Hız ustası CEO'lar II: Nick ve Giles English / Bremont markasının kurucuları
CEO'lar günlerini ofiste geçirir. Bu yöneticiler ise onlardan değil.
Giriş Tarihi: 31.01.2019
16:18
Güncelleme Tarihi: 01.02.2019
14:34
YAZI RACHEL FELLOWS
FOTOĞRAF DAVID VINTINER
DERLEME ÖZGE DİNÇ
Nick(solda) ve Giles English'in uçmaya tutkun olması, belki de iki saat ustasından bahsederken söyleyebileceğimiz en ironik gerçek.
"Sadece yirmi dakika bile uçsanız," diye anlatıyor Nick, "fazlasıyla odaklandığınız için bir haftadır oradaymış gibi hissedebiliyorsunuz. Kısa bir zamanda bu deneyimi yaşayabilmek muazzam bir his."
Giles de Nick'in sözlerine, "Sonuçta hayatta bu kaçış duygusunu verebilen çok fazla şey yok," diyerek katılıyor.
English kardeşler, lüks uçuş temalı saat markaları Bremont Saat Şirketi'ni 2002'de kurdu. Bugünlerde üretimi İsviçre ve yılda on bin saat ürettikleri Henley-on-Thames bölgesi arasında bölmekle uğraşıyorlar. Saatle ilgili mekanik bilgileri onlara babaları D. Euan English'ten miras kalmış. Babaları onları saatlerden uçaklara ve yat inşasına kadar her konuda yetiştirmiş. Uçmak iki kardeş için de bir tutku haline gelmiş; ikisinde de 30'ların kült uçağı de Havilland Gipsy Moth var, bu uçak Bremont'un Henley merkezindeki hangarda duruyor ve English kardeşler vakitleri oldukça uçuyorlar.
Ancak Giles, 'büyük patlama' olarak nitelendirdiği kazadan ve uçağının birçok tamirattan geçmesinden üç sene sonra yedek kulübesine geçmiş gibi. Giles, iki kanatlı vintage uçağının motoru arızalanınca Northamptonshire Kontluğu yakınındaki Canons Ashby House'a zorunlu iniş yapmış ve bu vaka, belini sakatlamasına neden olmuş.
"Ama uçmasam bile uçağıma bakmak zevk veriyor bana," diye ekliyor Giles. "Düşünün ki bu uçak, 30'ların öncü kadın pilotlarından Amy Johnson'ın bir kadın pilot olarak ilk kez Birleşik Kralık'tan Avustralya'ya uçtuğu araçtı. Motoru çalıştırdığınızda ve 'vınnn' sesleriyle uçmaya başladığınızda kendinizi bir yaz akşamı ferahlığında hissediyorsunuz, o anda olabileceğiniz en iyi yerdesiniz. Tekerleklerin altından İngiltere görünüyor. Âdeta 30'lara ışınlanıyor ve yerin üzerindeyken o yıllardan bu yana aslında hiçbir şey değişmediğini düşünüyorsunuz. Sarhoş edici."
Tüm bunları düşününce babalarına teşekkür etmeden edemiyorlar. "Babamla hiçbir zaman maç yapmadık," diye anlatıyor Giles. "Onunla zaman geçirmek; bir atölyeye gitmek ve bir şeyler üretmek demekti: Maket uçaktan eski yelkenlilere ya da masa saatlerinden kol saatlerine kadar. Takıntılı bir adamdı. Bu sebeple birlikte birçok şey ürettik, çok da güzel zamanlar geçirdik." Nick ve Giles, babalarıyla ilk uçuşlarında 1946 yapımı bir Piper J-3 Club'la maceraya atılmış ve kıtanın üzerinden geçerken onlar uçağın kanadının altında uyuyormuş.
Bu rüya gibi hayat, 1995'te babalarının vefatıyla altüst olmuş; babalarının ölümüne neden olan uçak kazasında Nick'in de 30 kemiği kırılmış, Nick ciddi biçimde yaralanmış ve uzun süre hastanede yatmış. Bu talihsiz dönenmden yedi yıl sonra ise Bremont'u kurmuşlar. Giles şöyle diyor: "Bizim için klasik mekanik saatler ve eski uçaklar aynı anlama geliyor: Yapıları ve parçaları çok benziyor. Teknoloji yıllar içinde çok fazla değişmiyor, ama bu ürünler sonsuza dek kalacak. Tek kullanımlık hayatların yaşandığı bir dönemdeyiz, bu sebeple böyle uzun ömürlü ürünler ürettiğimiz bir işin parçası olmayı çok önemsiyoruz."
