Popun prensiyle üç saat
13 Ağustos’ta Justin Timberlake’in ‘Man of the Woods Tour’ (MOTWT) Berlin konserini izleyenlerden biri olarak yapacağım tek yorum şu oluyor: “Popun prensi hâlâ eskisi kadar etkileyici.”
Giriş Tarihi: 18.10.2018
09:41
Yazı Kaan SANCAR
Müziğin 'zamansız' yıldızlarından birinin konserinde olduğunuzu anlamanın birçok yolu vardır. Mesela, bu 'yıldız' sahneye ilk adımını attığında kalp atış hızınız ister istemez artar. Sesini canlı olarak duyduğunuzda ise içinizde küçük bir ürperti oluşur ve bu hissi bir süre üzerinizden atamazsınız. İlk şarkısını söylemeye başladığında şarkı ezberinizde olsun olmasın eşlik etmekten kendinizi alıkoyamazsınız. Etrafınızdaki kişilerin de aynı durumda olduğunu görmeniz ise coşkunuzu daha da arttırır. Geçen Ağustos ayının 13. gecesi Berlin'de Justin Timberlake (JT) sahneye çıktığında hissettiklerim de tam olarak böyleydi. Sonrasında gerçekleşen ise üç saatlik sınırsız bir coşku ve birçok duygunun aynı anda yaşandığı harikulade dakikalar oldu.
Aslında, bu anı yaşayacağımın ilk belirtisini konser öncesi Mercedes-Benz Arena'nın önünde oluşan upuzun kuyruğu gördüğümde de hissetmiştim. O anda Berlin'in doğu yakasında bulunan 17 bin kişilik bu sahnede dakikalar sonra binlerce kişinin tek bir ağızdan aynı şarkıları söylüyor olacağı apaçık ortadaydı. 1996 yılında kurulan genç erkek grubu NSYNC ile başlayan kariyerini gerek bu grup aracılığıyla gerekse de 2004'te gruptan ayrılması sonrası çıkardığı 'Justified', 'FutureSex/Love Sounds', 'The 20/20 Experience Part 1-2' ve 'Man of the Woods' albümleri sayesinde elde ettiği Grammy, Emmy, AMA (American Music Awards) ödülleri gibi dünya genelinde birçok başarıyla taçlandırmış birinden de daha azını bekleyemezdim zaten.
Yine de JT konserin açılış şarkısı 'Filthy' ile MOTW albümünü yansıtan ağaç dekorları, büklümlü yol ve ışık şovlarıyla süslü sahneye çıktığında daha önce bahsettiğim o 'hızlı kalp atışı, ürperti ve coşku' üçlemesini doruklarına kadar yaşıyorum. Şarkının fütüristik bir ritim üzerine kurulmuş karanlık ve seksi havası izleyicileri havaya sokma konusunda oldukça başarılı oluyor ve JT'nin yıllar geçmesine rağmen dans konusundaki yeteneğini kaybetmediğini kanıtlamasına yardımcı oluyor. 'Filthy'nin karanlık ve seksi havasından 'Midnight Summer Jam'in hareketli ritmine geçiş ise şarkının 'outro'sundaki (çıkış) konuşmalar ile sağlanıyor. Bu nedenle konserin ikinci şarkısı 'Midnight Summer Jam' başladığında şarkı izleyiciler olarak bize, tıpkı ismi gibi, bir 'yaz gece yarısı şarkısı' dinliyormuşçasına dans etme dürtüsü aşılıyor. Tüm izleyiciler gibi ben de kendimi istemsizce ritme kaptırıyorum.
Ardındansa JT 'Lovestoned/I Think She Know Interlude' ile bizi 2006 yılına geri götürüyor. Şarkının çekici temposu izleyicinin ritmini yükseltmeye yetiyor. Etrafımdaki herkesin, beni onaylarcasına, dans ettiğini ve şarkıya tek bir ağızdan eşlik ettiğini görebiliyorum. Konserin 'Sexyback' ile devam ettiğini fark ettiğimde ben de diğer izleyiciler ile bu seçimi onaylarcasına tezahürat yapıyorum. Şarkı ile birlikte 2006'nın ihtişamlı müzik listelerini yeniden dinliyormuş gibi hissediyorum. Sanatçı, o anda üzerinden 12 yıl geçse bile 'Sexyback' dansı ile hâlâ 'seksi' görünümü geri getirebildiğini de kanıtlıyor. Şarkının ardından başlayan ışık şovları ve 'interlude' (ara geçiş şarkısı) ise farklı bir döneme geçiş yaptığımızı işaret ediyor.
