Aile boyu otonom sürüş
Otonom sürüş konusunda kısa zamanda uzun mesafe kat etmeye çalışan markaların kıyasıya rekabeti farklı yöntemleri de beraberinde getiriyor. Bunlardan biri de Volvo’nun İsveçli ailelerle birlikte yürüttüğü proje!
Yazı: Onur AKÇAY
Milyonlarca dolarlık AR-GE çalışmaları, üzerinde yıllardır çalışılan projeler birbiriyle yarışırken otonom sürüşte 'insan ve hissiyatı' başlıkları hâlâ en çok tartışılan konuların başında geliyor. Hâlâ insan faktörünün ne zamana kadar etkili olacağı, insan odaklı mı yoksa insansızlık odaklı projelerin mi daha uzun ömürlü olacağı pek belli değil.
Bana sorarsanız herkes takım tutar gibi tarafını seçmiş durumda. Ama bu durum tıpkı medya sektöründe yıllardır dillendirilen 'yakın zaman sonra gazeteler basılmayacak, herkes internet üzerinden okuyacak!' konusuna benziyor. İnternet üzerinden yüzbinlerce kişinin dergi ve gazete okuduğu, bu durumun basılı yayımların tirajını çok etkilediği doğru, ama önemli soru şu; bu durum basılı yayımların sonunu getirir mi? Özellikle 'Doğu Ekspresi' gibi her şeyin nostaljisinin kısa sürede moda olabildiği ülkemizde bunu söylemek çok zor!
Hâlâ gazeteye dokunmadan, sayfalarını çevirmeden gazete okuma hissini alamayan binlerce insanı nereye koyacağız? Peki ya evinde internet olamayan on binlerce haneyi görmezden mi geleceğiz? Dolayısıyla buna benzer birçok soru ve çekince otonom sürüş konusunda da mevcut. Tam bu noktada Volvo'nun yaptığı 'insan' hamlesini oldukça mutluluk verici buluyorum. Özetle mevzu şu; İsveçli aileler, Volvo'nun otonom sürüş özelliğine sahip araçlarının geliştirilmesine yardımcı oluyor. Peki, nasıl olacak bu iş? İsveçli aileler, araçları Göteborg ve çevresindeki trafiğe açık yollarda test edecek ve izlenimlerini Volvo mühendislerine aktaracak.
Göteborg bölgesinde yaşayan Hain ve Simonovski aileleri, ilk iki aile olarak 'Drive Me' projesine destek vermek üzere Volvo XC90 araçlarını teslim aldılar. Önümüzdeki yılın başında bunlara üç aile daha katılacak. Dört yıl içerisinde 'Drive Me' projesine 100 kişi dahil edilecek. Önemli noktalardan biri de şu; her iki aile de otomobille günlük kullanım alışkanlıklarını devam ettirecek. Şirketin mühendisleri 'Drive Me' üzerinden tüketicilerin işe gidip-gelme, çocukları okula götürme veya alışverişe gitme gibi kullanım alışkanlıklarıyla ilgili çok değerli bilgiler toplayabilecek.
Araçlar, kullanıcıların davranışlarını izlemek ve otomobille çevre hakkında daha ayrıntılı bilgi toplamak üzere bir dizi kamera ve sensörle donatılmış durumda. Söz konusu ilk aşama boyunca sürücü ellerini her zaman direksiyon üzerinde tutacak ve aracı kullanırken sürüşü denetleyecek. Ancak zamanla, 'Drive Me' projesindeki tüm katılımcılara, özel bir eğitim aldıktan sonra, kademeli olarak daha gelişmiş sürüş destek sistemlerine sahip araçlar sunulacak. Bu daha gelişmiş otomobilleri test etmek başlangıç aşamasında bir Volvo güvenlik uzmanının gözetiminde kontrollü bir ortamlarda gerçekleştirilecek.
Güvenlik noktasında herhangi bir soru işareti olan hiçbir teknoloji devreye alınmayacak. 'Drive Me' üzerinden elde edilecek olan veriler söz konusu otonom araçların geliştirilmesinde hayati bir rol oynayacak.
KİM BU ŞANSLI AİLELER?
Hain ailesi 45 yaşlarındaki Alex ve Paula, kızları Filippa (17) ve Smilla (14)'dan oluşuyor. Hain ailesi, bu yılın başında 'Drive Me' projesine katılmak üzere seçen ilk aile. Onlara şimdi Sasko Simonovski (44) ve eşi Anna (41) ve çocukları Elin (10) ile Villiam (8) da katıldı. Önümüzdeki dönemde yeni aileler de projeye dahil edilecek.