Burak Beşer The Beach of MOMO'nun Hikayesini Anlatıyor

Giriş Tarihi: 29.06.2022 09:33 Güncelleme Tarihi: 29.06.2022 09:34

5. yılı geride bırakırken en unutulmaz anılarla başlarsak. İlk sırada neler var?
Benim için en unutulmaz an her sene başında plajda müziğimizi ilk duyduğum an oluyor. Bunun sebebinin aslında çok mantıklı bir açıklaması var. Bütün tadilatlar ve hazırlıklar bittikten sonra en son yaptığımız müzik sisteminin kurulması ve denenmesi. Bu yüzden ilk şarkı çaldığında hazır olduğumuzu anlıyorum. Daha spesifik bir olay anlatmam gerekirse, menüye karpuzlu mantı koyduğumuz ve bu yüzden sabah programları dahil her yerde tartışma konusu olmamızdı. Özellikle Kayseri Mantı Derneği'nin açıklamasını unutamayacağım.

Hikayeyi biliyoruz. Tesadüfen başlayan bir Çeşme macerası ve hızla büyüyen bir dünya… Sizce bir marka yaratmak, büyütmek, yaşatmak için en elzem detaylar neler?
Herhangi bir girişim hikayesi ile aynı aslında. En önemlisi baskılara dayanabilmek, problemleri çözmek ve yarışın içinde kalabilmek. Marka yaratmak uzun bir maraton, bunu unutmamak lazım.

Son üç yıldır Türkiye'nin en iyi plajı seçiliyorsunuz. Bu başarının sırrı nedir?
Misafirlerimizin günün sonunda aldıkları ve verdikleri konusundaki tatminleri olduğuna inanıyorum.

MOMO'nun kendine özgü dünyası ve yarattığı özel kitle en çok konuşulan şeyler. Siz bu dünyayı nasıl tanımlarsınız?
Güzel müzik, harika yemek ve sıcak kum arzusu içinde olan canlı insanlar topluluğu olarak betimleyebiliriz.

Kitlenizi güçlü ve farklı kılan nedir?
Aidiyet hissi ve her defasında "Oh ya, eve geldim" cümlesini insanlara kurdurabilmek.

5. yıla özel MOMO'da neler öne çıkıyor? Sürprizler olacak mı?
Sezona yeni menümüzle başlıyoruz ve iddialıyız. Dekorasyonda yaptığımız ufak değişikliklerin üzerine bu sene pazar günleri ünü Yunan bir Dj ile farklı gün batımı partileri planlıyoruz. Bu sezonun en büyük sürprizi bu partiler olacak bence.

İyi yemek ve iyi müzik ilk günden beri mottonuz. Bu yaz da her iki konuda iddialı mısınız?
Müzik ve yemek konusunda hem değişen trendlere ayak uydurmaya, hem kendi trendlerimizi yaratmaya, hem de en güncelini yapmaya çalışıyoruz.

Çeşme, İstanbul ve şimdi heyecanla beklenen Bodrum… Bodrum hikayesi nasıl başladı? Nasıl ikna oldunuz?
Hepsi çok farklı pazarlar. Bodrum'da bir işletme fikri son üç yıldır aklımızdaydı. İçimize sinen projeyle karşılaşmayı bekliyorduk ve sonunda o bizi, biz de onu bulduk.

MOMO Bodrum nasıl olacak? Çeşme ile benzer mi yoksa daha farklı mı?
Misafirlerimiz içeri girdiklerinde hem MOMO Dalyan'ı anımsasınlar hem de Bodrum gibi dünyada eşi benzeri olmayan bir lokasyonun farkını hissetsinler istedik.

MOMO'nun özellikle konsepti çok beğenildiği için örneklerini sık sık görüyoruz. Konsept tasarımı kime ait? Bodrum'da da aynı imza mı olacak?
Çeşme'de ve İstanbul'da olduğu gibi, Bodrum'da da konsept tasarım ve mimari Studio.Ece'ye ait.

İş dışında neler yaparsınız?
Hayatımın çok büyük bölümü işte veya işle ilgili aktivitelerde geçiyor. Kendime ayırdığım zamanlarda mutlaka spora gidiyor ve eşimle olabildiğince fazla vakit geçirmeye çalışıyorum. Bu ara pazar günleri tenis oynuyoruz, terapi gibi geliyor. Aynı şekilde kite surf yapabildiğimiz zamanlar da öyle.

İlham kaynaklarınız neler?
Assouline kitabında gördüğüm bir kare, dinlediğim bir şarkı, seyahat ederken gözüme takılan bir şey, eşimle yaptığımız sohbetler…

En beğendiğiniz şefler ve mutfaklar hangisi?
Son birkaç senedir, Peru mutfağı ile ilgiliyim. Rafael Osterling ve Andrea Morales'i takip etmeye çalışıyorum. Japon mutfağını da seviyorum, ileride bir yer açma düşüncem var. Bir de görünmeyen, isimsiz kahramanlar var. İstanbul'da sokak arasında enfes bir ekşili köfte yediğimiz esnaf lokantasının şefi gibi.

BİZE ULAŞIN