Yıldızlar takımı: Türkiye Senkronize Milli Kayak Takımı
17 yıl aradan sonra tekrar kurulan Türkiye Senkronize Milli Kayak Takımı, Nisan ayında Aspen’deki Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil etti. Takımda milli sporcuların yanı sıra Cem Hakko, Mustafa Sandal, Ender Alkoçlar, Doruk Kaya gibi yıldızları başka alanlarda parlamış isimler var. Antrenmanlarını izlemek ve detayları kendilerinden öğrenmek için Uludağ’daydık.
- Spor
- Pazartesi 11:47 | 22 Nisan 2019
Yazı Çimen Uzsoy G.
Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu
İlk duyduğunuzda aklınıza, "Acaba isim benzerliği olabilir mi?" ya da "Biz mi yanlış anladık?" gibi sorular gelmesi son derece doğal. Biz de Uludağ'a gidip antrenmanlarını izleyene ve takımın hikâyesini kendilerinden dinleyene kadar benzer tereddütleri yaşamıştık. 17 yıl aradan sonra kurulan Türkiye Senkronize Milli Takımı, kayak sevgisinin bir araya getirdiği Cem Hakko, Mustafa Sandal, Ender Alkoçlar, Doruk Kaya, Çetin Şirvani, Üstün Özbey, Atakan Alaftargil, Arif Alaftargil, Fatih Kıyıcı, Tunç Taşdemir ve Metin Polat'tan oluşuyor. Nisan'da ABD'nin gözde kayak merkezi Aspen'de gerçekleşecek Dünya Şampiyonası'nda ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek için sıkı bir antrenman yapıyorlar. Her biri kendi sektörünün yıldızı olan isimler, işlerine ara verip tüm vakit ve enerjilerini günlerce, haftalarca buna ayırmış durumda. Yaptıkları şeye duydukları sevginin yanı sıra disiplinleri ve başarı odaklı yaklaşımları ile Aspen'de ilk 10'a girmeleri yüksek ihtimal. Ama tevazuyu ve temkini elden bırakmadan, "Hedefimiz son üçe kalıp tahta kaşık almamak!" diye iddialarını şaka yollu ortaya koyuyorlar.
Cem Hakko, takımın kuruluşunu şöyle anlatıyor; "Bir gün Çetin ve Tunç hoca, 'Türkiye Senkronize Kayak Milli Takımı'nı yeniden kuralım, kayak sporuna da katkımız olur' dedi. Böylece takım 17 yıl sonra tekrar kuruldu. Şampiyona için çok çalışıyoruz. Takım sekiz kişiden oluşuyor, üç koreografi çıkarmamız lazım. Belli tehlikeler var, çarpışmalar olabiliyor. Bir kişi hata yaparsa tüm takım etkilenebiliyor. Önümüzdeki günlerde Fransız ve Japon takımlarını da yöneten yabancı bir antrenörle çalışacağız."
Adından da anlaşıldığı üzere takımın ana odağı senkronize olmak. Senkronizasyonun tutması için de disiplinli bir çalışmayla birlikte takım ruhu şart. Bunu çok iyi başardıklarını söyleyebiliriz. Hatta farklı disiplinlerden isimlerin bir araya gelmesini avantaja çevirmişler; örneğin beyaz üzerine yanları kırmızı yıldızlarla bezeli üniformaların tasarımını Cem Hakko üstlenmiş. Müzik ise Mustafa Sandal'a emanet; Sandal'ın kendilerine özel besteleyip kaydettiği şarkıyla kayacaklar. Üniformayı ve şarkıyı "Diğer takımlar genellikle bir şarkı seçip onunla kayıyor. Biz stüdyoda üzerimize kıyafet dikiyoruz. Güçlü bir ritim eşliğinde, perküsyon ve yaylılarla bizden ezgiler de taşıyan ama aynı zamanda kulağa modern gelen, matematiğimize uygun enstrümantal bir parça" diye büyük bir heyecanla anlatıyorlar.
Amaçları Aspen'de derece yapmaktan ibaret değil, aslen Türkiye'deki kayak bilincini artırmak istiyorlar. 17 yıl sonra tekrar milli forma giyecek olmanın mutluluğunu yaşayan Tunç Taşdemir "Genelde deniziyle, kumuyla, güneşiyle bilinen bir ülkeyiz ama aslında bizdeki kayak yapılabilir dağ sayısı Orta Avrupa'dan daha fazla. Doğu'da doğup orada büyümüş çocuklar için kayak sporu çok önemli bir çıkış noktası. Biz yakaladığımız bu fırsatla bugün buradayız. Bu fırsatı daha fazla çocuk yakalasın istiyoruz, bu da takımımızın görev ve sorumluluklarından biri." diye açıklıyor.
