Okunması gereken bin kitaptan altısı
Bu daha başlangıç.
KARA KİTAP
Orhan Pamuk
Aşk hikâyelerine önyargılı yaklaşacağız tabii, çoğu aşk kitabı konuyu çek senet işlerinden bahseder gibi anlatıyor. Oysa hayatın kendisinde aşk bu kadar basit ya da bu kadar abartılı değil, bir denge içinde: Bizi yerle bir ediyor, tamam ediyor da işlerimize de gidiyoruz, başka konuları da düşünüyoruz ister istemez; ama kimseye söylemesek de İstanbul'da onu arıyor, okuduğumuz satırlardan anlam çıkarıyoruz. Fazlasıyla komplike: Romanlar gibi. Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ı, Galip'in kayıp karısı, çocukluk aşkı Rüya'yı arayışını, arka planda İstanbul'un bilmediğimiz hikâyeleriyle birlikte anlatıyor. O duyguları anlatırken biz de İstanbul'da geziniyor; kendimizi sorguluyor, kederlerimize, zaaflarımıza odaklanıyoruz; sonra da işte, öyle herkesi yargılayamıyor, küçümseyemiyor, kendimizle övünemiyoruz. Böyle bakınca da, kitabın yaptığı iyilik mi kötülük mü bilmiyorum.