İzleyicileri bu yeni döneme hazırlayan bu 'interlude'un ardından sahnelediği 'Man of the Woods', 'Higher Higher', 'Suit & Tie' gibi şarkılarıyla son yıllarda edindiği olgun erkek imajını öne çıkaran Timberlake, 'Seniorita', 'My Love' 'Summer Love' ve 'Rock Your Body' gibi şarkılarıyla da bizi 2004 ve 2006 yılları arasında yaşadığımız yaz aşklarını neredeyse yeniden hatırlamaya çağırıyor. Olumlu yanıt vererek o günlere dönüyoruz.
Tabii, konserde kimi zaman bizi hüzünlenilen anlar da oluyor. 'Cry Me a River', 'Mirrors' ve 'What Goes Around… Comes Around' şarkılarıyla JT eski aşklarımız ve anılarımızın yeniden gözümüzün önünden geçmesine neden oluyor. Elbette bu, oldukça başarılı bir şekilde düzenlenmiş şarkı listesi sayesinde çok da uzun sürmüyor.
Şarkılar birbirini izliyor ve finale yaklaşırken artık hem Justin Timberlake'in hem de izleyicinin temposunun fazlasıyla arttığını görebiliyorum. Konserin başında şarkılara oturduğu yerden, çekimserce eşlik eden izleyiciler bile ayağa kalkmış vaziyette, bağırarak JT'nin coşku, mutluluk, haz, kızgınlık ve acıyı harmanlayan şarkılarını tek bir ağızdan haykırıyor. 22 şarkılık bu serüven sona ererken izleyicilerin coşkusunun ve adrenalin seviyelerinin tavan yaptığını gözlemliyorum. Kapanış şarkısı 'Can't Stop The Feeling' ilk notasından son sözüne kadar tüm arenada âdeta yankılanıyor. Şarkı ve konser sona erdiğinde JT tıpkı geldiği gibi, bir centilmen edasıyla teşekkür edip bu duyguları farklı bir şehirde farklı insanlara yaşatmak üzere sahneden ayrılıyor.
Bu görkemli performans sırasında dikkatimi çeken detaylardan biri de JT'nin en az sahne dekoru kadar şık, en az performansı kadar başarılı giyim tarzı oluyor. Timberlake'in stilini düşündüğümde ise her şey yerine oturuyor. Sanatçının bu yönünü sergilediği son işinin de Levi's ile gerçekleştirdiği işbirliği sonrası ortaya çıkardığı Levi's x Justin Timberlake 'Fresh Leaves' Koleksiyonu olduğunu belirtmeliyim.
Timberlake'in müzik tutkusundan ilham alarak Levi's tasarım ekibi ile birlikte çalışması sonucu ortaya çıkan kapsül koleksiyonda Levi's'ın klasik parça, renk, desen ve siluetleri JT imzası ve modern tasarım çizgileriyle harmanlanmış bir görünüm sunuyor. Toplam 20 parçadan oluşan koleksiyonda JT'nin müziğinin ardındaki hikâyelerden ilham alınarak kullanılan malzemeler arasında kanvas, ekose, kamuflaj, flanel, sherpa ve denim gibi kumaşlar bulunuyor. Son olarak, modern sokak giyiminden ipuçları verdiğini söyleyebileceğim koleksiyonda jean'den trucker cekete, gömlekten tişört ve aksesuara dek birçok ürün de bulunuyor.
Bu arada belirtmeden de geçmemem gerek; konser sırasında üzerinde göremesem de koleksiyonda en fazla beğendiğim parça denim kamuflaj trucker ceket oldu. JT'nin şu anki 'Man of the Woods' erkeği görünümünü oldukça başarılı bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. Baksanıza, sizce de öyle değil mi?
