Esquire Özel: Aysen Erdoğan'a sorduk
- Stil-Moda
- Perşembe 10:14 | 15 Ekim 2020
Esquire Türkiye
Dijital İçerik Sorumlusu
A. Damla Yüce
Yanıtlayan:
NetWork Erkek Koleksiyonu Tasarımcısı
Aysen Erdoğan
Modaya ve kıyafetlere olan ilginiz nasıl başladı?
Gençken çok erkek görünümlü biriydim, doğal olarak kendimi ayrıştırmam gerektiğini düşünüyordum ve ne giymek istediğime dair çok net fikirlerim vardı. Mağazalarda aradıklarımı bulamadığım için de iş başa düştü. Vintage kıyafetler üzerinde yaptığım basit düzenlemeler, zamanla kendi tasarımlarıma dönüştü. Üniversiteye girdiğimde, ailemin atölyesinde müşterilerim oluşmuştu. Ailem beni her zaman çok destekledi ve yaratıcılığımı sonuna kadar zorlamaya çalıştı. Sonrasında erkek giyimi alanında çalışmaya başladım ve estetik anlayışımı, tarzımı, neyi sevdiğimi gerçekten kavradım.
"Yeni normal" düzenine ayak uydurma süreciniz nasıl gerçekleşti?
Mevcut koşulları kucaklamaktan başka çaresi bulunmayan "yeni normal" terimi, olup bitenle başa çıkmanın bir yolu olarak sözlüğümüze eklendi. Benim açımdansa sürekli tetikte olma, kapsamlı temizlik uygulamaları, maskelerin günlük bir gereklilik halini alması, evden çalışma ve elbette güvenli sosyal mesafe anlamına geliyor. Bu dönemde herkes gibi, kişisel isteklerimden daha çok odaklandığım ihtiyaçlarım oldu. Kendime hep şu soruyu sordum: Modanın "yeni normal" düzeninde bir yeri var mı? Şahsen artık gelenekseli takip etmenin çok önemli olmadığını, yeni yaklaşımlara gerek duyulduğunu düşünüyorum. Böyle bir fikri benimsediğinizde uyum sağlamak çok da zor olmuyor. Eğer içinden geçtiğimiz döneme isim vermem gerekseydi ilk tercihim "Maske Devrimi" olurdu. Çünkü biz tasarımcıların ve markaların bu yeni aksesuarı nasıl benimsediğini, milyonlarca farklı tasarım ortaya koyarak duruma nasıl ayak uydurduğunu gördük. Günümüzde maske takmak sadece sağlığımızı koruma amaçlı yapılan bir eylem değil, aynı zamanda bir moda ifadesi haline geldi.
Yeni koleksiyonunuzun tanıtımı için Londra sokaklarını tercih ettiniz. Bunun koleksiyonunuzun ilham kaynağı ile bir ilgisi var mı?
Dünyadaki başka hiçbir metropolde yaratıcılık böylesine evrensel olarak kutlanmaz ve en önemlisi, herkese bu kadar açık değildir. Londra'da herkes farklıdır ve bu da herkesin uyum sağlayabileceği anlamına gelir. Söz konusu kapsayıcılık duygusu inovasyonla birleştiğinde, sadece bizim açımızdan değil tüm dünya tasarımcıları için Sonbahar/Kış 2020-21 sezonunun ilhamı oldu.
Sonbahar/Kış 2020-21 koleksiyonunda 360 derece görüntüler kullandınız. Teknolojinin tüm imkanlarından yararlanmaya devam edecek misiniz?
360 derece görüntüler, yeniliğe verdiğimiz önemi ve daha da önemlisi yeniliğe yönelik artan talebi yansıtıyor. Sosyal medya, modanın tüketilme şeklini değiştiriyor ve müşterileri en son trendlere erişmeyi isteme konusunda eğitiyor. Aynı zamanda, kalabalığın arasından sıyrılmak isteyen yeni nesil de ihtiyaç ve tercihlerine göre uyarlanabilecek ürünler talep ediyor. Mass-made giysiler ya da yöntemler giderek çekiciliğini kaybediyor. Dijital dünya sayesinde müşterilerin gerçek yaşamlarıyla gittikçe daha fazla iç içe geçen tasarımcı ve markaların, kendi sınırlarını zorlamak için en son teknolojileri benimsemeleri gerektiğine inanıyorum. Kampanyamız, markamızın yenilikçi geleceğini temsil ediyor ve daha geniş bir tüketici kitlesi için erişilebilir olmasını sağlıyor.
