Ezberçelenler: Geçen yüzyılda bildiklerimizi yerle bir eden isimler
Geçen yüzyılda sanat alanına, özellikle resme baktığımızda algımızı genişleten birçok sanatçıyı görürüz, ama özellikle bir isim söylenmemiz istense akla hemen o gelir: Pablo Picasso. Bilmediğimiz tam adıyla ise Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Martyr Patricio Clito Ruíz y Picasso. O ezberlerimizi nasıl bozdu; öncelikle geometrik şekillerden mamul, iki boyutlu özgün insan çizimleriyle. Bu geometrik şekiller, sanat dünyasını alt üst etmişti. Picasso, ressam arkadaşı Georges Braque ile sanat dünyasına Kübizm akımını kazandırdı.
Picasso, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Komünist Parti'ye katılıp iki kez Lenin Barış Ödülü'nü almıştı, ama hiçbir söylemi, tarihin gelmiş geçmiş en meşhur savaş karşıtı tablolarından 'Guernica' kadar etkili olamadı.
Öyle rivayet edilir ki Picasso'nun babası ressam ve sanat öğretmenidir, ona resim çizmeyi öğreten de babası olmuştur. Ama bu merak, ona doğuştan gelmiş olmalıdır ki ağzından çıkan ilk sözcük 'piz' (lápiz), yani İspanyolca 'kurşunkalem'dir. 13 yaşındayken çizimde babasını geçen, sanat okullarına giden ve Fransa'ya taşınıp kendi stüdyosunu kuran Picasso, mavilerin ağırlıkta olduğu tablolarıyla 'Mavi Dönem'i, kırmızılarla 'Kırmızı Dönem'i oluşturmuştu; bir ara klasik resme yaklaşması ve gerçeküstü tablolarıyla ise sanat tarihçilerine göre bir yaşamda beş altı sanatçıyı barındırmış gibiydi.
Picasso, yaşamının sonuna doğru basit ve çocuksu resimler çizmeye yöneldi. Bir okuldan bahsederken şöyle diyecekti: "Bu çocukların yaşındayken aynı Raphael gibi çizerdim, onlar gibi çizebilmek ise bana bir ömre mal oldu."
Charlie Chaplin