İnceliğe dönüş

İşte, tam da o dönemden itibaren çoğu erkek satın alacağı ilk saatin bile işlevsel bir model olmasını ister oldu. Bu saatler dalış, uçuş, ralli ya da benzer adrenalin dolu aktivitelerde kullanılıyordu. Eğer ilk saatini alacak erkek yeterince şanslıysa, uzaktan bile fark edilebilen bir TAG Heuer, Tudor ya da Rolex'e sahip olabiliyordu.

HERMÈS - POLO RALPH LAUREN

İşlevsel saatlerin ortak noktası ise öncelikle büyük olmalarıydı; sportif aktivitelerde kullanılmaları için okunaklı olmaları gerektiğinden kasalarının da büyük olması gerekiyordu. Klasik saatler ise tam tersine ince, zarif ve hassastı; tıpkı platin Cartier Privé Tonneau gibi. 1906'daki ilk modelin yeniden üretimi olan bu saat ve benzerleri, başarılı bir kariyeri olan şık erkeği temsil ediyordu. Sonra, bu erkeğin maço kuzenlerinin baskılarıyla klasik saatler büyükbabaların çekmecelerine gömüldü.

PATEK PHILIPPE

İyi haber şu ki, devir değişti; şık giyinmenin sınırlarının genişlemesiyle klasik saatler de tekrar ortaya çıkmaya başladı. Tek farkla: Artık klasik saat kullanmak için takım elbise giymeye, kravat takmaya gerek yok. Yeni klasikler siyah kravatla da sweatshirt'le de iyi görünebiliyorlar. Tek yapmanız gereken, genellikle değerli metallerden üretildikleri için bu saatleri özenli kullanmak. Üstelik ironik bir biçimde, devasa spor saatlerin yaygınlığına karşılık, ince klasik saatler bilekte daha dikkat çekici görünüyorlar. Yani bir daha ki aile ziyaretinde çekmeceleri karıştırma vakti geldi. -Nick Sullivan

EVLADİYELİK ÇANTANIZLA TANIŞIN
Eğer postacı çantalarına ilgi duyuyor ama "kargo pantolonun aksesuar versiyonu" olduklarını düşündüğünüz için onlardan uzak duruyorsanız henüz doğru çantayı bulamamışsınız demektir. İdeal model hem şık hem zarif hem de fonksiyonel olmalı; tıpkı Loewe'nin bu modeli gibi. Bu çantada zanaat işlevle buluşuyor: Eyer çantasını andıran detaylarıyla klasik bir görünüme sahip tasarım, materyal olarak seçilen eskitilmiş yumuşak dana derisiyle trendlere uygun hale getirilmiş. Ama bu, çantanın bir gösteri midillisi olduğu anlamına gelmesin; zira kendisi tam bir yarış atı. Hem bir postacı çantasından beklenen işlevi hem de şovun yıldızı olma becerisini aynı anda sunuyor: iPad'inizi, mataranızı, kitabınızı, hatta spor kıyafetlerinizi bile taşıyabiliyor. Dahası, iç cepleri sayesinde bu malzemeler "kara delikte" kaybolmuyor. Tüm bu özellikleriyle, sıradan kanvas alışveriş çantalarına sonsuza dek veda etmenizi sağlayabilir. Ne dersiniz? -Adrienne Westenfeld