Haftanın filmleri (2 Aralık 2016)

“MÜTTEFİK” Oscarlı büyük yönetmen Robert Zemeckis’in merakla beklenen “savaş günlerinde aşk” filmi nihayet vizyonda. Başrollerde Brad Pitt ve Marion Cotillard var. İkisi arasında filmin çekimleri sırasındaki yakınlaşmanın Pitt ile Angelina Jolie’yi ayırdığı yönünde dedikodular çıkmıştı hatırlarsınız. Orasını bilemeyiz ama bu filmin böyle reklamlara ihtiyacı yok sanırız. İyi bir kadro ve usta senarist Steven Knight’ın elinden çıkmış bir senaryo var. Tabii böyle “rüya” kadrolar büyük beklentiler doğurur ve genellikle o beklentiler karşılanamaz. 1942 yılındayız. Farklı cephelerde mücadele eden Max ve Marianne’nin yolu Londra’da kesişir. Biri gizli servis ajanı, diğeri Fransız bir direnişçi. Aslında ikinci karşılaşmalarıdır bu. Yakınlaşırlar. Aşk başlar. Sonra, sorgulama. Savaş sürerken bu aşkın gerçek olup olmadığını yani gerçekten “müttefik” olup olmadıklarını test etmeleri gerekir. Zemeckis’in imzası ve diğer faktörlerden en azından biri, sizi bu filme gitmeye zorlayacaktır. “BABAMIN KANATLARI” İnşaatlarda, şantiyelerde son derece tehlikeli bir işi, üç kuruş ekmek parasına yapanları, sadece ve malesef öldüklerinde aklımıza getiririz. Örneğin bir haber çıkar televizyonda- gazetede: “inşaattaki kazada şu kadar işçi can verdi” gibi. İlk uzun metrajıyla görülmemiş bir başarı elde eden yazar-yönetmen Kıvanç Sezer, inşaatlardaki “kaza”larda can verenlerin yanısıra canı pahasına çalışanlara, canı sıkılanlara, canı evini özleyenlere çevirmiş kamerasını. İnşaat işçisi İbrahim ciddi bir hastalığa yakalanır. Memleketindeki ailesi gelir aklına. Bir de yükselme hırsıyla dolup taşan genç bir işçi olan yeğeni Yusuf. Yusuf sever amcasını ama anlamaz pek. Toplu konut inşaatında sıradan gibi görünen günler yürümeye başlar. Ödülü bol demiştik. Dolayısıyla ve niyeyse beyazperdede macera ve yüksek tempo arayanlar bakımından riskli. “Babamın Kanatları” Antalya’da ve Adana’daki festivallerde yönetmen, oyunculuklar ve bazı teknik dallarda resmen gövde gösterisi yaptı. Başrolde kadim karakter oyuncumuz Menderes Samancılar ile Kübra Kip’e dikkat. “GÖRÜMCE” Gupse Özay sadece komedide yetenekli bir oyuncu olarak değil, kendi senaryolarını yazan bir sinemacı da olmak istiyor. “Deliha”dan sonra bir kez daha kendi yazdığı bir tiplemeyle karşımızda. Bu kez, hastalıklı derecede bağlı olduğu erkek kardeşinin aşık olduğu kadına türlü cadılıklar yapan “görümce” olmuş kendisi. Erkek kardeşi Buğra Gülsoy, aşık olduğu kızı ise Eda Ece oynuyor. Yönetmen, “Patron Mutlu Son İstiyor” ve “Kocan Kadar Konuş” serisinden bildiğimiz Kıvanç Baruönü. ”KARANLIKLAR ÜLKESİ: KAN SAVAŞLARI” Len Wiseman’ın yönettiği 2003 tarihli ilk filmden itibaren kendi çapında bir seyircisi olduğunu kabul etmemiz gereken seri, yönetmen ve senaryo ekibi zaman zaman değişse de sadık başrol oyuncusu Kate Beckinsale ile yoluna devam ediyor. Güzel