Bu sezon erkek aksesuarlarında öne çıkan trendler ve parçalar neler? Bir erkeğin günlük kombinlerinde olmazsa olmaz aksesuarı ne olmalı?
Pandemiyle birlikte bilinçli satın almalara geçişin bir sonucu olarak, trendler de her mevsim yeniden giyilebilecek zamansız ürünlere öncelik verecek. Kendini güvende ve rahat hissetme ihtiyacı, erkeklerin yumuşak aksesuarlarını etkileyerek malzeme ve dokulara güçlü bir odaklanma yaratacak. Temel parçaların uzun vadeli çekiciliğini sağlamak adına lüks kahverengiler ve nötr tonlar kullanılabilir. İpek fular, klasik tasarımı ve çok çeşitli şekillendirme olanakları sayesinde erkekler ile kadınlar için önemli bir öge olmaya devam ediyor ve hem yatırım yapma hem de hediye alma motivasyonlarına katkıda bulunuyor. Orta büyüklükte bir eşarp seçilirse boynun etrafında veya cep mendili olarak değerlendirilebilir. Ayakkabılarda, retro ve işlenmiş stillerin yanı sıra kalın tabanlı modeller de oldukça yaygın. Parlak malzemeler, fütüristik görünümler, zarif ve klasik üst kısımlar ve işlevselliği daha da ileri bir boyuta taşıyan track taban detaylarına sıkça rastlayacağız. Rubber malzemeden Chelsea botlar, trendlerde ilk sırada. Sneaker'larda odak noktası, performans özelliklerinin sade tasarımlarla birleşmesi. Jumbo fitilli kadife, deri, yün ve jarse gibi malzemelerden üretilmiş, 'activewear' trendinin yansıması beyzbol şapkalarıyla daha dinamik bir görünüm hedeflenebilir. İşlevselliğe ve uzun ömürlülüğe odaklanma, erkeklerin bu sezon seçimlerini etkileyecek. Markalar, klasik çapraz vücut çantasını güncellemek için minimalist tasarım yaklaşımına yöneldiler. Çıkabilen kayışlar, ana gövde ile aynı materyallere sahip dikdörtgen silüetler ve temel ihtiyaçlar için yeterli alan sağlayan bölmeler pratikliği besliyor. Nötr renkler, naylon ve pürüzsüz deri gibi dayanıklı malzemeler epey revaçta. Sırt çantalarında ise yine pratiklik ön planda. Tasarımlar, küçük eklentiler, kayışlar, iç saklama bölmeleri, ekstra dış ceplerle hareketlendiriliyor. Kontrast dokular ve geri dönüştürülmüş naylon gibi sürdürülebilir seçeneklerin yer aldığı çantaları bu kış fazlasıyla göreceğiz. Hem güneş gözlükleri hem de optiklerde, küçük boyutlu geometrik formlar, parlatılmış metaller ve antik görünümler dikkat çekiyor. Varlığını sürdüren aviator gözlüklerde; büyük boyutlu, siyah, mavi ve kahverengi tonlarında gradyan camlı, basit tel çerçeveler göze çarpıyor. Minimalizm, erkek takıları için kolay bir referans noktası. Ana fikir, zamansız ve sezon ötesi tasarımlara odaklanma. Kolyelerde, boyutları ve kalınlıkları değişebilen zincirler yine ön planda. Klasik mühür yüzükler, minimalist bakış açısıyla tekrar yorumlanıyor. Bilekliklerde de zincir kullanımı oldukça yoğun.
Pandemi ile mücadele ederken siz ve ekibiniz için en büyük zorluklar neler oldu?
