Instagram'da dikkatimizi çeken hesap
Instagram üzerinde paylaşılan fotoğraflar arasında fark edilenler de var. Milyonlarca büzük dudak, “Bugün de böyle!” fotoğrafları arasında dikkate değer fotoğraflarıyla öne çıkan isimlerden biri, İmge Celepçi...
Röportaj: Emrah SAKA
Instagram üzerinde paylaşılan fotoğraflar arasında fark edilenler de var. Milyonlarca büzük dudak, "Bugün de böyle!" fotoğrafları arasında dikkate değer fotoğraflarıyla öne çıkan isimlerden biri, İmge Celepçi. Ressam dedesi Kemal Benlioğlu'nun atölyesinde büyüyen İmge Celepçi ilk resim sergisini 6 yaşında açmış, üç yıl sonra da 2. İstanbul Sanat Fuarı'nda resimlerini sergilemiş. Temel resim eğitimini İmge Sanat Evi'nde alan Celepçi, heykel yapmaya 2001 yılında üniversitede başlamış. İmge Celepçi'yi daha yakından tanımak isteyenleri röportajımıza alalım.
ESQ: Yaptığınız işi, bilmeyenlere nasıl anlatırsınız?
İmge Celepçi: İnsanlar için özel anlamı olan kişilerin, karakterlerin, hayvanların, imaj ve objelerin gerçekçi, farklı boyut ve kullanım şekillerine sahip heykellerini yapıyorum. Bunlar, bazen sevilen bir film karakterinin daha önce üretilmemiş bir figürü, bazen geçmişten bir objenin tıpatıp aynısı, bazen de artık hayatta olmayan bir yakınınızın hep üzerinde taşıyabileceğiniz bir portre kolyesi olabiliyor. İçeriği her ne olursa olsun öncelikli amacım, heykellerimi olabildiğince gerçekçi yapmak, ki en iddialı olduğum konu da bu diyebilirim.
ESQ: Kendinizi nasıl yetiştirdiniz?
İ.C: Dedemden aldığım temel eğitim ve üniversite eğitimim dışındaki bütün bilgileri internetten edindim. Heykelle, özellikle de şu anki ana malzemem olan polimer kille ilintili bütün sanat kollarını, sanatçıları, malzemeleri ve konuyla ilgili bütün gelişmeleri yurt dışı kaynaklarından takip ettim. En önemlisi ise 2012'den bu yana abartısız her gün çalıştım; farklı boyut ve detaylara sahip onlarca heykel yaptım.
ESQ: Modellediğiniz karakterleri nasıl belirliyorsunuz?
İ.C: Müşterilerimin yarısı benimle benzer zevklere sahip olduğu için, sevdiğim sinema, müzik ve edebiyat karakterlerinin heykellerini yapabilmek gibi bir lüksüm var. Geriye kalan %50'yi ise, tanıdıklarının veya hayvan dostlarının heykellerini isteyen müşterilerim oluşturuyor.
ESQ: Korku sinemasının eserleriniz açısından önemi nedir? En çok sevdiğiniz karakter hangisi?
İ.C: Korku sineması bu işe başlama nedenim diyebilirim. Beni heykel yapmaya iten, beni çocukken etkileyen o karakterlere daha yakın olabilmekti sanırım. En sevdiğim karakterleri belirlemek çok zor, ama Freddy Krueger, Pinhead ve Kont Orlok birinci sırayı paylaşır.
ESQ: Yurt dışına açılmayı düşündünüz mü ya da uluslararası alanda yapmayı düşündüğünüz şeyler var mı?
İ.C: Aslına bakarsanız müşterilerimin %99,9'u yabancı. Daha ziyade yurtdışında tanınıyorum. Müşterilerimin arasında korku kültürü dışında farklı ilgi alanlarına sahip, çok değerli eserlerin koleksiyonlarını yapan kişiler de var. Mesela özellikle de Avrupa'da hâlâ devam eden bir Minyatür Bebek Evi koleksiyonculuğu var ve yaptığım 1/12 ölçekli minyatür bebeklerin çok özel koleksiyonlarda yer alması beni ayrıca mutlu ediyor. Bunun yanı sıra, ana malzemesi benim gibi polimer kil olan yabancı meslektaşlarım arasında da hatrı sayılır bir bilinirliğim var.
ESQ: Bildiğim kadarıyla daha çok sipariş üzerine çalışıyorsunuz. Neredeyse aylar öncesinden belirlenmiş bir sipariş listeniz var.
İ.C: Müşterilerimin istediği bütün detayları tüm gerçekçiliğiyle hayata geçirebilmek benim için çok önemli. O kadar zaman bekledikten sonra, heykellerinin bitmiş hallerini gördüklerinde duydukları mutluluğa şahit olmak da bu işin en güzel yanlarından biri.
ESQ: Bu işle ilgili en büyük hayaliniz nedir?
İ.C: En büyük hayalim, sevdiğim tüm yakınlarımın 1/12 ölçekli figürlerini yapmak ve onları yine 1/12 ölçekli bir evin içinde bir araya getirmek. Mesela şu anda hayatta olmayan anneannemin figürünü; onu hep hatırladığım oturma odasının birebir aynısı bir minyatür oda maketinde, çocukluğumu hatırlatan bütün o eşyalarla birlikte yapmak istiyorum.