İstanbul'un moda haftası
Türk tasarımcıların 2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonları, Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında görücüye çıktı. Ben de defilelerden favorilerimi seçtim.
Yazı Serhat ŞENGÜL
DB Berdan
Haftanın açılış defilesi, her sezon en büyük heyecanı yaratan, koleksiyon çıkış noktası ve sürprizli defilesiyle Deniz ve Begüm Berdan'ın markası DB BERDAN oluyor. İkili, 2019 İlkbahar- Yaz koleksiyonunu modern minyatür sanatçısı Murat Palta'nın 'Gods, Monster and Men' adlı eserindeki Tanrı/Tanrıça Umay Ana görünümlü karakterin etkisiyle hazırlamış. Modadaki cinsiyetsizliğin timsali olan Umay Ana meğer tarihimizde gizleniyormuş. İnterseks bir tanrı/ tanrıça olan, gün ışığında görüldüğünde savaşçı bir erkek;
geceleriyse aşkı temsil eden anaç bir karakter olan Umay Ana, eski Türk yazıtlarında sıkça bahsi geçen, ancak belli ki çocukların kafası karışmasın diye Şahmaran kadar ön plana çıkarılmayan bir destan kahramanı.
Defilelerinde, yaşadığımız dünyadaki çevre, sosyal ve politik olayları konu alarak bir şekilde tepki vermeyi geleneksel hale getiren DB BERDAN, daha önce Londra'da defileler gerçekleştirmişti. Bu sezon tekrar Londra'ya dönüş yapan marka, İstanbul'daki defilesinden sonra, koleksiyonu Londra'da da görücüye çıkardı. Ve iki defilede de İngiliz Eski Dış İşleri Bakanı Boris Johnson'ın peçeli kadınları banka soyguncusuna (ve İngiliz posta kutusuna) benzettiği tartışmalı yorumuna "Bu bir banka soygunu değildir." sloganlı parçalarla podyumdan tepkisi gösterdi. 90'lar dinamiğindeki DB BERDAN koleksiyonu, bazı parçalarda Reebok Classic işbirliğinde ultra rahat siluetlerde kolaj giyimden oluşuyor; denim, naylon ve pamuk karışımında kaotik bir armoni sunuyor. Defileden sonra da 'Reebok Classic Resonstructed' adı altında 10 model, limitli sayıda üretilecek.
İstanbul'daki moda haftası'ndan favorilerim
11-14 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleşen Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul aracılığıyla tasarımcıların gelecek yaz koleksiyonlarını görme fırsatımız oldu. Defilelerde erkek koleksiyonları da sık sık karşımıza çıktı. Ben de moda haftasındaki üç favorimi seçtim.
Giray Sepin
Giray Sepin, 'Non-Self' adını verdiği koleksiyon ile doğanın mucizevi hikâyesini sundu. Koleksiyonda üniseks tasarımlar; tasarımcının sevdiği büyük formların yanı sıra herkesin kolaylıkla giyebileceği, çok rahat kombinler, pantolon, şort ve gömleklerden oluşuyor. Su yeşilinden koyu hâkiye, açık sarıdan turuncuya, tütünden koyu kahverengiye, gri gök mavisinden saks mavisine kadar giden skalasıyla hikâyesini renkle bütünleyen koleksiyonda Giray Sepin'in son iki sene içerisinde yapmış olduğu seyahatlerin etkilerini de görmek mümkün. "Bizi biz yapan çok şey var ama aslında her şey çok geçici. O yüzden puf diye uçabilecek renkler de var koleksiyonda." diyen tasarımcı, Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında naif bir yaklaşımla yalın, akışkan bir 2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonu sundu.
Sezgi Tüzel
2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonunda genç yetenek Sezgi Tuzel, Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'ın 70-80'lerini konu alıyor. Dönemin gerginliğini, sınıf farklılıklarını ve siyasi gerilimleri inceleyen Tuzel koleksiyonuna asilik ve durgunluğun tezatını yansıtıyor. Koleksiyondaki renklerden siyah ve beyaz zıtlığı, çizgili parçalar ise bütünlüğü temsil ederken hepsinde ortak ruh olarak acı, hüzün ve insanlık konu alınıyor. Kullanılan metal detaylar o dönemin asiliğine tepkisel bir yaklaşım olarak yer alırken defile müzikleri o dönemin etkilerini barındırıyordu. 'Dark Steps' isimli koleksiyon; sınıf, ırk, siyasi görüş ayırmaksızın içinden geçtiğimiz acı dönemlerin özet ismi olarak koleksiyona yansımış. Koleksiyon kumaşları yün, pamuk, saten, gabardin içerirken koleksiyon parçaları özel kaplama antikanserojen metal aksesuarlarla tamamlanıyor.
Peki moda haftamız kusursuz muydu?
Her alanına itinayla girip çıkan biri olarak, gözlemlerim şu yönde: - Davetlilere biletlerin teslim edildiği resepsiyon masası, defile alanından iki kat yukarıda ve iki bölge arasında iki farklı giriş daha var. Hâlbuki ikisi aynı katta ve girişte olmalı, ancak moda haftasında birbirinden çok uzaktı. Kapıya gelen biletsiz misafirlerin biletleri iki kat yukarıda kalıyor ve dolayısıyla karışıklık yaşanıyordu. - Backstage ışığı röportaj ve çekimler için yetersizdi. Defile öncesi ışık yüzünden, defile sonrasıysa bir sonraki defile başlayacağı için burada yapılan röportajlar ve basın buluşmaları pek umulduğu gibi olamadı. Defile sonrası kullanıma verilen röportaj odasıysa uzak bir konumdaydı. Defilelerde bu sezon podyum kısaldığı için haliyle podyumun iki yanında konumlanan oturma alanları da azalmış durumdaydı. Ülkemizde hiçbir sıra ön sıra kadar değerli değil. Misafirlerin hepsi en önde oturmak istiyor. Defileyi izlemek ya da daha iyi görmek birçoğunun önceliği değil. Öncelik 'en önde gözükmek'te! Bu prestiji yakalayabilense sadece
48 kişi. Keza ön iki sırada sponsora ayrılan yerler bu sezon çok fazlaydı. Tasarımcılar misafirlerini oturturken büyük zorluk yaşadı. Dünyanın her yerinde defilelerdeki ön sıralar, sektör ve sektör bağlantılı isimlerle dolu olurken bizde sponsorların kimi çağırdığına, onların inisiyatifine kalmış durumda. Sponsorlara ayrılan alanlar, eskiden olduğu gibi en arka iki sıradan olmalı. Ön sıralar tasarımcının misafirlerine bırakılmalı.
Emre Pakel'in çantaları
Koza yarışmasından ikinci çıkan, birçok projede görev almış genç tasarımcı Emre Pakel, yaz boyu İstanbul'un en kalabalık semtlerinde gerçekleştirdiği gerilla çekimlerle duyurduğu 'Spyumbrellabagz' adını verdiği avangart çanta tasarımlarını, bu defa Mercedes- Benz Fashion Week Istanbul podyumunda görücüye çıkardı. Tasarımcı Selen Akyüz'ün defilesinde erkek tasarımlarını, Emre Pakel'in çanta tasarımları tamamladı. İki tasarımcının omuz omuza çalışması, gençler arasında, önceki jenerasyon tasarımcılar arasında olduğundan daha sıkı bir ortak çalışma görmek adına sevindiriciydi.