Mevcut programımızı korumak, önceliğimiz oldu. Her bir ekip arkadaşımızın gündelik temel işleri vardı ancak en önemlisi tasarım çalışmasıydı. Firmamız kapanana kadar haftalık çalışmalarımızı maske ve eldivenlerle yaptık. Tasarım ve çizim aşamasına ilişkin devam eden işler için evlerimizden çevrim içi çalışmayı başardık. Bu süreçte, deneyimlerimizi nasıl kullanabileceğimize odaklandık. Evde rahat hissetmek istiyorduk ama elbette perişan görünmemiz gerekiyordu. Biz de görüntülü toplantılar esnasındaki konforlu şıklığımızdan yola çıkarak, gelecek yaz için bir 'leisure' koleksiyonu hazırladık. En zoru, numune üretim süreciydi. Çünkü çoğu işletme kapanmıştı ve tedarik zincirinin bozulması sonucu birçok girdiye ulaşamadıkları için her talebimize cevap veremediler. Tüm bu durumlar, iş yapış şeklimizi yeniden düşünmemizi sağladı. Herkes çevrim içi olmaya zorlandığında, her yerde bulunma tutumunun değişeceğini ve yüz yüze görüşmenin artık ilişki kurmada pek de önemi kalmayacağını hissediyorsunuz.
Sizce pandemi moda sektörünü nasıl değiştirecek? Dijitalleşme beraberinde neler getirecek?
Covid-19, moda endüstrisinin DNA'sını tamamen değiştirdi. Kişisel bir deneyim yaşamak adına bir perakende mağazasından diğerine geçme özgürlüğü, virüsün yayılmasını durdurmaya yardımcı olmak için sosyal ve fiziksel mesafeyi koruma ihtiyacı ile kısıtlandı. Salgının yol açtığı ekonomik krizle birlikte, dürtüsel kıyafet alışverişi artık geçmişte kaldı. İş modellerini perakende mağazaları üzerine kuran moda markaları, pandeminin etkilerinden kurtulma amaçlı yeni fikirler bulmak için çaba harcamak zorunda. Dijitalleşme ve ikinci el ürün satışının, bu sürecin en büyük kazananlarından olacağını öngörebiliriz. Tüketiciler, pandemi döneminde ilk kez sadece online alışveriş yapmak durumunda kaldılar. E-ticaret yeteneklerini geliştirmemiş markalar, şimdi buna ağırlık veriyorlar. Markalar ve müşteriler arasındaki doğrudan ilişkiler hiç olmadığı kadar geliştiriliyor. Dijitale geçme trendi, moda markaları ve müşterileri arasında daha iyi ve doğrudan bir diyalog yaratıyor, tasarımcılara alışveriş yapanların zevk ve tercihlerini daha iyi anlamaları için araçlar sunuyor. Bu da dijitalin gücünden yararlanmanın sadece hızlı tempolu değişikliklere yanıt vermenize değil, aynı zamanda ürün çeşidinizi ve koleksiyon tasarımlarını genişletmenize, yeni pazarlara ve küresel kitlelere ulaşmanıza olanak sağladığını gösteriyor. Odak noktasının artık her zamankinden daha fazla tüketici olması gerekiyor. Covid-19, geleneksel moda sistemindeki temel bir zayıflığı ortaya çıkardı. Sistem, finansal açıdan savurgan olmasının yanında çevreye de çok zarar veriyor. Araştırmalara göre moda, su kirliliği açısından dünyanın iki numaralı suçlusu. Ayrıca tüm karbon emisyonlarının yaklaşık %10'undan sorumlu. Gezegendeki tahribatın bedeli yüksek ve gerçek. Sosyal sorumluluk altyapısı ile de beslenen ikinci el ürün satışı, pandeminin en büyük kazananlarından biri olacak şekilde ilerliyor. Modaya yönelik daha geniş kapsamlı satışlar önemli ölçüde düşse de dijital ikinci el pazarı tüm dünyada patlıyor. Satıcılar ekstra nakit için dolaplarını temizledikçe, sosyal sorumluluk konusunda hassasiyeti bulunan alıcılar fiziksel mağazalardan kaçınıp online ikinci el satış platformlarını tercih ediyorlar.