Levi's x Justin Timberlake 'Fresh Leaves' Koleksiyonu JT'nin müzik tutkusundan ilham alıyor.
Müziğin 'zamansız' yıldızlarından birinin konserinde olduğunuzu anlamanın birçok yolu vardır. Mesela, bu 'yıldız' sahneye ilk adımını attığında kalp atış hızınız ister istemez artar. Sesini canlı olarak duyduğunuzda ise içinizde küçük bir ürperti oluşur ve bu hissi bir süre üzerinizden atamazsınız. İlk şarkısını söylemeye başladığında şarkı ezberinizde olsun olmasın eşlik etmekten kendinizi alıkoyamazsınız. Etrafınızdaki kişilerin de aynı durumda olduğunu görmeniz ise coşkunuzu daha da arttırır. Geçen Ağustos ayının 13. gecesi Berlin'de Justin Timberlake (JT) sahneye çıktığında hissettiklerim de tam olarak böyleydi. Sonrasında gerçekleşen ise üç saatlik sınırsız bir coşku ve birçok duygunun aynı anda yaşandığı harikulade dakikalar oldu.
Aslında, bu anı yaşayacağımın ilk belirtisini konser öncesi Mercedes-Benz Arena'nın önünde oluşan upuzun kuyruğu gördüğümde de hissetmiştim. O anda Berlin'in doğu yakasında bulunan 17 bin kişilik bu sahnede dakikalar sonra binlerce kişinin tek bir ağızdan aynı şarkıları söylüyor olacağı apaçık ortadaydı. 1996 yılında kurulan genç erkek grubu NSYNC ile başlayan kariyerini gerek bu grup aracılığıyla gerekse de 2004'te gruptan ayrılması sonrası çıkardığı 'Justified', 'FutureSex/Love Sounds', 'The 20/20 Experience Part 1-2' ve 'Man of the Woods' albümleri sayesinde elde ettiği Grammy, Emmy, AMA (American Music Awards) ödülleri gibi dünya genelinde birçok başarıyla taçlandırmış birinden de daha azını bekleyemezdim zaten.
Yine de JT konserin açılış şarkısı 'Filthy' ile MOTW albümünü yansıtan ağaç dekorları, büklümlü yol ve ışık şovlarıyla süslü sahneye çıktığında daha önce bahsettiğim o 'hızlı kalp atışı, ürperti ve coşku' üçlemesini doruklarına kadar yaşıyorum. Şarkının fütüristik bir ritim üzerine kurulmuş karanlık ve seksi havası izleyicileri havaya sokma konusunda oldukça başarılı oluyor ve JT'nin yıllar geçmesine rağmen dans konusundaki yeteneğini kaybetmediğini kanıtlamasına yardımcı oluyor. 'Filthy'nin karanlık ve seksi havasından 'Midnight Summer Jam'in hareketli ritmine geçiş ise şarkının 'outro'sundaki (çıkış) konuşmalar ile sağlanıyor. Bu nedenle konserin ikinci şarkısı 'Midnight Summer Jam' başladığında şarkı izleyiciler olarak bize, tıpkı ismi gibi, bir 'yaz gece yarısı şarkısı' dinliyormuşçasına dans etme dürtüsü aşılıyor. Tüm izleyiciler gibi ben de kendimi istemsizce ritme kaptırıyorum.
Ardındansa JT 'Lovestoned/I Think She Know Interlude' ile bizi 2006 yılına geri götürüyor. Şarkının çekici temposu izleyicinin ritmini yükseltmeye yetiyor. Etrafımdaki herkesin, beni onaylarcasına, dans ettiğini ve şarkıya tek bir ağızdan eşlik ettiğini görebiliyorum. Konserin 'Sexyback' ile devam ettiğini fark ettiğimde ben de diğer izleyiciler ile bu seçimi onaylarcasına tezahürat yapıyorum. Şarkı ile birlikte 2006'nın ihtişamlı müzik listelerini yeniden dinliyormuş gibi hissediyorum. Sanatçı, o anda üzerinden 12 yıl geçse bile 'Sexyback' dansı ile hâlâ 'seksi' görünümü geri getirebildiğini de kanıtlıyor. Şarkının ardından başlayan ışık şovları ve 'interlude' (ara geçiş şarkısı) ise farklı bir döneme geçiş yaptığımızı işaret ediyor.
