Hırka Giymek İçin Mükemmel Bir Gün
Biraz geleneksele kaçsa da baharın en iyi parçaları onlar. Bir stil detayı olarak, Kurt Cobain tarzına hayli yakın durduklarını ekleyelim.
Ben Boskovic
Hırkanın hakkını en iyi kim verirdi dersiniz? Elbette, imzası haline gelen önü açık klasik örgü hırka, gömlek ve kıravat üçlüsüyle Mister Rogers'tan başkası değil. Peki, bugün hâlâ Amerika'nın en sevilen isimlerinden olan Fred Rogers bir stil ikonu muydu? Bu başka bir günün konusu. Asıl mevzu ise hırkaların modern erkek giyimini domine edip etmediği.
Moda dünyası, nezaket timsali Rogers'ın değil ama asi ruhlu Kurt Cobain'in en sevdiği modelleri güncelledi. Hatta bazı tasarımlar Cobain'in 1993'teki ikonik MTV Unplugged konserinde giydiği hırkanın ruhunu taşıyor: Bol, tüylü ve eski görünmülü. Zamana karşı dayanıklı oldukları kesin ama aynı
zamanda oldukça havalılar. Canlı, cesur ve gerçekten iyi görünüyorlar.
Diyeceğimiz odur ki, şimdi takım elbise içine kravatla birlikte giyilen o dar kesimli, klasik desenli, terzi işi hırkaları bir kenara bırakıp, geniş kesimli modellere yatırım yapma zamanı. Gövdenizin içinde rahatlıkla "yüzebileceği", ellerinizin uzun kolları içinde kaybolacağı versiyonları düşünün. İsterseniz birkaç düğmeyi ilikleyin ya da tamamen açık bırakın; size kalmış. Desen konusunda da sınırsız ama yaratıcı seçeneklere sahipsiniz; grafik çizgiler, rengarenk çiçekler, sanatsal motifler...
Sezonun modern hırkaları adeta bahar kombinlerinizi kusursuzca tamamlamak için yaratılmış. Bir şey daha var: Uzaktan çalışma düzeninde stil sahibi olma mevzusu. Bu hırkalar Zoom'un 16:9 formatındaki ekranında ne kadar havalı durur, biliyor musunuz? Elbette biliyorsunuz.
Önce burunlar değişti... Bir anda yuvarlak burunlu botlar; geniş paça jean'ler veya kısa pantolonlarla enteresan bir şekilde mükemmel uyumu yakaladı. Arkasından tabanlar güncellendi. Kağıt gibi incecik kauçuk tabanların yerini büyük dişli, tırtıklı, dolgun ve kalın tabanlar aldı. Tüm bunlar, yansıtılmak istenen tavrın birer temsilcisiydi. Şık ve zarif siluetler güzeldi, evet. Ama hayat çoğu zaman daha cesur ve kaba bir tavır gerektiriyordu. Üzerinden akıp gitmek değil, yere sağlam basmak icap ediyordu. Böylece külçe gibi Chelsea botların hükümdarlığı başladı.
Erkek modası bugünlerde hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor. Buna rağmen, yakın zamanda bu botların tahttan ineceğini söylemek zor. Hatta yeni sezonda hem Bottega Veneta ve Alexander McQueen gibi lüks modaevleri hem de Dr. Martens ve Blunnies gibi daha erişilebilir markalar ebatları daha da büyütüyorlar.
Fotoğrafta gördüğünüz Alexander McQueen Tread modeli, tek başına imza ayrıntı olmaya yetiyor. Hangi kombinle giyerseniz giyin siluetin stil çıtasını anında yükseltiyor. Eğer Blundstone'un 500 serisi botlarla trendi yakalamaya karar verdiyseniz, elinizi yükseltip daha kaba versiyon olan 990'ı seçebilirsiniz. Ya da işçi üniformalarından ilham alıp, CAT'in neredeyse kaya gibi sağlam görünen Stormer botlarını tercih edebilirsiniz. Stilinizle ekstra puan almak isterseniz CAT x Heron Preston işbirliğinden doğan modellere de yönelebilirsiniz. Chelsea botları daha iyi taşıyabilmek için belirli bir püf noktası yok. Jean, kanvas ceket ve bereler hem kaykay kültürüne hem de ütiliter giyime referans vermeleriyle kusursuz tamamlayıcı rolünü üstleniyorlar. Öte yandan, botların devasa boyutlarıyla kontrast oluşturacak farklı bir moda vizyonu ortaya koymak da mümkün. Örneğin yün karışımı pantolonlar Oxford ayakkabılarla kusursuz uyum içindeyken, yeni nesil Chelsea botlarla iş başka -daha çarpıcı- bir seviyeye taşınıyor. Seçiminizi hangisinden yana yaparsanız yapın unutmayın, artık ayakları yere sağlam basma zamanı.