Yeni koleksiyonunuza başlarken nelerden ilham aldınız? Koleksiyonunuzun stil kodları neler?
NetWork Sonbahar/Kış 2020-21 Erkek Koleksiyonu, sportif estetik ve sokak giyiminden ilham alarak erkek giyimine yeni bir yaklaşım getiriyor. Hayatın her alanında varlık gösteren erkeklere yönelik rafine ve konforlu tasarımlar arasında; kumaş pantolonlar, boğazlı kazaklar, hoodie'ler, gömlekler, tişörtler, montlar, blazer ceketler ve trençkotlar öne çıkıyor. Günün her anına adapte olabilen smart casual, aktif ve özgür görünümler, yeni formlar ve dinamik stil kodlarıyla tanımlanan NetWork erkeğine bambaşka bir hava katıyor. Teknolojinin yardımıyla geliştirilen özel kumaşlar, rahatlık ve işlevsellikleri sayesinde şehrin yüksek temposuna kolayca eşlik etmeye imkan tanıyor. Siyah, beyaz, gri, bej gibi nötr tonların geniş yer kapladığı ürün seçkisi, zengin dokuları ve net çizgileriyle şıklığı gündelik yaşama mükemmel bir biçimde uyarlarken zaman veya mekan fark etmeksizin tüm okazyonlara kolayca uyum sağlayan modellerin her biri, modern, üretken ve yaratıcı yeni nesle selam gönderiyor. Aksesuar grubunda ise mevsimin vazgeçilmez parçaları botların yanı sıra çok sayıda sneaker ve klasik ayakkabı alternatifi karşımıza çıkıyor. Zarif detaylarıyla dikkat çeken çanta, atkı ve şapkalar da sadeliğin gücünü kusursuzca ortaya koyuyor. Sezonun odak noktası, parlak renkleri, yüksek kaliteli işçiliği ve teknik kumaşları birleştirerek parçalara sofistike bir ruh ve eğlence katmak.
Kısa süre önce Beşiktaş'ın resmi giyim sponsorluğu anlaşması imzaladınız. Bu kapsamda hayata geçirdiğiniz BJK x NetWork koleksiyonundan kısaca bahseder misiniz?
Beşiktaş JK Erkek Futbol Takımı için özenle hazırladığımız koleksiyonda, alışılagelmiş görünümlere yönelmek yerine dinamik, genç ve sportif bir yaklaşımla yola çıktık. Takım elbise, kaban, jogger pantolon, tişört ve sweatshirt'lerin bulunduğu 13 parçalık serinin neredeyse tamamı siyah renkten oluşuyor. Bu parçalar, hem Beşiktaş'ın hem de NetWork'ün marka vurgulamalarını içinde barındırıyor. Oyuncuların farklı kişiliklerinden ilham alarak hayata geçirdiğimiz tasarımlarımızı, NetWork'ün ikonik silüetleri, en yüksek teknolojiye sahip kumaşları ve yenilikçi aksesuarlarıyla şekillendirdik.
Moda endüstrisinin geleceğine dair umutlarınız neler?
Hepimiz neyi, kimden satın aldığımız konusunda daha seçici davranacağız. Mevcut ekonomik durumlardan ötürü çoğu kişi sık sık kıyafet satın alma lüksünü elinde bulunduramayacağından, giysiler daha işlevsel ve kaliteli olacaktır. Bununla birlikte tercihlerin, tamamen Çin'e bağımlı olmak yerine tedarik zincirlerini yerel üreticiler odağında yeniden düzenleyen, çevre dostu şirketlerden yana kullanılacağını düşünüyorum. Günümüzde tüketiciler yenilik bekliyorlar. Aslında tüm büyük ve köklü markalar için zorluk, değişim ve yenilik yapmaktır. Mevcut müşterileri elde tutmak ve yenilerini çekmek için yeni stillere ve tasarımlara ihtiyaç var. NetWork de merkezinde yer alan değerleri koruyarak estetik anlayışını aşamalı olarak geliştiriyor. Bence markalar, artık satın almanın da ötesinde bir şeyler inşa etme sorumluluğunu üstlenmeli.