Kahvaltıda domates peynir mi, badem ceviz mi?
Her ay, sizlerle bu sayfada buluşuyorum. Siz, sağlığınızla ilgili aklınıza takılanları soracaksınız; ben, detaylı cevaplarla karşınızda olacağım. Merak etmeyin; ne biliyorsam, sizinle paylaşacağım. Söz veriyorum!
Meyvelerin taze hali de kurutulmuş hali de lif, fito besin maddeleri ve kanserle savaşan antioksidanlar bakımından zengindir. Kurutulmuş meyveleri yanınızda taşımak daha kolay olduğundan daha cezbedici olabilir ancak kurutulmuş meyveler çok fazla şeker ve kalori içerebilir. Meyve kurutulduğu zaman, içindeki su alınmıştır, bu da; meyveyi daha tatlı ve kalorili hale getirebilir. Üstelik doyurma açısından taze meyveden farkı yoktur. Bu yüzden kuru meyveleri, taze meyvelerin yarısı kadar tüketmenizi öneriyoruz.
Bir diğer harika alternatif ise dondurulmuş meyvelerdir çünkü dondurulmuş meyveler taze meyveden neredeyse farksız. Bir de, bozulma riski ortadan kalkar. Pratik ve sağlıklı alternatifler için ben evde hazırladığım smoothie'lere dondurulmuş meyve ekliyorum. Siz de günde 4-5 porsiyon meyve tüketmeyi unutmayın.
Sabah kahvaltısında domates peynir mi, yoksa badem, ceviz, kayısı gibi besinler tüketmek mi daha doğru?
Yeni yapılan bir araştırma yüksek protein içeren bir kahvaltının daha iyi iştah ve kan şekeri kontrolü sağladığını öne sürüyor. Bu da gün içinde açlığınızı kontrol edebileceğiniz ve böylece sağlıksız abur cuburlara daha az yönelme riskine sahip olacağınız anlamına geliyor. Çoğu çiğ kuruyemiş ve peynir iyi birer protein kaynağıdır ve kahvaltı sonrası uzun süre tok kalmanızı sağlar. Yapılan araştırmalara göre; öğlen daha az yemeye meyilli olabileceğinizi bile gösteriyor. Ben her iki kahvaltıyı da deneyerek hangisinin size daha iyi hissettirdiğini kendinizin görmesini öneriyorum. Veya maksimum fayda ve vitamin alımı için bir gün birini, bir gün diğerini tüketebilirsiniz.
Bilgisayar başındayken boyun ve sırt ağrısından kaçınmak için ne önerirsiniz?
Bu aldığım en sık sorulardan biri çünkü çoğumuz artık bütün gün çok fazla hareket etmeden masa başında oturup kalmak durumundayız. Doğamız dışı pozisyonlarda oturmak zamanla kas yorgunluğu ve ağrıya yol açabilir. İşte her zaman kullandığım taktiklerden biri: Monitörünüzü göz hizasına ayarlayın, dizler oturma hizasından çok hafi f yukarıda olacak şekilde dik oturun ve ön kolunuzu yere paralel şekilde tutarak omuzlarınızın kalkık veya yamuk durmasını engelleyin. Ayrıca her saat başı omuzlarınızı indirip kaldırarak ve bir iki saatte bir ayağa kalkıp dolanarak egzersiz yapmayı unutmayın. Bunu unutmamak için telefonunuza alarm bile kurabilirsiniz.
Bronzluğumuzu daha kalıcı kılmak için hangi besinleri tüketmeliyiz?
O güzel Akdeniz ışıltısı için antioksidanları mutlaka diyetinize dahil etmeniz lazım. Likopen veya beta-karoten gibi antioksidanlar cildinizin, UV ışınlarının zararlı etkilerine karşı direnme gücünü artırmaya yardımcı olur ve sağlıklı bir cilt için büyük önem taşıyan kolajen üretimini arttırır. Havuç, beta-karoten zengini bir besindir. Domates ve nar da harika birer likopen kaynağıdır. Bu besinler aynı zamanda sağlıklı besin maddelerini vücudunuza almanın en taze yollarından biridir.
Ayrıca yeşil çay içmenizi de öneriyorum. Çay cildinizin güneşin zararlı etkilerine karşı korumaya yardımcı olan polifenoller içerir. Unutmayın ki; parlak bir cilt sadece bronzluk demek değildir. Kırışıklıklarla savaşmak için omega-3 zengini somon balığı tüketmeye ve daha fazla avokado, yumurta, baklagil ve çiğ kuruyemiş almaya özen gösterin. Bütün bu besinler cildin kurumasını engelleyen biyotin vitamini içerir. Unutmayın ki; bu besinlerin hiçbiri güneş kreminin yerine geçmez. Güneşe çıkmadan önce her zaman en az 30 koruma faktörlü geniş spektrumlu bir güneş kremi kullanmayı unutmayın.