerini ve önemini bilinçli bir şekilde kullanarak geçirmeye çalışırım. Geçmiş dönemde zaman içinde yaşadığım her türlü tecrübenin dersini almayı ve yeni gelecek zamanın içinde "zamanla yarışımı" daha verimli olmaya programlarım. Zamanı boşa harcamayı sevmem, geri alamayacağım zaman için üzülmeyi de. Gelecek zamanlarımı en bilinçli şekilde ve keyifle geçirmeyi sağlayacağım zamanı sabırla ve heyecanla beklerim. Bir günü nasıl geçirirsiniz? Güne erken başlamayı severim. Her yeni koleksiyonuma başladığım zaman da, yurtdışındaki iş seyahatlerimde de erken kalkmaktan ve günümü dolu dolu efektif geçirmekten çok keyif alırım. Zamanımı yetenekli kullanmaya çalışırım; bu konuda kendimi başarılı buluyorum. Çünkü bir gün önce akşam bir sonraki günde yapacaklarımın notlarını alırım. Özellikle aynı güzergâhlara göre işlerimin akışını programlarım. Günün en sevdiğim saatleri ise akşam saatleri. Günlük hayatımın ikinci yarısı akşam saat 19.00'da ofisten çıktıktan sonra başlar. Genellikle dışarıda yemek yiyen biri olarak sağlıklı bir akşam yemeğinden sonra evimde sakin ve huzurlu bir ortamın içinde dinlediğim klasik veya caz müzikleriyle geçen gecelerden çok keyif alırım. Ancak işim konusunda geceleri daha verimli olduğum da bir gerçek. Yeni tasarımların ve yeni hikâyelerinin içine girdiğim, serüvenlerine daldığım ve çizimleriyle diğer birçok detayları belirlediğim keyifli geceler benim en verimli zamanlarımdır. Günü nasıl planlarsınız? Günümün programını dakik yaşamayı severim. Gelişigüzel değil de, daha salaş ama yine organize olmuş bir şekilde de kendime yaşama şansı veririm. Ama programlı ve dakik yaşadığım zaman işime olan saygımı, heyecanımı ve hedeflerime emin adımlarla ilerlediğimi hissederim. Her sabah ilk olarak sevdiğim İtalyan radyo kanalını açarım. Sabahları duş almadan asla kendime gelemem. Kahvaltı benim için çok önemlidir. Asla kahvaltımı yapmadan evimden ayrılmam. Sabahları en geç saat 10.00'da ofisimde olmaya ve bir gece öncesinden yaptığım programıma sadık kalmaya çalışırım. Saat markalarını ve koleksiyonlarını takip eder misiniz? Saat markaları ve dolayısıyla koleksiyonlarını yakından takip ederim. Kaç adet saatiniz var? Birkaç tane saatim var, ama düzenli olarak saat satın almam. Özellikle kol saatimle giydiğim kıyafetin uyumunu değil, uyumsuzluğunu severim. "Match to match" sevmem. Klasik modellerle mi, yenilikçi modellerle mi ilgilenirsiniz? Klasik ve klasik spor modelleri severim. Bileğinizdeki saati edinme hikâyenizi anlatır mısınız? 2006 yılında 30. yaşıma bastığım günde sınırlı sayıda üretilen yeşil Rolex Submariner 50th Anniversary Limited Edition saatini Milano'dan kendime doğum günü hediyesi olarak aldım. Kendime bu zamana kadar aldığım en değerli hediye olduğunu söyleyebilirim. Saat nesne olarak sizin için ne ifade ediyor? Düzgün bir saatin erkeklerin en önemli aksesuarlarından biri olduğunu düşünüyorum. Saat birçok zaman sosyal ortamlarda kişilerin birbirleriyle yakınlaşmasına yardımcı bir araç da olabiliyor. Bir gün edinmeyi hayal ettiğiniz saat hangisi? Rolex, Cartier ve Audermars Piguet favori markalarımın başında geliyor. Breitling ve Jaeger-LeCoultre diğer beğendiğim markalar. Sahip olmayı hayal ettiğim saat ise vintage bir Rolex Daytona Gold. Bir saat tasarlasanız bu saat nasıl olurdu? Tasarlayacağım saat beyaz olmalı. Beyaz ama altın detaylar içeren klasik spor bir saat hayal ediyorum. Asla küçük değil, ağırlığını hissettiren ebatlarda olmalı.