Virgil Abloh ve NIGO'dan LV2 koleksiyonu

Yazı Gerald Flores

Louis Vuitton Erkek Giyim kreatif direktörü Virgil Abloh, geçtiğimiz yıl Dazed dergisine moda camiasında olay yaratan bir röportaj verdi. Sokak giyimin yakında "öleceğini" söyledi. Abloh'nun geleneksel sokak giyim kodlarını (göze çarpan desenler, rahat ama fikri ve felsefesi olan bir giyinme şekli) lüks modayla harmanlayan tasarımcıların öncülerinden olduğu düşünüldüğünde, bu büyük bir olaydı. Sözleri, kendini streetwear topluluğunun bir parçası olarak gören Abloh ve markası Off-White'ın hayranlarını kızdırdı ve Instagram hayal kırıklığı yaşayan takipçilerinin hakarete varan yorumlarıyla doldu taştı.

Abloh akabinde açıklamalarını tekzip etti ve Mart ayında Esquire'a verdiği röportajda, kullandığı kışkırtıcı dilin asıl amacının sokak giyimin bir formül haline gelmesini önlemek olduğunu açıkladı. Ve şimdi bu iddiasını eyleme döküyor. Bape ve Human Made'in kurucusu, sokak giyim ikonu, Japon tasarımcı Nigo'yla birlikte Abloh, stile taze bir soluk getirecek LV2 koleksiyonunu çıkardı.

"Nigo Projesi, inandığım her şeyin ve bulunduğum yere nasıl geldiğimin bir ifadesi" demişti Abloh Haziran ayında. "Sokak giyimden yola çıkan ve 60'ların mod estetiğine dayanan koleksiyonda, gençlerin yönlendirdiği alt kültürler bir araya geldi."

Ganalı göçmen bir anne ve babanın oğlu olan Abloh, Illinois'in kuzeybatısındaki Rockford'da büyüdü ve Chicago'daki Illinois Teknoloji Enstitüsü'nde mimarlık okudu. Üniversitede Kanye West ile tanıştı ve onun kreatif direktörü oldu. Ardından 2012'de, Nike sneaker'lardan IKEA mobilyalara kadar çeşitli ürünleri tasarlayacağı Off-White markasını kurdu. 2018'de, Avrupa'nın en köklü modaevlerinden Louis Vuitton tarafından erkek giyim kreatif direktörü seçilmesiyle moda dünyasının üst kademelerine
yükseldi.

Zamanını Paris ile Chicago arasında geçiren 40 yaşındaki tasarımcı, pozisyonunu global ırkçılık karşıtı söyleme katkıda bulunmak için kullanmaya odaklanıyor. "Ben Parizyen bir modaevinin başındaki siyah tasarımcıyım" diyor. "Benim için bu koleksiyonlar, toplumla nasıl bir ilişki kurduğumu yansıtması yönünden kariyerime damgasını vuracak."

Abloh, moda gibi beyaza boyanmış bir sektörde, ırk adaletsizliğine dikkat çekme konusunda önemli bir rol oynadığının, onunla birlikte modada siyah devriminin global bir harekete dönüştüğünün farkında. "Azınlık olduğum için sektörde bana benzeyenlere yeni kapılar açmak istiyorum" diyor. Tasarımcı, geçtiğimiz Temmuz ayında, siyah moda öğrencilerinin eğitimi için 1 milyon dolar toplayan Postmodern Bilim Fonu'nu başlattı. Louis Vuitton, yeni nesil siyah tasarımcılar için finans ve bilgi desteği sağlayan yeni girişime en büyük maddi katkıyı yapan markalardan biriydi.

Abloh, Louis Vuitton'un dijital defilesini izlemek üzere Paris'e gitmeden hemen önce Esquire'a konuştu.

Platformununuzun genç yaratıcılar için bir umut ışığı olacağından pek çok kez bahsettiniz. George Floyd'un ölümünü çevreleyen olaylar ve Black Lives Matter protestoları, bu sorumluluğa farklı bir şekilde bakmanıza neden oldu mu?
Kesinlikle. Çalışmalarıma bakacak olursanız, sektörde siyah insanların nasıl resmedildiğine dair bir tema içerdiklerini görürsünüz. Ekosistem artık mevcut eşitsizlikleri tanıyor ve benim de sesim giderek yükselecek.

Yaklaşık on yıl önce Paris'teki Louis Vuitton şovuna giremediğinizi söylediğinizi hatırlıyorum. Şu an bulunduğunuz noktaya olan yolculuğunuzda çok fazla ayrıma maruz kaldınız mı?
Açıkçası moda sektöründe çok fazla ayrımcılıkla karşılaşmadım ama bir kez güç sahibi olduğumda, o az olan kısmı da değiştirebileceğimi biliyordum. Kariyerim boyunca yaptığım şey bu oldu. Siyah tasarımcılar ve sanatçılar topluluğundanım ve bu topluluk ele aldığı tüm disiplinlerde ilerleme kaydediyor.

Yaptığım şey, açık fikirli olmak ve dahil olmak istediğim sektörde azınlık olmaktan kaçınmanın yollarını bulmaktı. Esasen hepimiz, bunun nasıl yapılacağına dair yolları karşılaştırıyorduk. Perdenin arkasında olduğunuzda, gördükleriniz hedefe ulaşma şeklinizi belirleyen işaretlere dönüşür.