Hepsinin kayak sporuyla tanışıklığı çok eskilere dayanıyor. Cem Hakko beş, Ender Alkoçlar iki, Mustafa Sandal ise yedi yaşından bu yana kayakla iç içe. Sandal İsviçre'de yatılı okulda okuduğu dönemde bu sporu o kadar içselleştirmiş ki müzikte istediği başarıyı yakalayamaması halinde B planı kayak hocası olmakmış.
Kayak otelleri işleten Kaya Holding'in başkan vekili Doruk Kaya da çocukluğundan beri pistlerde. Takımın sosyal sorumluluk yönünü "Ülkemiz 17 yıldır bu yarışlara katılmıyordu. Bizim amaçlarımızdan biri de, bundan sonraki yıllarda potansiyel yarışçı olabilecek gençlerin ortaya çıkarılması ve her yıl Aspen'de milli takımımızın yer alabilmesi. Bu doğrultuda bütün okullara bir duyuru yaptık, her kayak okulu kendi senkronize takımını kuracak. Önümüzdeki yıl bu takımlar aralarında yarışacak ve kazanan takımı federasyon Aspen'deki yarışa yollayacak. Senkronize kayak, Türkiye'deki tüm dağlarda yapılabilecek bir disiplin." diye anlatıyor.
Ender Alkoçlar
Ender Alkoçlar takımın genel direktörü ve takımı kuran kişi. Farklı alanlardan yıldız isimlerle profesyonel kayakçıları bir araya getirirken amacı bu spora ilgiyi olabildiğince artırmak olmuş. Alkoçlar, kayak sporunu profesyonel olarak yapmayan takım üyelerinin de bir sene içerisinde pistte en az profesyoneller kadar zaman geçirdiğini söyleyerek, aralarında herhangi bir ayrım olmadığının altını çiziyor. "Burada bireysel egolara yer yok," diye anlatıyor Mustafa Sandal, "birimiz diğerinden daha iyi kayıyor, hareketleri daha doğru yapıyor olabilir ama toplu bir ahenk var ve önemli olan herkesin aynı anda, uyumla hareket etmesi. Birinciyle sonuncu arasındaki fark, kayan sekiz kişinin aynı duyguyu yansıtabilmesi. Farklı karakterler olsak da bir bütün olmak zorunda olduğumuzu daha en başında anladık, zaten başka türlü olma şansı yok." Grubun sinerjisinden sorumlu kişi de kendisi.
Antrenmanı izlemek için piste çıktığımızda tam olarak neden söz ettiklerini anlıyoruz. Aralarında müthiş bir uyum var; kimin kim olduğunun önemi kalmamış, her biri yalnızca takımın bir üyesi. Pistten aşağı, koreografiye uygun şekilde süzülürlerken ne kadar yoğun bir disiplinle çalıştıklarını fark etmemek mümkün değil. Mustafa Sandal'ın dediğine göre Kartalkaya'da yaptıkları ilk antrenmanda görüş mesafesinin 1,5 metre olması bile onları caydırmamış ve o şartlarda beş saat çalışmışlar.
Takımın kaptanı Cem Hakko: "Kayakla büyümüş biri olarak milli formayı taşımaktan büyük onur duyuyorum." diyor.
Mustafa Sandal'ın büyük oğlu Yaman da babasıyla birlikte Uludağ'daydı. Sandal milli formayı giydiği andan itibaren Yaman da kayakta büyük bir sıçrama yaparak U12 Türkiye Milli Takımı seçmeleri için antrenman yapmaya başlamış. Gençlere örnek olma hedeflerini şimdiden başarmış görünüyorlar. Tabii bu konuda elini taşın altına koyan onlar olsa da başkalarına da büyük sorumluluk düşüyor. Doruk Kaya, büyük kurumsal şirketlerin de kayak sporuyla daha fazla ilgilenmeye başlamasını umut ettiğini söylüyor: "Tüm bütçeler futbola ayrılıyor, oysaki bunun gibi amatör sporların desteklenmesi lazım. Doğu'da çocuklar zaten karda doğuyor. Bu genlerinde olan bir şey, işlerseniz aralarından çok iyi kayakçılar çıkar. Dünyada yarışmalarda da çok iyi yerlere gelebiliriz.'"
"Acelemiz var, telaşımız yok" sloganıyla yola çıkan grubun Aspen'de kaçıncı olduğunun bizce hiçbir önemi yok. Onlar meşaleyi yaktılar, ateşi söndürmeden geleceğe taşımak ise hepimize düşüyor.