Geleceğin mimarı: Bjarke Ingels daha büyük düşünüyor
Serpentine Galleries'in sanat yönetmeni Hans-Ulrich Obrist geçen sene pavyon projesinde Ingels ile çalıştı ve onu kariyerinin başından beri tanıyor. 90'lı yıllarda Rem Koolhas'ı ziyaret ettiğinde tanışması gereken ilginç ve yeni tasarımcılar olup olmadığını sormuş. "Rem beni Bjarke'de dâhil olmak üzere birkaç kişiyle tanıştırdı. Ondan gerçekten çok etkilendim. O zamandan beri hep iletişim halinde kaldık. Onun nasıl düşündüğünü görebiliyordum. Büyük irade, büyük hırs." Duruyor ve söylediği şeyi düzeltiyor: "Hayır, azim. Sahip olduğu şey hırs değildi." Mimarlık farklı kişilere farklı şeyler ifade ediyor. "'Mimari' ve 'mimar' kelimelerine bayılıyorum," diyor, Ingels. Hyperloop One lansmanının üzerinden bir saat geçmiş ve bir takside Dubai Havaalanı'na doğru gidiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Kesinlikle yaptığımız şeyin form vermek olduğunu düşünüyorum. Bu geleceğe form verme fi kri kulağa oldukça güzel geliyor. Bir şeyin sınırında olmakla ilgili en güzel şey, yeni olasılıkların ortaya çıkabileceği bir sınır olması. Bir tasarımcı olarak, daha önce form verilmemiş bu olasılıklara form verme kapasitesine sahipsiniz. Bu harika bir şey. Gelecekle ilgili beğendiğim şey, onu bu kadar harika kılan, teknolojinin gelmesiyle birlikte hemen doğal karşılanması. Louis CK'nın her şeyin harika olması ve herkesin nankör olmasıyla ilgili harika bir hikâyesi var. Duydunuz mu bilmem? Bir gün bir uçakta otururken 'Havadayken Wi-Fi bağlantısını kullanabiliyorsunuz' diyorlar. 'Vay, bu harika!' diye düşünüyor. Daha sonra uçak havalandığında çevrimiçi oluyorlar ve birden bire o da ne? 'İnternet bağlantısını kaybettik,' diyorlar. Adam birden 'Ne kadar da tipik!' diye sinirleniyor. Birden bire dünya size 10 dakika önce varlığından bile haberdar olmadığınız bir şeyi borçlu oluyor!"
"Ancak bununla ilgili muhteşem olan şey mimaride dünyayı değiştiren bir yön olması." Bana endişeli bir bakış atarak hızla ekliyor: "Henüz doğmamış olan çocuklarım Kopenhag'daki bir elektrik santralinin çatısında kayak yapmaya gidemediğiniz bir dünyadan haberdar olmayacak. Bu biraz Fahrenheit 451 gibi. 'Bakın, itfaiye kamyonları gidiyor, yangın çıkacak,' diyorlar. Ardından da 'Eskiden itfaiye kamyonları yangınları başlatmıyordu, söndürüyordu.' diyorlar. Çocuklarıma bir zamanlar elektrik santrallerinin tehlikeli yerler olduğunu söylemeniz gerekecek. Yani her bir projeyle dünyayı gerçekten başka bir yere dönüştürüyoruz. Kendime bir iş bulmam gerektiği gerçeğinin dışında kendi işimi yapmaya başlamamın tüm nedeni kendi rüya işinizi oluşturabiliyor olmanız. Çünkü en sevdiğim şey bir şeyler tasarlamak. Zekice fi - kirler bulup bunların gerçekleştiğini görmek."
NEW YORK CITY'DEKİ DÜNYA TİCARET MERKEZİ YENİDEN GELİŞTİRME İŞLEMİNİN BİR PARÇASI OLAN 2WTC, 408 METRE UZUNLUĞUNDA OLACAK VE YANINDAKİ 11 EYLÜL'Ü ANMA AMAÇLI PARKI DRAMATİK BİR ŞEKİLDE ÇERÇEVELEYECEK.