İyi insan olmanın sırrını keşfetmiş bir adam

“Ben, çocukluk arkadaşlarıma çok değer veririm. Onlar ve aileleri benim hayatıma yön vermiştir çünkü. En yakın arkadaşım mesela. Aynı sınıftandık. Ailesini de çok severdim, o da benimkileri severdi. Anne babası matematikçiydi, çok acayip muhabbetler dönerdi evlerinde. Diğer yakın arkadaşımın ailesi ise ilahiyatçıydı. Birbirimizden ayrılmayalım diye, biriyle beraberce İmam Hatip’e gitme hayalleri kuruyorduk; diğeriyle de İstanbul Erkek Lisesi’ne gitme hayalleri. İkisini de yapmadım. Ama ikisi arasında çok kaldım.”

Arkadaşlarıysa hayallerini gerçekleştirip istedikleri okullara gitmiş. Bugün de görüşüyor musunuz diye soruyorum. “Yok.” diyor, “Çok uzun zamandır görüşemedik.”

‘Leyla ile Mecnun’u seyredenler, Yedek Kâmil karakterini bilir. Mahallenin futbol takımındadır ama hep yedek kulübesinde oturur. Üstelik onunki Semih Şentürk’ün yedekliğine benzemez. Hiç oyuna alınmaz. Bir kez alınacak olur, onda da kendi kalesine gol atar. Öğreniyorum ki Ali Atay’ın mahalledeki futbol geçmişi de bundan pek farklı değil.

“Yedikule Spor Kulübü’nde top oynuyordum. Ama berbat bir topçuydum. Çok kötü oynuyordum. Sırf mahalledeki herkes oynuyor diye ben de lisans çıkartmıştım. O kadar kötüydüm ki sürekli oyuna alıp sonra çıkarıyorlardı. Hâlâ da kötüyüm.”

Ama dedim ya hikâye asıl Rize’de başlıyor. Bunlar hep hikâyenin öncesi…

Ne diyorduk? Ha, tamam! Ali Atay futbolda kötü olabilir ama o zamanlar bir konuda çok iyiymiş: Geometri. Üst düzey matematik zekâsını adeta bir süper güce dönüştürdüğünü anlıyorum o anlattıkça. Hayatı boyunca onu çıkılmaz denilen sorunların içinden çıkarmış bu süper güç.

“Geometride kendime bir oyun alanı yaratmıştım. Sorunları bulmaca çözer gibi ele almak oradan başladı. Matematik hayatın neresinde diye sorarlar ya… Ben matematiğin hayatın her yerinde olduğunu sonradan çok iyi anladım. Matematik sayesinde, gerek tiyatroda gerek televizyonda ya da arkadaş gruplarında bir problem olduğunda onu soğukkanlılıkla çözmeye ilk ben başlıyorum. Ve çözülüyor o sorun gerçekten de. Bence oyunculukta da çok büyük önemi var matematiğin. Matematik zekâsı gelişmiş bir aktör, bence hemen kendisini belli eder. Bence konservatuarlarda haftada bir saat de olsa geometri dersi koymaları çok faydalı olabilir. Mesela bir dansçının da matematiği bilmesi gerekir. Daha doğrusu matematik algısına sahip olması... Matematik insanın zihninde bir patika açıyor. Hayatım boyunca benim işlerimi kolaylaştırdı. Çok zor şartların içinden nasıl çıkılabileceğine dair hesapların nasıl yapılacağını çok iyi biliyorum yani.”

Onu dinlerken, matematik konusunu Erkan Can’la da konuştuğumuz aklıma geliyor. Ne demişti Erkan Can:

“Matematik hayatımda hep problem oldu. Hep matematikten çaktım. Matematiğe kafası basan adamlara hayran kalırım. Bazen kendimi ezik hissettiğim olur öylelerinin yanında. Ama alıştım artık. Onsuz da oluyormuş, anladım.”

Ali Atay, bu süper gücünü çocukluğunda sorun çözmek için kullanıyor muydu bilmem ama ilkokuldan sonra iyi bir lise öğrenimi görmek için kullandığı kesin. İşçi bir babanın tek maaşına bakan bir evin çocuğunun gidemeyeceği bir özel okulu kazanıyor çünkü. Bu okulda onu tiyatroya taşıyacak aşkı buluyor sonra. Ama tiyatro aşkı değil bu. İngilizce öğretmenine duyduğu aşk. Onun verdiği drama derslerine girebilmek için tiyatro koluna katılıp İngilizce piyeslerde oynamaya başlıyor. Bakıyor ki çok eğlenceli, işin ucu konservatuara dek varıyor.

Hikâye asıl Rize’de başlayacak olsa da bunlar da önemli ayrıntılar işte Ali Atay’ın hayatında. Şimdi Rize’ye geçmeden önce Taksim’e bir gidelim. Ali Atay’ın parasız pulsuz bir konservatuar öğrencisiyken en yakın arkadaşı Berkun Oya ile takıldığı Taksim Meydanı’ndayız. İki arkadaş yaz sıcağında çıkarmış ayakkabıları, çorapları; ayaklarını meydandaki havuzun kenarından suya sarkıtmışlar, oturuyorlar. Karşılarında The Marmara tüm azametiyle dikiliyor.

Berkun: Şuranın Roof Bar’ına gidip bira içelim mi?

Ali: Nasıl içeceğiz oğlum? Para yok, pul yok.

Berkun: Gel, bir yolunu buluruz.

Çoraplar, ayakkabılar giyilir. İki arkadaş bara çıktıklarında fark ederler ki, bir caz festivalinin kokteyli var. İngilizcelerine kuvvet, Ali Atay hemen bir caz gitaristi olur, Berkun Oya da onun menajeri. Biralarını içerler, kaçarlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.