Görünmez gerçeklik
Dijital devrim, para ile olan ilişkimizi kökten değiştiriyor. Sadece kavram olarak değil aynı zamanda para kazanma yada kaybetme yolları da artık çok kolay. Milisaniyelik işlemler yapabilme olanağı, yatırım stratejilerinde bundan sonra nasıl bir yol izlememiş gerektiğinin yol haritasını çıkartacak.
Yazı Adil Uçar
Tarihte bilinen ilk parayı Lidyalıların keşfettiğini bilmeyen herhalde yoktur. Dönem dönem milattan önce yedinci yüzyılda yaptıkları bu keşfe atfen "Hay ben bu parayı icat eden Lidyalıların..." şeklinde sinirli cümleleri kurmayan var mı? İlk para altın ve gümüş karışımından elde edilen sikke şeklindeydi ve adına 'elektron' deniyordu. Etimolojik kökenini bilmiyorum ancak elektron adı ilgimi çeken çağrışımlara neden oluyor ki buna birazdan geleceğiz.
27 yüzyıldır temel fonksiyonu değişmeyen para; mal veya hizmet almayı sağlayan bir değer olarak yüzyıllarca yaşamaya devam edecek. Ancak para kavramının günlük hayatımızdaki yeri farklı bir aşamaya geçmek üzere.
Biraz soluklanalım ve bugün geldiğimiz noktayı netleştirelim. Teknoloji, hayatımızın her alanında olduğu gibi para ve parasal konularda da müthiş bir değişim dönemi başlattı. İnternet ve dijitalleşme sayesinde günlük işlerde müthiş bir hıza kavuştuk. İnternet erişimi ve sağladığı olanaklar farklı iş kollarının türemesine sebep oldu. Diğer taraftan teknoloji devrimi insan işgücü ihtiyacını da azaltmaya başladı. Ortaya çıkan ve kaybedilen işler insanların para kaynaklarının değişmesine yol açıyor. Teknolojiyle harmanlanan günlük hayat parayla olan ilişkimizi ve algımızı derinden etkiliyor. Bu etki şu anda hayatınızda, anlamak çok basit... Şu anda muhtemelen cebinizde ya da elinizde olan akıllı telefona beş sene önce bu kadar para verebileceğinizi söyleseler inanır mıydınız sorusunu sorun kendinize. Bu dijital dönüşüm sayesinde bugün kol saatleriniz size kaç adım attığınızı söyleyebiliyor.
Konunun para ile ilgisi şu; gelişen teknoloji, paranın görünmez olmasına neden oluyor. Sağlık açısından süper bir gelişme. Ancak para ile fiziki bağı kopan insanların harcama ve yatırım kültürü de müthiş bir değişim yaşıyor. 30 yaşlarında bir bankanın Hazine bölümünde çalışan genç bir trader bana ne iş yaptığını göstermek için 10 milyon dolar almış ve beş saniye içinde satmıştı. Beş saniyelik işlemden 100 dolar kâr ettiğini, bütün gün işinin bu olduğunu söylediğinde benim sorum "Bakkala gittiğinde ekmek alabiliyor musun?" olmuştu. Bütün gün 'milyon dolarlar' alıp satan birinin günlük hayattaki bir liralık ekmek fi yatına uyum sağlaması inanılmaz geliyordu, hâlâ da gelir. Genç bankacı "Uyum sağlayamıyorum bazen fiyatları algılayamıyorum." demişti. İşte dijitalleşme bizlerin de para kavramını, uzaklaştırarak, gizleyerek ve görünmez kılarak etkiliyor. Kazandığımız paranın yüzde 90'ına el sürmeden hayatımıza devam ediyoruz. Ancak benim iddiam bu durumun parayla aramızdaki bağları zayıflattığı yönünde. Bahsettiğim 'para aşkı' değil, parayı kullanırken, yatırım yaparken oluşturulacak stratejilerin üzerindeki etkisi. Görünmeyen, hissedilmeyen bir değere sadece satın alma gücü verdiği bilgisi üzerinden hak ettiği özenin gösterilebileceğine tam olarak ikna olmuş değilim.
Tabii bu durum bizim gibi arada kalmış nesiller için geçerli. Yeni kuşaklar dijitalleşen para kavramının içine doğuyor. İnternetin soyut dünyası içinde para kavramı da bizim algıladığımız şekilde değil. Son çıkan kripto paralara da yeni nesil ilgi gösteriyor. Tamam, yaşımız belki biraz geçmiş olabilir, kabul, ancak gelecekte para iyice görünür olmaktan çıkacak. Bugün bütün finans sistemi nakit kullanımının ortadan kalkması için çalışıyor. Türkiye de bu konuda hiç de geri kalmış değil. Yeni teknolojiler yakında akıllı telefonlar ile şifre kullanılmadan ödeme yapılmasına imkân sağlayacak. Bankalar ve fintek girişimleri robot danışmanlar ve yapay zekâ üzerinde çalışıyor. Yakın gelecekte para dijital ortamda ve sahibi tarafından görülmeyen bir yapıya dönüşecek. Üstelik bankaların yapay zekâyı kullanmaya başlamasıyla birlikte yatırımlarımızdan bile haberimizin olmayacağı günler bizi bekliyor. Böyle bir gelecek korkutucu gelmiyor, ancak şimdiden biraz hazırlık yapmak ve ortalarda görünmeyen paranın nasıl bir şey olacağını hayal etmek gerekiyor.
Çok sevgili ve saygıdeğer Lidyalılara dönecek olursak... İlk basılan sikkelere 'elektron' deniyordu. Elektronun sözlük anlamı, kısaca, elektrik akımını oluşturan başlıca parçacık. EkşiSözlük'te gördüğüm bir başka anlatıma göre de elektronlar varlığı matematik hesaplar ve tahminlerle ispatlanmaya çalışılan ama kimsenin görmeye muvaffak olamadığı atom elemanları... Anlatımlar içindeki hem 'elektrik' (Dijitale bağladım.) hem de 'kimsenin göremediği' kısımlarına dikkat. Tarihteki ilk paranın adının, belki de tarihteki son paranın özelliklerini taşıması ilginç bir rastlantı değil mi?