Moda x Ötesi
Moda, tabu kabul etmez. Ya da tabuları bile bir gün lehine çevirir. Bu işbirlikleri de bunu kanıtlıyor.
Yazı: Özge Dinç
LÜKS MODA HARLEM'LE NASIL TANIŞTI?
Bir intihal suçlamasının altından son yılların en çok konuşulan işbirliği çıktı, hatta filmlere konu olsa yeridir. Olay geçen yıl başladı: Gucci, alışılageldiği gibi, mayıs ayında 2018 Resort Koleksiyonu'nu tanıttı ve yine alışılageldiği gibi kampanya fotoğraflarını sosyal medya hesabında paylaştı. Tuhaf olan şey ise Olimpiyatlar'da altın madalya kazanmış atlet Diane Dixon'ın fotoğrafın altına yazdığı yorumdu: "Bu ceketi, ta 1989'da Dapper Dan yapmıştı; ona referans vermek zorundasınız."
Moda hesapları ve internet siteleri bunu tartışmaya başlayıp olay büyüyünce marka, bu benzerliği kabul etmek ve sosyal medya hesaplarından bir açıklama yapmak gereği duydu: "Markanın Resort Koleksiyonu'ndaki balon kollu ceket, Dapper Dan'e bir saygı modeli olarak üretildi."
Adı geçen Dapper Dan, Harlem'li bir terziydi ve bu ceketi daha 1989'da Diane Dixon için tasarlayıp dikmişti. Yalnız bir farkla: O, cekette Gucci'nin değil, Louis Vuitton'un logosunu kullanmıştı. Üstelik izinsiz olarak…
Gucci, bu saygı modelini duyurmakla kalmadı, sonbahar koleksiyonunda Dapper Dan'le işbirliği yaparak yeni bir koleksiyon çıkardı, dünyanın en iyi restoranı Eleven Madison Park'ta onun da hazır bulunduğu özel bir davet verdi. Olayın olanca ilginçliği ise Dapper Dan'in hayatında gizliydi.
73 yaşındaki Dapper Dan (Gerçek adı Daniel Day; bu lakabı ona çocukluğunda biri takmış.) 1982'de, doğup büyüdüğü, dünyanın 'arka kapısı' Harlem'de bir atölye açmış ve gangsterlere, uyuşturucu satıcılarına, atletlere ve hiphop şarkıcılarına giysiler tasarlayıp dikmişti. Atölyesi 10 yıl kadar açık kaldı; en büyük sorunlarından biri siyahi olduğu için kürk ve deriyi imalatçılardan alamamasıydı. Hatta gittiği moda etkinliklerinde tek siyahi o oluyordu. Lüks markaların siyahiler için bedenlerinin bile bulunmadığı dönemde o, Harlem'in Gucci giymesini sağlamıştı.
Harlem'in terzisi, sonradan bir müşterisinin Louis Vuitton torbasından esinlenerek markaların logolarını izinsiz ve hoyratça giysilerinde kullanmaya başladı. "O, logolu torbasını taşımaktan gurur duyuyorsa baştan aşağı logolu giysiler giyse kim bilir ne kadar gurur duyar, diye düşündüm." diye anlatacaktı bunun nedenini. Harlem'deki insanlar artık onun sayesinde Louis Vuitton, Gucci ve Fendi gibi markaların logolarını taşıyan kıyafetler giyebilmeye başlamıştı. Atölyesini kapatmasına neden olan olay da bu oldu. Dapper Dan, ondan sonra terziliğe gizli yollardan devam etti. Gucci'nin kampanyasında ismi geçmeseydi muhtemelen böyle de devam edecekti; oysa bu paylaşım, onun hayatını değiştirdi.