İngiliz aktris rol yapabildiğini -yakınlarda boşandığı eşi- Wiseman’ın çektiği 2012 tarihli “remake” “Total Recall”da göstermişti. (Sanki “kötü”yü oynamakta daha yetenekli). Konumuza gelecek olursak: Selene iki cephede birden savaşıyor yeni filmde. Bir yanda hain Lycan’lar diğer yanda sevgi dolu vampirler, vampirlerimiz. Yönetmen koltuğundaki bayan Anna Forster’ın teknik açıdan eli yüzü düzgün bir işçilik gösterdiğini söyleyenler çoğunlukta. Ama biz yine de sadece seriyi bilenlere ha bir de belki, “Blade”i özleyenlere önerebiliriz. “SEVDAM GÖZLERİNDE KALDI” Türkiye’nin yakın tarihine bakan siyasi dramaların sayısı pek fazla değil. “Sevdam Gözlerinde Kaldı”, 1980 öncesi İstanbul Üniversitesi’nde okuyan Mahir ile başlıyor. Mahir, dönemin siyasi hareketleriyle ilgilidir. Bir de Belgin vardır. Mahir’in sınıf arkadaşıdır. Katıldıkları harekette hoş karşılanmasa da gönülleri birbirine bağlanır. Kolay değildir. Sonra ihtilal olur. Buraya kadar ilginizi çekmediyse filmde Susurluk kazası, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü ve Abdullah Çatlı’nın kızıyla yapılmış bir röportajın da yer aldığını söyleyelim. Yönetmen Ahmet Yenilmez aynı zamanda başrollerden birinde. “MAVİ BİSİKLET” Bu yıl festivallerde “Babamın Kanatları”, “Tereddüt” ve “Albüm”le birlikte adından en çok söz ettiren film “Mavi Bisiklet” oldu. Antalya’da aldığı “en iyi film” ödülü bir hayli tartışıldı. Zira filmi “vasat” bulanlar da var. Filmin konusu kabaca “büyüklerin adaletsizliklerle dolu dünyasında küçük çocukların naif çözüm arayışı” olarak ifade edilebilir. Ümit Köreken-Nursen Çetin Köreken’in çektiği filmde çocuk oyuncular ön planda. “KAHRAMAN ÖRDEK” Viktor Lakisov’un çektiği animasyon Rusya-ABD-Çin ortak yapımı. Yeşil, yemyeşil bir film bu. Yeşili seviyorsanız sevebilirsiniz ama sorun şu ki, ördekler arasında geçen bu öykü herkesin ilgisini çekmeyebilir. Yeşil başlı gövel ördekler Hawai sanıp yanlış bir yere iniş yapar ve buradaki bir başka ördek sürüsüyle aralarında sorun çıkar. “Nils ve Uçan Kaz” isimli efsanevi tv klasiğindeki tadı bulamayacağınızın garantisini verebiliriz. “KÜMES” Oyunculuktaki yeteneğini “Kader”den beri bildiğimiz Ufuk Bayraktar daha yeni “Dağ 2” ile beyazperdede sahne almış iken bu kez ilk yönetmenlik denemesiyle karşımızda. Üstelik senaryoyu da bizzat yazmış. Konu ilginç gerçekten de: 1950’lerde uzak bir diyardaki dağ köyündeyiz. Saniye ve Süleyman, dört çocuklarıyla mutluluk içinde. Ta ki Saniye ciddi bir hastalığa yakalanıncaya dek. Saniye kendinden ümidi keser ve fedakarlığın eşine az rastlanır bir örneğini gösterip öldükten sonra kocasına ve çocuklarına bakması için bir kadın bulur. Aradan zaman geçer. Saniye sağlığına kavuşur. Şimdi ayıklayın pirincin taşını’dır. Bayraktar’ın da yer aldığı oyuncu kadrosunda Hasibe Eren ve Selen Domaç da var. Filmin Antalya’dan seyirci ödülüyle döndüğünü de belirtelim.