İzleyicileri bu yeni döneme hazırlayan bu 'interlude'un ardından sahnelediği 'Man of the Woods', 'Higher Higher', 'Suit & Tie' gibi şarkılarıyla son yıllarda edindiği olgun erkek imajını öne çıkaran Timberlake, 'Seniorita', 'My Love' 'Summer Love' ve 'Rock Your Body' gibi şarkılarıyla da bizi 2004 ve 2006 yılları arasında yaşadığımız yaz aşklarını neredeyse yeniden hatırlamaya çağırıyor. Olumlu yanıt vererek o günlere dönüyoruz.
Tabii, konserde kimi zaman bizi hüzünlenilen anlar da oluyor. 'Cry Me a River', 'Mirrors' ve 'What Goes Around… Comes Around' şarkılarıyla JT eski aşklarımız ve anılarımızın yeniden gözümüzün önünden geçmesine neden oluyor. Elbette bu, oldukça başarılı bir şekilde düzenlenmiş şarkı listesi sayesinde çok da uzun sürmüyor.
Şarkılar birbirini izliyor ve finale yaklaşırken artık hem Justin Timberlake'in hem de izleyicinin temposunun fazlasıyla arttığını görebiliyorum. Konserin başında şarkılara oturduğu yerden, çekimserce eşlik eden izleyiciler bile ayağa kalkmış vaziyette, bağırarak JT'nin coşku, mutluluk, haz, kızgınlık ve acıyı harmanlayan şarkılarını tek bir ağızdan haykırıyor. 22 şarkılık bu serüven sona ererken izleyicilerin coşkusunun ve adrenalin seviyelerinin tavan yaptığını gözlemliyorum. Kapanış şarkısı 'Can't Stop The Feeling' ilk notasından son sözüne kadar tüm arenada âdeta yankılanıyor. Şarkı ve konser sona erdiğinde JT tıpkı geldiği gibi, bir centilmen edasıyla teşekkür edip bu duyguları farklı bir şehirde farklı insanlara yaşatmak üzere sahneden ayrılıyor.
Bu görkemli performans sırasında dikkatimi çeken detaylardan biri de JT'nin en az sahne dekoru kadar şık, en az performansı kadar başarılı giyim tarzı oluyor. Timberlake'in stilini düşündüğümde ise her şey yerine oturuyor. Sanatçının bu yönünü sergilediği son işinin de Levi's ile gerçekleştirdiği işbirliği sonrası ortaya çıkardığı Levi's x Justin Timberlake 'Fresh Leaves' Koleksiyonu olduğunu belirtmeliyim.
Timberlake'in müzik tutkusundan ilham alarak Levi's tasarım ekibi ile birlikte çalışması sonucu ortaya çıkan kapsül koleksiyonda Levi's'ın klasik parça, renk, desen ve siluetleri JT imzası ve modern tasarım çizgileriyle harmanlanmış bir görünüm sunuyor. Toplam 20 parçadan oluşan koleksiyonda JT'nin müziğinin ardındaki hikâyelerden ilham alınarak kullanılan malzemeler arasında kanvas, ekose, kamuflaj, flanel, sherpa ve denim gibi kumaşlar bulunuyor. Son olarak, modern sokak giyiminden ipuçları verdiğini söyleyebileceğim koleksiyonda jean'den trucker cekete, gömlekten tişört ve aksesuara dek birçok ürün de bulunuyor.
Bu arada belirtmeden de geçmemem gerek; konser sırasında üzerinde göremesem de koleksiyonda en fazla beğendiğim parça denim kamuflaj trucker ceket oldu. JT'nin şu anki 'Man of the Woods' erkeği görünümünü oldukça başarılı bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. Baksanıza, sizce de öyle değil mi?
Levi's x Justin Timberlake 'Fresh Leaves' Koleksiyonu JT'nin müzik tutkusundan ilham alıyor.