Devir, gösteriş devri
Nispetizm, 'Sosyal Medya Çağında Nispetizm Fenomeni-Bireyin Varlık Mücadelesi' adlı altı yıllık bir akademik araştırmanın sahibi Yrd. Doç. Dr. Harun Yıldız'a göre: "Bireylerin sosyal medyada kendilerini çok mutlularmış gibi gösterdiği, diğer bir anlatımla nispet yaptıkları, ancak aslında kendi içlerindeki mutsuzluklarını, yalnızlıklarını ve çatışmalarını gizlemek veya bu durumdan kurtulmak amacıyla gerçekleştirdikleri bir olgu." Bu açıklamaya ek olarak, sosyal medyada gösteriş yapan kullanıcı, takipçileri nazarında onaylanan ve popüler olan birine dönüşmeyi amaçlıyor da diyebiliriz. Tam bu noktada bir konuya açıklık getirmemiz şart: Sosyal medya üzerinden paylaşım yapan herkes tabii ki nispetizm fenomeni kavramına dâhil olmuyor. Şimdi bir düşünelim… Gerçekten mutlu olduğumuz anlarda Instagram, Snapchat, Facebook ve Twitter aklımıza geliyor mu? Gerçek mutluluklar anı yaşamayla alakalı olmasından dolayı çoğumuz paylaşım yapmaktan ziyade anı yaşamaya bakıyoruz. Böyle yapmıyorsak bile aslında bunu yapmamız kişisel tatmin açısından daha faydalı olacaktır. Anlayacağınız paniğe gerek yok, henüz kendimizi gösterişçi ilan etmek için çok erken…
Hayatımıza kısa süre önce giren 'nizpetizm' kavramı, aslında çok uzun zamandan beri adı konulmamış bir durumdu. Davranış bilimleriyle ilgilenen Yıldız, bu kavramı ofis yaşamından sosyal çevreye geniş bir yelpazede bilimsel olarak incelemiş. Gerçek olmayan durumları gerçekmişçesine göstermemiz üzerinden ortaya çıkan bu kavramda belirleyici etken tabii ki algı yaratmamız olarak gösterilmiş. Sadece yediğimiz yemek ya da içtiğimiz kahvenin fotoğraflarından bahsetmek elbette yetersiz. Günbatımında içilen birer kadehin ya da güllerle dolu otomobil bagajı fotoğrafları da illa ki karşınıza çıkmıştır. Geçtiğimiz 10 yılda kendi fotoğrafını çekene yan gözle baktığımız dünyada artık selfie (özçekim) sanki tarihin başından beri varmış gibi ilginç bir şekilde kabullenildi.