Otomatikle Tanışma

Mucitler, Harwood'dan önce yüzyıllardır aynı amaç için uğraşıyordu ki tarihçiler ve saatçiler de böylesi bir icadı kendi sayfalarına not etmek adına âdeta bir savaşın içindeydi. Öte yandan, Alman Profesör Daniel Schwenter, 1700'lü yılların başında, daimi çalışan bir zaman tutucusunun fikrini ilk kez öne sürmüştü. Fakat Aydınlanma Çağı'na kadar bu fikrin daha geniş kitlelerce duyulması pek mümkün olmadı. Zira o çağın mucitlerinden Abraham-Louis Perrelet'nin profesörün fikrini mekanik gerçeklikle buluşturması, daimi çalışan saatlere giden yolu artık açmıştı. Açıkçası Perrelet'in açtığı yolu Viktorya Dönemi boyunca kimse tamamlayamadı. Bunda, kırılgan yapıdaki parçaların küçük ve işler bir mekanizmada bir araya gelip çalışmasının zorluğu etkiliydi. İmkânsıza yakın bir durumdan söz edilebilirdi. Tabii zaman geçiyordu ve biri imkânsızı elbette mümkün kılacaktı.

John Harwood, kendinden önceki mücadelelerin pek farkında değildi. O, yaptığı işe odaklanmıştı ve bir hayali gerçekleştirmesine çok az kalmıştı. Attığı ilk adım, tüm bileşenleri öncelikle eski bir Swiss 13 model bir cep saatinden çıkarmak oldu. Ardından, iddia edilene göre, tahterevallideki çocukları izlerken aklına bir fikir gelmişti. Aşağı yukarı hareketleri gözlemledikten sonra saatin kurma kolunu çıkardı ve 300 derecelik bir kavisle tamponların arasına yerleştirdi. Harwood'un saati, tırtıklı bezelin döndürülmesi sonucu hasar görüyordu. Oysa hassas iç kısım, daima dış kısım tarafından hakkıyla korunmalıydı. Eğer kasa sıkı sıkıya kapalı olmazsa toz ve buğu sorunu oluşurdu.

Prototip oluşturma süreci iki yıl kadar sürdü. Ancak işin lojistik kısmının saat endüstrisi açısından ikna edici düzeye gelmesi daha da uzun sürebilirdi. Bu işte gönüllü olan Cheshire'dan meslektaşı Harry Cutts'ın da desteğiyle Harwood, icadının patentini önce Britanya, ardından da Avrupa ve ABD için aldı. Sıra, tanıtıma ve üretici bulmaya gelmişti. İstikamet, tabii ki İsviçre'ydi. Kötü haber, Harwood, üretici bulamamıştı, ama oradan No 10 65 83 kodlu bir başka patentle geri döndü ve 1924'te, İsviçre'nin Bern şehrinde, icadını federal resmi kuruma onaylattı. Artık dünyanın ilk otomatik kol saatinin mucidi olarak anılıyordu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.