BUNDAN YAKLAŞIK bir yüzyıl öncesinin St. Petersburg’undayız. Marta, Letonyalı yoksul bir ailede doğar. Bu kızı kasabanın diğer çocuklarından ayıran hiçbir şey yoktur. Herkes kadar o da zor şartlarda yaşar. Hatta daha da kötüsü gelir sonradan başına; üç yaşına geldiğinde ailesini kaybeder ve bir papaz tarafından büyütülür. Ruslar, İsveçlilerle savaşa girdiğinde esir pazarında satılmasına kadar gider talihsizliği. Çar’ın danışmanının yanına çamaşırcı olarak girer Marta. Ama kaderine razı olmaz, olamaz ve ancak masallarda görülebilecek şekilde, cazibesini kullanarak, danışmanının yanına gidip gelen Çar’ın aklını çeler. Ve biz, artık onu I. Katerina olarak tanırız. Osmanlı’nın ‘Deli Petro’ dediği, Rusların ‘Büyük Petro’ olarak bildiği Çar’la evlenmiş; eşine çocuk, ulusuna varis doğurmuş, eşini kaybedince tahta çıkmış bir imparatoriçe olmuştur artık… Onunla birlikte başlayan, Büyük Katerina’yla doruğa ulaşan ve neredeyse bir asır süren; St. Petersburg’u sanata, görkemli mimari yapıtlara, kültüre kavuşturan bir imparatoriçeler dönemi… Öyle bir çağ ki; Dostoyevski, Puşkin, Tolstoy ve Lermontov eserlerini bu dönemde verir ve adına hiç zorlanmadan ‘altın çağ’ denir.
I.Katerina ve Petro yazlarını, eskilerin ‘çar kasabası’ dediği, bugün Rus halkının kıymetlisi yazar Puşkin’in adını almış, yaklaşık 600 hektarlık bir kasabada geçiriyordu. Bahçelerin ve sarayların yer aldığı kasabanın en önemli binası ise, Katerina için inşa edilmişti. Bu yazlık sarayın mimarı, Bartemeleo Rastrelli’ydi. Katerina, sarayının Paris’in ünlü Versailles Sarayı gibi yapılmasını istediği için, aylarca uğraşılmış, bizzat oradan eserler getirtilmişti. Katerina, iki yıl boyunca bu sarayda büyük balolar düzenlemiş, hatta sonunda aşırı içkiden genç yaşında vefat etmişti. Sarayın, hanedanın ihtişamını yansıtması için inşa edilmiş, kendine özgü iki odası vardı; ki bunlar diğer ülkelerin de ilgisini çekiyordu. Baştan aşağı altı ton kehribarla süslenen, Katerina’nın çalışma odası olarak kullandığı ‘Kehribar Odası’ ve ondan sonra tahta geçen Büyük Katerina’nın inşa ettirdiği işlenmesi oldukça zor değerli bir taş olan akikle bezenmiş olan ‘Akik Odası’. Kalem.indd 32 11