Dengede durmak

Ticaret Savaşları, Çin’in borç sorunu, Suriye’deki savaş, Rusya’nın hamleleri, Arjantin ve Venezuela’daki kriz, döviz kurlarındaki ani artış ve son olarak ABD Merkez Bankası öncülüğünde parasal genişlemenin hayal, parasal sıkılaştırmanın gerçek olmaya başlaması... Son dönemde küresel ekonomide rüzgâr hiç bu kadar sert esmemişti.

Giriş Tarihi: 20.10.2018 16:49
Yazı Adil UÇAR*
adil.ucar@forbes.com.tr

Gün geçmiyor ki küresel ekonomiyi kıskaca alan bir başka haber daha gelmesin, ABD'nin kerameti kendinden menkul başkanının başını çekmediği yeni bir olay çıkmasın. Donald Trump, geçen ayın sonlarına doğru fitilini ateşlediği Ticaret Savaşları'nın bombasını patlatarak Çin'den ithal edilen 200 milyar dolarlık ürüne daha %10 vergi getirdi. Ve üstelik bunun daha başlangıç olduğunu, oranın %25'e çıkartılacağını açıkladı. Twitter ve Instagram üzerinden bir trol edasıyla ülkesini ve hatta dünyayı yönetmeye kalkan Trump'ın bu hamlesinin iki sebebi var: İlki Çin'i iyice köşeye sıkıştırmak, ikincisi ise ABD'lilerin çok sevdiği 'at pazarlığı'nda baskın taraf rolü oynayarak ara seçim öncesi Cumhuriyetçiler hanesine puan yazdırmak. Kasım ayında yapılacak bu ara seçimde Temsilciler Meclisi'nin tamamı, Senato'nun da üçte biri seçilecek. Politik tahminlerin ucu bucağı yok ancak Cumhuriyetçilerin, yani Trump'ın bu ara seçimde Temsilciler Meclisi'ndeki üstünlüğünü kaybetmesi ABD'de işleri iyice karıştırabilir. Açıkçası Trump kasım ayına kadar dünyaya pek rahat vermeyecek gibi görünüyor.

Trump faktörü bir kenara, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal genişlemeyi tersine çevirerek parasal sıkılaştırmayı hızlandırmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sıkılaştırma faiz artırımlarıyla gerçekleştirilmeye başlandı bile. Asıl soru bu artırımların ne kadar hızlı olacağı ve hangi şiddette yapılacağı. Bu değişkenlere göre özellikle bizim de içinde bulunduğumuz gelişen ülke piyasaları etkilenecek. Yüksek, kolay ve parasal genişleme nedeniyle az riskli kazanç sağlayan gelişen ülke piyasaları artık o devasa fonları yöneten 25 yaşındaki Yale mezunları için çekici gelmiyor. Daha da ötesi, ABD borsa endekslerinde de kısa bir süre sonra 'boğa' döneminin biteceği ve 'ayı'ların dümene geçeceği beklentisi hakim. Nouriel Roubini gibi felaketçiler, kehanetlerini birkaç adım ileriye taşıyarak şu andaki ekonomik büyümenin Ticaret Savaşları'nın öncü etkisi olduğunu, bir iki yıl içinde bu etkilerin olumsuz tarafının hissedilmeye başlanacağını ve ABD ekonomisinin hızla yavaşlayacağını söylüyor. Neyse, birkaç yıl öteye giderek piyasa tahmini yapmaya şu anda halimiz yok çünkü Trump ve Fed faktörleri gelişen ülke ekonomilerini iyice zorlamaya başladı bile.

Etkilerini birinci elden şiddetle hissettiğimiz döviz kuru spekülasyonları sadece Türkiye ile sınırlı değil. Topu diken Venezuela ve Arjantin bir kenara, gelişmiş ülke para birimleri karşısında ne Rusya ne Hindistan ne de Çin ayakta kalabiliyor. Gelişen ülke ekonomilerinden kiminin –bizim gibi– cari açığı, kiminin –yine ABD kaynaklı– yaptırımlarla boğuşması, kiminin borç sorunu gibi kronik sorunları şimdi piyasalar tarafından fiyatlanıyor.

Bu tür dönemlerde yatırım stratejisi belirlemek ya da halihazırdaki stratejileri uygulamak çok zor bir iş. Profesyonel fon yöneticileri bile yılların sağladığı disiplini bir kenara bırakabiliyor. Bu nedenle önce ruhsal dengenin korunması ve geleceğe dair spekülatif senaryolar üzerinden ani yatırım kararları alınmaması gerekiyor. 2008 krizi 'temellere dönüş' (back to basic) akımının başlamasına neden olmuştu. Bu dönemden sonra karmaşık ürünlerden oluşan portföyler bir kenara atıldı. Basit, sade ve temel yatırım araçlarından oluşan portföyler tercih edildi. Bu akımdan ayrılmak için şu anda önemli bir sebep veya fırsat görünmüyor. Gerçi varantlar gibi son derece teknik enstrümanlarla zaten yatırımcımız çok haşır neşir değil ancak kripto paralar gibi son dönemde özellikle gençleri cezbeden yatırım araçlarına biraz şüpheyle yaklaşmak gerekiyor. Risk algınıza göre oluşturacağınız yatırım stratejinizi bilinen (mevduat, hisse, DTH, altın) ve daha çok koruyucu faktörlere hitap eden yatırım ürünleriyle tasarımlamak akıllıca bir yöntem olur.

Geçen ay da bahsettiğim gibi, haber bombardımanının son derece yoğun olduğu, üstelik küresel dalgalanmaların piyasaları bir anda oynaklığa ittiği bu tür dönemlerde çok fazla al-sat yapmamak gerekiyor. Unutmayın, profesyonel trader değilseniz, bir iki kazançlı hamleden sonra birikimlerin buhar olmasını izlemek zorunda kalabilirsiniz. Bu tür az hareketin yaşanacağı dönemlerde yatırım kararları için ayrılacak vakti finansal okuryazarlık seviyenizi artırmaya ayırabilirsiniz. Vadeli işlemler, kripto para dünyası hatta algoritma kullanan fonlar hakkında yapılacak araştırmalar daha nezih dönemlerde yatırım stratejisi oluştururken işinize çok yarayacak. En basitinden emeklilik fonlarını incelemek bile uzun zamandır cebinizden çıkan 'fırsat maliyetini' görmenize neden olacak.

*Forbes Türkiye, Finans Editörü

BİZE ULAŞIN