Karanlık yönleriyle Robert Pattinson
Röportaj: Sanjiv BHATTACHARYA
Fotoğraflar: Carin BACKOFF
Moda Editörü: Catherine HAYWARD
Derleme: Erkin ÇAM
Esquire'la son görüşmesinden bu yana geçen üç yılda Robert Pattinson, kariyerinin başlangıcındaki 'ergen kahramanı' histerisinin ötesine geçerek kendisini dışavurumcu bir aktör olarak yeniden tanımlamaya adadı. Zorlu bir soygun gerilimi olan 'Good Time' adlı yeni filminde soğukkanlı bir suçlu olarak eski rollerinin kefaretini ödüyor ve neredeyse doğaüstü bir şeyi başarıyor: New York'ta tanınmadan dolaşıyor!
Geçtiğimiz yıl çektiği son filmi olan 'Good Time' sırasında Robert Pattinson, güne koşuyla başlıyordu ve her koşuya çıktığında tanınıyordu. Önceleri 'Twilight' filmindeki mutsuz vampir Edward Cullen rolüyle tanınan 31 yaşındaki aktör için hayat böyle bir şeydi. Beş yıl ve beş film sonrasında kendi neslindeki hiçbir aktöre nasip olmayan düzeyde büyük ve tutkulu biçimde takip edilir oldu ve kendi şöhretinin esiri haline geldi. Kapısında bekleyen paparazziler nedeniyle Los Angeles Griffith Park'taki evini satmak zorunda kaldı. Her yerde takip ediliyor ve bu durumdan kurtulmak için çeşitli Jason Bourne numaraları yapıyordu: arkadaşları ve asistanları ile restoran tuvaletlerinde kıyafet değiştiriyor, bazen önden beş tane boş otomobil göndermek zorunda kalıyordu. Başarısız olduğunda ise; mesela bir tweet ile yeri belli edildiğinde, paparazzi orduları ve hayran kitleleri çılgınlar gibi ve bağıra çağıra, aynı Dothraki atlıları gibi ufukta belirip ona doğru koşuyordu.
Ama bu koşular sonrasında olağandışı bir şey oldu. 'Good Time' filmindeki karakteri Yunan asıllı Amerikalı Queens gangsteri Connie Nikas'ın kostümlerine büründü ve bakışlar sona erdi. Sokaklarda tacize uğramadan yürüyebiliyordu. Yeni filminde açık ara en iyi performansını sergiledi ve bu eklektik, adrenalin dolu filmle günümüzün en esaslı aktörlerinden biri oluverdi. Ama filmin sağladığı bu anonimlik hediyesi de aynı derecede değerli. Good Time bir yandan Pattinson'un adını ışıklarla yıldızların adları arasına yazarken bir yandan da arka planda kaybolabilmesine olanak sağladı. Bu filmi çekmek, ona hayatını geri verdi. Mahkûma hücrenin anahtarları verildi, çünkü Pattinson artık Nikas olarak ortalıkta gezebiliyor. Özgür oldu.
"İnanılmazdı. Görünmezlik pelerini," diyor. "Nasıl yapılabilir diye hep merak ediyordum, yüzünde ufak bir değişiklik yapmak… Böyle bir şey varmış. Artık biliyorum. Sakalının rengini koyultuyorsun, sivilce-yara izi yapıştırıyorsun ve insanlar artık yüzüne bakıyor ve onlarda en ufak bir pırıltı görmüyorsun. Bu muhteşem. Ayrıca küpeler de var, sahte elmas küpeler de çok işe yarıyor."
Bugün de biraz Connie Nikas'a benziyor aslında. Batı Hollywood'da, üyelere özel bir kulüpteyiz; kapüşonlu bir montun üzerine spor bir ceket giymiş, yazın en sıcak günlerinde olmamızı umursamıyor. Bir nevi hipster olmuş.