Minimal ve kışkırtıcı

Yazı: Serhat ŞENGÜL

1965 doğumlu İngiliz tasarımcının modaya olan ilgisi ailesinden geliyor. İngiltere'nin güneybatısındaki Devon kentinde dünyaya gelen tasarımcının büyük büyük babası ve büyük babası usta terzidir. Bilinçaltına işlemiş olacak ki, üniversite çağına geldiğinde Barrett için tek seçenek vardır: Moda tasarımı okumak.

Bu hedefle, İngiltere'nin en prestijli okullarından Central Saint Martins ve Royal College of Art'ta eğitimlerini tamamlar. Mezuniyeti sonrası Gucci'de işe başlar. Beş yıl boyunca Gucci bünyesinde erkek tasarımlarına imza attıktan sonra Prada'ya geçer ve markanın ilk erkek koleksiyonlarına imza atar. Prada'da markanın ruhuna uygun şekilde yarattığı, lüks kumaşlardan, usta bir zanaatkarlıkla hazırlanan ve ağırlıklı olarak spor giyimden detaylar alan modern erkek gardırobu oldukça ilham verici bulunur.

Tasarımcı, 1999 yılına gelindiğinde kendi markasını kurmak için kolları sıvar ve ilk Neil Barrett koleksiyonu 2000 yılında Floransa'daki erkek giyim fuarı Pitti Uomo'daki bir defileyle tanıtılır. Tasarımcı için, kumaş ve kalıp öncelik. Tasarım diliyse saf, yalın ve erkek giyime ait zamansız parçaları minimal ve güncel kılarak günümüze yorumlayan cinsten. Tasarımcının koleksiyonlarında atletik detaylar, terzilik ve keskin bir siluet ön planda. Tüm bu imzası niteliğindeki öğeleri, tasarımcı 2006 yılında kadınların da beğenisine sunarak müşteri kitlesini genişletir.

İngiliz tasarımcı, markasını en başından beri olabildiğine İtalyan olarak konumladı. Toskana'da bir üretim tesisi kurdu ve bu sayede koleksiyonunun %85'ini İtalya'da üretiyor. Milano Moda Haftası'nda defileler düzenliyor. Hal böyle olunca tüm dünyanın yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Dünya çapında departmanlı mağazalarda koleksiyonları satılan Barret, 2011 yılında Hong Kong'da bir mağaza açtı. Bunu Seul'de açılan iki mağaza takip etti. Çin'de dört noktada daha mağaza açan Barrett, tasarım diline uygun mağaza konseptleri için, ünlü mimar Zaha Hadid ile çalıştı.

2017-2018 Sonbahar-Kış erkek koleksiyonunda tasarımcı, Londra'da okuduğu dönemden ilham alıyor. O dönemde alt kültürlere yakın şekilde giyinen tasarımcı, bu koleksiyonunda düşük omuzlu geniş ceketler, kilt etekler ve kaba botları yad ediyor. Etekler, ceket ve kabanların altına ek parça olarak dikilerek, kabanın devamı hissi yaratıyor. Belki de erkeklere etek giydirmenin en yaratıcı yolu... Öte yandan dönemin önemli müzisyenlerinden Susan Janet Ballion, bilinen adıyla Siouxsie Sioux'nun silueti kimi parçalarda grafik baskı olarak yer alıyor. Siyah, kırmızı, gri ve sarı hakimiyetindeki koleksiyonda, tasarımcının vurgu şeritleri de yer yer karşımıza çıkmaya devam ediyor.

Bir mağazada onun koleksiyonlarına denk geldiğinizde, elinizi attığınız parçaların kumaş kalitesini hissedersiniz. Tasarım anlamında da mesela klasik sweatshirt'lerin küçük detaylarla ne hale geldiğine şaşırabilirsiniz. Değiştirilmiş silueti, kalın çizgilerle vurgulanan köşeleri, belki önünde kocaman ama ilk bakışta pek de anlaşılır olmayan, aslında çok bilindik bir figürün yeninden yorumlanmış hali olan bir grafik baskı... Uyarmam lazım: Tasarımcının, tarzı ne olursa olsun, her erkeğin gardırobuna kolaylıkla sızabilecek parçalardan oluşan koleksiyonları, özellikle spor ve rahat giyimi seven erkeklerin gardıroplarının tamamını ele geçirebilir. Aman dikkat!