Tarihin cilvesine bakın: Markaların logolarını izinsiz kullandığı için atölyesi kapatılan adam, tasarımı birebir alındığı için dünyanın en lüks markalarından birinin yüzü oldu. Hatta Gucci, Dapper Dan'in atölyesini Gucci imkânlarıyla yeniden açacaklarını duyurdu; Harlem'de Gucci-Dapper Dan adıyla yer alan atölye, Dapper Dan'in Gucci kumaşlarıyla (yani kumaşı nasıl bulacağını hiç düşünmeden) üretim yapmasını sağlayacaktı.
Gucci'nin kırmızı kadifelerle dolu lüks iç tasarımı içinde özel müşterilere dikim yapılması Harlem için büyük anlam taşıyor; çünkü Gucci'nin atölyesi, Harlem'in ilk lüks mağazası. Yani lüks moda dünyası, şimdi de Harlem'i keşfediyor. Marka da işbirliklerini benzer cümlelerle duyurdu: "İtalyan yapımı, Harlem yapımıyla ve 1980'ler 2018'le tanışıyor."
80'lerden bahsedilmesi laf gelişi değil; Dapper Dan, üretimini sürdürdüğü 80'leri ve hiphop kültürünü temsil ediyor çünkü. En çok para kazandığı müşterileri gangsterler olan bu terzi (ki trend kurucu sayılırlardı; çünkü Dan'in anlattığına göre Harlem'de diğer müşteriler, moda konusunda onları takip ediyordu. Dan'in en sevdiği tasarımı ise, uyuşturucu satıcısı Alpo Martinez'e tasarladığı Alpo mont.), hiphop şarkıcılarına yaptığı giysilerle ünlendi. Lüks markaların logolarını, onlar hiphop'ı keşfetmeden çok önce hiphop kültürüne uyarlamaya başladı. Mike Tyson, Salt-N-Pepa, Eric B., R. Rahim gibi isimler onun giysilerini tercih eder oldu. Bir de Diane Dixon tabii, her şeyi başlatan kadın.
Dapper Dan'in eserlerini sergilemeye karar veren MOMA'nın küratörü onu şöyle tanımlıyor: "Moda gardiyanlarına yaratıcı bakışın gücünü ve hiphop alanında monogram logonun ticari potansiyelini gösterdi."
Dapper Dan, başına gelenlerden ötürü çok şaşkın: "Ben üretime delik ayakkabımın altına kâğıt yapıştırarak başladım. Bugünleri hayal bile edemezdim. Oğluma, neden benimle ilgilensinler ki diyordum, şimdiyse nasıl üretim yapacağımı düşünmeden tasarım yapabileceğim."
Burada akla birkaç soru geliyor: Gucci'ye yenilik getirmeyi amaçlayan kreatif direktör Alessandro Michele, gerçekten Dapper Dan'in ceket modelini çaldı ve marka bunu inanılması güç bir avantaja mı çevirdi, yoksa Michele'in canı biraz oyun mu oynamak istedi?
NEW YORK'UN TEKİNSİZ GECELERİ NASIL GİYİLEBİLİR OLDU?
Yeraltında neler oluyor, geceleri metropollerin 'tekinsiz' sokaklarında nasıl hayatlar yaşanıyor? Bukowski yazdığında hepsini kurgu gibi okumak mümkün, çünkü ne de olsa yanı başımızda gerçekleşmiyor. Ama ABD'li fotoğrafçı Nan Goldin'in fotoğraflarına baktığımızda hiçbirinin kurgu olmadığını, fazlasıyla gerçek olduğunu görüyoruz. Bizi çarpıyor, alaşağı ediyor ve yakamızı bırakmıyor.
Ablasının intiharından sonra kendine gelemeyen Nan Goldin, 14 yaşındayken evden kaçtı. Bir süre sonra kendisini New York'un tehlikelerle dolu gece hayatında buldu ve 'yeraltı'nı sansürlemeden fotoğrafladı: AIDS hastası arkadaşının son anları, transseksüel şarkıcılar, uyuşturucu bağımlısı modeller, eşinden gördüğü şiddeti yansıtan fotoğraflar...