LV2 koleksiyonuna gelirsek; neden Louis Vuitton'daki ilk işbirliğiniz için Nigo'yu seçtiniz?
Bu tür tasarımlara modada genellikle "sokak giyimi" deniyor. İlk baştan beri bu terimi reddediyorum çünkü moda tarafından doğrudan siyah tasarımcılarla özdeşleştiriliyor ve kendi içinde farklı kategorilere ayrılabileceği göz ardı ediliyor. Oysa sokak giyimin "babası" diyebileceğim kişi bir Japon. Nigo, yüksek modanın casual olamayacağı fikrini altüst etti. Bu, moda tasarımı tarihini ileriye taşımak açısından çok derin bir
öngörüydü. Nigo'nun başlattığı gelenekleri sürdüren Louis Vuitton'dayım. Bu yüzden, işime yansıttığım tüm prensipleri ortaya atan, lüksü ulaşılabilir ve genç kılan kişiyi şu an bulunduğum yere getirmenin 360 derecelik bir yolculuk olacağını düşündüm. Nigo'nun, bugün bulunduğum platformda kendi tasarımlarını yaratabilmesini istedim.

Onu ustanız olarak mı görüyorsunuz?
Kesinlikle. Nigo'yla yaklaşık 15 yıl önce tanıştım. Çalışmaları, hepimize lüks sokak giyim konusunda üstesinden gelinmesi gereken aşamaları gösterdi. Daha o yıllarda, benim neslim üzerinde çok büyük etkisi olan sneaker ve hoodie'ler tasarlıyordu.

Tasarım çizginiz birbirini nasıl tamamlıyor?
İki farklı bakış açımız var. Ben Amerikalıyım, o Japon. İkimiz de kariyerimizin ilginç aşamalarındayız. Nigo'nun estetiği olgun, benimki de öyle ama tasarım çizgilerimizin olgunlaşma süreçleri farklı. Bu koleksiyonda en değerli varlıklarımızı kullanmaktan, yani düşünmek, gözlemlemek ve asarıma dönüştürmekten başka bir şey yapmadık. Koleksiyon ikimizin de bakış açısını yansıtıyor.

Bu ortak çalışmada özellikle neyi yapmayı hedeflediniz?
İnsanlar bizden sokak giyim koleksiyonu yapmamızı beklerdi ama bunun yerine İngiliz dandy stili, mod alt kültürü ve terzilik üzerinde çalıştık. Tabii, casual kumaşlarla.

Bu koleksiyon sokak giyim için bir evrimi mi, yoksa yeniliği mi temsil ediyor?
Bu kavramı ileri taşıdığı kesin. Son yıllarda sokak giyimin zirveye çıkışına şahit olduk. Nigo ise tüm bunları zaten 15 yıl önce yapıyordu. Bizi kendi alanımızda yenilikçi kılan şey trend takipçisi değil, yaratıcısı olmamız. Bu koleksiyon da sokak giyimin kapsamını genişletti.

VE ŞİMDİ NIGO'DAN BİRKAÇ CÜMLE…
LV2 koleksiyonu mod alt kültüründen ve Londra modasından izler taşıyor. Bunlar neden sizin için ilham kaynağı oldu?
Mod, sanatım için hep büyük bir ilham kaynağı ve referans noktası oldu. Londra'da 80'lerin sonları da benim için yinelenen bir tema. Mod, giyimin somut ayrıntılarına odaklanan ilk gençlik kültürüydü; örneğin bir pantolonun kesimindeki detaylar önemliydi. O sebeple benim için modanın temeli mod stilidir.

Bu, Virgil Abloh'nun Louis Vuitton çatısı altında gerçekleştirdiği ilk işbirliği. Neden önce sizi seçti?
Daha önce Louis Vuitton ile çalışmıştım ama o zaman sadece güneş gözlüğü tasarladım. Virgil bana istediğim gibi çalışabileceğimi söyledi ve markayı da seviyordum, böylece işbirliğimiz başladı. Virgil beni çok iyi tanıyor ve Louis Vuitton CEO'su Michael Burke de eski bir arkadaşım. Beni çok iyi anlayan iki kişiyle çalışmam önemli bir artıydı. Virgil, sizden hassasiyet ve cömertliği öğrendiğini söylüyor.

Sizin ondan öğrenip uyguladığınız bir şey var mı?
Virgil'den çok şey öğrendim; işbirliğimizin merkezinde cömertlik ve heyecan olması gerçekten güzel bir deneyimdi. Haziran ayından itibaren Paris'te her ay toplantı yaptık, ayrıca sık sık Skype üzerinden konuştuk.

Tasarım yaklaşımlarınız farklı mı? Birbirinizi nasıl tamamlıyorsunuz?
Bu işbirliği için özellikle Louis Vuitton'un DNA'sındaki hareketli ve eğlenceli karakter kodlarını benimsedik. Louis Vuitton'un desenleri o kadar kusursuz ki yaratıcılığımızın temel taşı haline geldi. Yazı tipini ve boyutunu değiştirip, ikonik Monogram ve Damier desenleriyle birleştirdik.

Virgil, LV2 adını sizin bulduğunuzu söylüyor. Bu ismin arkasındaki fikir nedir?
"Louis Vuitton Louis Vuitton" anlamına geliyor. Bu koleksiyonda Louis Vuitton, iki kişinin düşüncelerine göre yorumlandı. Alışıldık Louis Vuitton'dan farklı bir Louis Vuitton…