Sürdürülebilir başarı
Lanse edildiği yıldan itibaren büyük bir başarıya imza atan BMW 4 Serisi yoluna güçlenerek devam ediyor. Yenilenen modelden markanın beklentileri büyük.
Yazı: Onur AKÇAY
2013 yılında piyasaya sürülen BMW 4 Serisi, marka için yeni bir dönemin başlangıcını ifade ediyordu. Oldukça cesur bir adım olarak nitelenen model ailesinin markaya neler getireceği büyük merak konusu olmuştu. Kardeşi olarak nitelendirebileceğimiz 3 Serisi'nden müşteri çalacağını söyleyen de vardı, rakiplerinin işinin çok zor olduğunu düşünenler de. Aradan geçen dört yılın ardından geriye dönüp baktığımızda marka yöneticileri ve tasarımcılarının çok doğru bir karar aldıklarını görebiliyoruz.
BMW 4 Serisi Coupé, Cabrio ve Gran Coupé olmak üzere 2016 yılına kadar teslim edilen yaklaşık 400.000 otomobil, model ailesinin küresel başarısının en büyük kanıtı olarak gösterilebilir. Üstelik satışların dağılımı da ilginç! BMW 4 Serisi satışlarının yaklaşık üçte birini ABD'de yapmış. Satış liginde daha sonra Birleşik Krallık ve Almanya geliyor. Genel klasman sonuçlarına baktığımızda ise tüm BMW 4 Serisi modellerin yaklaşık yarısı Avrupa'da satılmış. Gran Coupé, global BMW 4 Serisi satışlarının yaklaşık yüzde 50'sini, Coupé ve Cabrio'nun her biri ise yüzde 25'ini oluşturmuş. Ve bu başarı hikâyesinde yeni bir sayfa açmak isteyen BMW, 4 Serisi'nin yeniledi.
Münih'te başlayan ve Avusturya Alp'lerine doğru uzanan harika bir rotada kullanma fırsatı bulduğum yenilenen 4 Serisi, elini biraz daha güçlendirmişe benziyor. Ön tarafta gözüme çarpan en önemli değişiklik farlar. Yenilenen modelde bi-LED farlar ve LED sis farları standart olarak sunuluyor. Adaptif LED farlar ise opsiyonel olarak satın alınabiliyor. Convertible ve Coupé'nin görünümlerinde bazı farklılıklar bulunuyor. Mesela elden geçirilen tamponun özellikle alt kısmı donanıma göre küçük farklılıklar sergileyebiliyor. Hava girişleri 'Sport Line' donanımda parlak siyah, 'Luxury Line' seviyesindeyse krom olarak tercih edilmiş. Bu renk ve malzeme farkını ön panjurda da görmek mümkün. Arka bölümdeyse yeni LED farlar ve rüzgârlık dikkat çekiyor. İki yeni dış renk, üç yeni döşeme rengi ve dört yeni jant seçeneğine sahip yenilenen BMW 4 Serisi'nin iç mekânında iyileştirmeye gidilmiş. Malzeme kalitesi artırılan kokpitin parlak siyah orta konsolu ve yenilenen spor direksiyonu kendisini gösteriyor. Ama her şeyden önemlisi Coupé ve Gran Coupé kokpitleri artık çok daha sessiz diyebilirim. Tabii ki bu sessizlikte yol tutuş konusunda da araca çok şey katan, yenilenen süspansiyon sisteminin payı büyük. Yüksek hızlarda dahi aracın içinde rüzgâr veya yol sesini pek hissetmiyorsunuz.
Gelelim kullanma fırsatı bulduğum modellere. Basın toplantısının yapıldığı merkezde karşıma çıkan yeni M4 kalp atışlarımı hızlandırsa da, nabzımın normale dönmesi çok uzun sürmedi. Çünkü BMW organizasyonlarında her zaman müthiş bir düzen vardır. Daha yolculuktan birkaç hafta önce modelin hangi versiyonlarını kullanacağınızı bilirsiniz. Test sürüşe yağmurlu bir günde ilk olarak BMW 440i Coupe modeliyle başladık. 3.0 litre 326 beygirlik araçla yaklaşık 250 kilometre yol yaptık. 8 ileri otomatik şanzımanın yardımıyla 5 saniyede 100 km/s hıza ulaşan araç hiç yormadı. Fakat yağışlı bir havada Münih'te başlayan test sürüşü zaman geçtikçe ilginç bir hâl almaya; zira şehrin dışına doğru çıktıkça hava soğumaya başladı. Öğlen yemeğinin ardından BMW 430i Convertible'ın direksiyona geçtim. Üstü açılabilir bir araç almanın tam zamanıydı, çünkü artık Avusturya Alp'lerine doğru tırmanmışa geçmiştik. Ama hiç hesap edemediğim bir şey vardı; kar. Evet, bu mevsimde kar yağmaya başladı ve rotada ilerledikçe şiddetini artırdı. Yaklaşık 3,5 saat sonra çok yüksek bir bölgede bulunan otelimize vardığımızda her taraf bembeyazdı. 15 derecede başlayan yolculuk -2 derecede son bulmuştu. Ama yol boyunca bize eşlik eden manzara gerçekten inanılmazdı. 2.0 litre 252 beygirlik 430i Convertible ile kar manzaralı rota çok keyifli geçti.