Andrew Scott ile Kıyafetler Üzerine
Louis Vuitton’un Sonbahar/Kış 2024 defilesi öncesinde İrlandalı oyuncu Andrew Scott ile bir araya gelip rengârenk giyinmek hakkında konuştuk.
- Stil-Moda
- Cuma 10:24 | 19 Ocak 2024
Yazı Carmen Bellot
Çeviri Zeynep Merve Kaya
Bu aralar Andrew Scott'ı her yerde gördüğünüz fikrine kapılıyorsanız yanılmıyorsunuz. Gerçekten de her yerde. İrlandalı aktör geçtiğimiz aylarda Anton Çehov'un tek kişilik oyunu Vanya Dayı ile tiyatro sahnelerindeydi, ardından All of Us Strangers'ın sosyal medyayı ele geçiren basın turuna çıktı. Geçtiğimiz haftadan bu yana da bitmek tükenmek bilmeden ödül gecelerinin kırmızı halılarında, en iyi giyinenler listelerine girmekle meşgul. Muhtemelen bu hafta başı onu telefon veya bilgisayar ekranınızda, Louis Vuitton'un erkek giyim defilesinde en ön sırada otururken görmüş olabilirsiniz.
"Bugün All of Us Strangers'ın Birleşik Krallık prömiyerini yaptık, haftaya da İrlanda'dakini yapacağız," diyor bana telefonda. Paris'teki otel odasında, yoğun bir gün geçirdiğinden bahsediyor. "Birkaç konuşma daha yaptıktan sonra biraz dinlenmeyi umuyorum."
Eski rolleri hakkında sohbet etmiyoruz (onu, eleştirmenlerden tam not alan Fleabag'deki seksi rahip olarak veya Sherlock'taki baş düşman Jim Moriarty olarak tanıyor olabilirsiniz) veya gelecek projeleri hakkında (yeniden televizyona uyarlanacak Ripley'de de rol alacak). Onun yerine sürekli spot ışıklarını üzerine çeken kırmızı halı stili hakkında konuşuyoruz.
"Erkek giyiminin artık eklektik ve eğlenceli olması çok hoşuma gidiyor. Bence bu çok, çok iyi bir şey; özellikle de konu takımlar olduğunda," diyor. "Artık renklerden korkmuyoruz ve cinsiyet sınırlarını kırıyoruz. Neyi nasıl giymemiz gerektiğini söyleyen kuralları da. Bu heyecan verici ve şaşırtıcı bir şey."
Modaya olan ilgisi diğer kreatif ilgi alanları sayesinde artmış. "Her zaman sanata ve özellikle de renklere ilgi duymuşumdur," diyen Scott, annesinin resim öğretmeni olduğunu ve çocukluğunu "çizerek ve boyayarak" geçirdiğini anlatıyor. 17 yaşında sanat okuluna başlayacakken ilk film rolünü kapmış. Kırmızı halı kombinlerinin rengârenk olmasının sebebini de bu sayede öğrenmiş oluyoruz.
"Artık hangi renkleri sevdiğime dair güçlü fikirlerim var," diyor bunun yeni gelişen bir şey olduğunun üzerine basarak. "Ergenken grotesk turuncu renkte bir tişörtüm vardı… Şu anda kimsenin beni o şeyi giyerken görmesini istemem!"
Scott, "teatral" yaklaşımını beğendiği Louis Vuitton defilesi için stilisti Warren Alfie Baker ile bir araya geldi ve son dönemlerde giydiklerine vintage unsurlar eklemek üzere çalışıyorlar.
"All of Strangers'ın basın turunda farklı renkler kullandık," diyor Alfie Baker. "1950'ler tarzını seviyoruz; kısa kolları ve kısa paçalı pantolonları da. Bu kombin de aynı havaya sahip ve defile için de çok uygun."
Kırmızı halıda değilken Scott daha sade bir tarz benimsiyor; klasik jean ve sweatshirt ikilisi gibi. Rol yaparken de onu bu kılıkta sıkça görmüşsünüzdür.
"Her zaman taktığım bir zincir kolyem var, sadece çekimler sırasında çıkarıyorum. Geçenlerde o zinciri West End'deki Vanya Dayı gösteriminde ve All of Us Strangers'da da taktım. Benim için çok özel bir aksesuar," diyor ve ekliyor: "Çok garip ama şahsına ait bir şeyi taktığında rol yaparken sana destek olduğu da, işleri bozduğu da oluyor. İzleyiciler için en önemli şey, oyuncuların rollerinde rahat görünmeleridir. Kendi pantolonumu ve kendi spor ayakkabılarımı giydiğimde daha doğal oynuyorum. Yapmacık durmuyor."
Moda dünyasında başka neler görmek istiyor peki?
"Eski veya vintage kıyafet satın alıp onları yenileme trendinin yükseldiğini görmek isterdim," diye açıklıyor bize. "Hızlı moda akımına teslim olmak yerine eskiye yönelmek iyi olurdu. Bu alışkanlığa sadece ya çok varlıklılar ya da moda vizyonu geniş kişiler sahip ama eğer sahip olduklarımızı sevmeye devam etsek bunun çevreye de büyük faydası dokunurdu. Mahalle terzilerinin desteklendiğini görmek isterdim." Andrew Scott'ın tıpkı kıyafetleri gibi, bu fikrini de çok tutuyoruz.