Hiçbir zaman hakkıyla konuşulamayacak her şey vardı onun fotoğraflarında; bu sebeple bir gün modanın Nan Goldin'i keşfedebileceğini ummuyorduk. Goldin de giysiler üzerinde fotoğraflarını göreceğini düşünmüyordu muhtemelen. "Ben dünyanın, özellikle milenyumda giderek daha muhafazakâr hale geldiğini düşünüyordum. Ama fotoğraflarım bir koleksiyonda yer aldı. Fotoğrafımın basılı olduğu kaykayda bir çocuğu görmeyi çok isterim." demesi de bundan. Goldin'in sevineceği haberlerden biri de koleksiyon gelirinin bir kısmının bir bağımlılık merkezine bağışlanacak olması.
Bu, 1994'te kurulan sokak giyim markası Supreme'in bir sanatçıyla ilk işbirliği değil. Daha önce de Damien Hirst, Peter Saville, Jean- Michel Basquiat ve Andy Warhol gibi isimler için koleksiyonlar tasarlamıştı. Ama hiçbiri Nan Goldin Koleksiyonu kadar provokatif, politik ve bir sokak giyim markasını ileri taşır nitelikte değildi: Özellikle de Goldin'in trans şarkıcılar 'Misty ve Jimmy Paulette Takside, New York', 'Bir Sadomazonun Otoportresi' gibi ünlü fotoğraflarını kapüşonlu sweat'lerde, hatta kaykayların üzerinde göreceğimizi düşünürsek. Bilmem ki çocuklarına bu kaykayları alacak kadar cesur aileler de var mıdır?
BURBERRY, RUS HOLİGANLARIN NASIL İLHAM ALDI?
Doğu kültürüyle Batı kültürünü bir araya getiren çalışmalar, hep çok iyi sonuç veriyor. Doğu-Batı sentezi, bir anda moda dünyasına giren Rus fotoğrafçı Gosha Rubchinskiy'nin işbirliklerini özetleyen de bir tamlama: Adidas, Dr. Martens, Levi's, şimdi de Burberry gibi Batılı markalara hazırladığı koleksiyonlarda bütün kodlarıyla Sovyet sonrası Rusya yer alıyor. Netice heyecan verici olmaya devam edebilirdi; eğer Gosha, sosyal medya hesaplarından bundan sonra koleksiyon hazırlamayacağını duyurmasaydı.
Gosha'nın Burberry'ye hazırladığı kapsül koleksiyonda bir İngiliz geleneği olarak Harrington ceket ve Burberry'nin ikonik ekose deseni, Sovyet sonrası Rus gençlik ve futbol kültürüyle birleşiyor. Burberry'yi temsil eden yüksek sınıf çalışanları, Rusya'nın holiganları gibi giyinebiliyor; modanın güzelliği de bu. Baştan aşağı ekose deseni giymiş ve şapka üreticisi Stephen Jones'ın yaptığı Rus şapkasını takmış modeller de bu iki anlayışın birleşimini sembolize ediyor.
Burberry x Gosha Rubchinskiy işbirliğinde önce bahar-yaz koleksiyonu, sonra sonbahar-yaz koleksiyonu ortaya çıktı; bahar koleksiyonunun tanıtıldığı yer, St Petersburg'du. Bunun nedeni de St Petersburg'un 19. yüzyılda Rusya sınırları içinde futbol oynanan ilk yer olmasıydı.
Rubchinsky, işbirliğine giden yolu şöyle anlatıyor: "Burberry, Sovyet sonrası Rusya'ya gelen ilk markalardan biriydi. 19. yüzyılda bize futbolu öğretenler de İngilizlerdi. Bu sebeple bir İngiliz markasıyla, özellikle Burberry ile işbirliği yapmayı çok istiyordum." İngiliz Burberry'nin sonbahar-kış koleksiyonunun tanıtıldığı yer durumu daha da tuhaflaştırıyor: 2015'te açılan Boris Yeltsin Museum. Yani Rusya'nın ilk başbakanı onuruna açılan müze. Âdeta bir Sovyet sonrası kutlaması.