Bremont markasının ismi de yaşadıkları bir uçak kazasından geliyor. English kardeşler, markayı kurduktan kısa süre sonra iki kanatlı Alman uçağıyla bir Fransız bezelye tarlasına iniş yapmak zorunda kalmış ve tarlanın nazik çiftçisiyle arkadaş olmuş. Çiftçinin adı ne dersiniz? Antoine Bremont. "Babamız 80'lerine dek yaşasaydı Antoine Bremont gibi olurdu," diye anlatıyor Nick. "Antoine, eski bir pilot ve artık traktörleri tamir etmekle vakit geçiriyor. Kaza geçirdiğimizde bizi de bu traktörlerden biriyle taşıdı. 'Ne kadar tatlı bir adam,' diye düşünmüştük."
Nick gülüyor. "O ise bizim kaçık İngilizler olduğumuzu düşünmüştür."
FOTOĞRAF DAVID VINTINER
DERLEME ÖZGE DİNÇ
Nick(solda) ve Giles English'in uçmaya tutkun olması, belki de iki saat ustasından bahsederken söyleyebileceğimiz en ironik gerçek.
"Sadece yirmi dakika bile uçsanız," diye anlatıyor Nick, "fazlasıyla odaklandığınız için bir haftadır oradaymış gibi hissedebiliyorsunuz. Kısa bir zamanda bu deneyimi yaşayabilmek muazzam bir his."
Giles de Nick'in sözlerine, "Sonuçta hayatta bu kaçış duygusunu verebilen çok fazla şey yok," diyerek katılıyor.
English kardeşler, lüks uçuş temalı saat markaları Bremont Saat Şirketi'ni 2002'de kurdu. Bugünlerde üretimi İsviçre ve yılda on bin saat ürettikleri Henley-on-Thames bölgesi arasında bölmekle uğraşıyorlar. Saatle ilgili mekanik bilgileri onlara babaları D. Euan English'ten miras kalmış. Babaları onları saatlerden uçaklara ve yat inşasına kadar her konuda yetiştirmiş. Uçmak iki kardeş için de bir tutku haline gelmiş; ikisinde de 30'ların kült uçağı de Havilland Gipsy Moth var, bu uçak Bremont'un Henley merkezindeki hangarda duruyor ve English kardeşler vakitleri oldukça uçuyorlar.
Ancak Giles, 'büyük patlama' olarak nitelendirdiği kazadan ve uçağının birçok tamirattan geçmesinden üç sene sonra yedek kulübesine geçmiş gibi. Giles, iki kanatlı vintage uçağının motoru arızalanınca Northamptonshire Kontluğu yakınındaki Canons Ashby House'a zorunlu iniş yapmış ve bu vaka, belini sakatlamasına neden olmuş.
"Ama uçmasam bile uçağıma bakmak zevk veriyor bana," diye ekliyor Giles. "Düşünün ki bu uçak, 30'ların öncü kadın pilotlarından Amy Johnson'ın bir kadın pilot olarak ilk kez Birleşik Kralık'tan Avustralya'ya uçtuğu araçtı. Motoru çalıştırdığınızda ve 'vınnn' sesleriyle uçmaya başladığınızda kendinizi bir yaz akşamı ferahlığında hissediyorsunuz, o anda olabileceğiniz en iyi yerdesiniz. Tekerleklerin altından İngiltere görünüyor. Âdeta 30'lara ışınlanıyor ve yerin üzerindeyken o yıllardan bu yana aslında hiçbir şey değişmediğini düşünüyorsunuz. Sarhoş edici."
Tüm bunları düşününce babalarına teşekkür etmeden edemiyorlar. "Babamla hiçbir zaman maç yapmadık," diye anlatıyor Giles. "Onunla zaman geçirmek; bir atölyeye gitmek ve bir şeyler üretmek demekti: Maket uçaktan eski yelkenlilere ya da masa saatlerinden kol saatlerine kadar. Takıntılı bir adamdı. Bu sebeple birlikte birçok şey ürettik, çok da güzel zamanlar geçirdik." Nick ve Giles, babalarıyla ilk uçuşlarında 1946 yapımı bir Piper J-3 Club'la maceraya atılmış ve kıtanın üzerinden geçerken onlar uçağın kanadının altında uyuyormuş.
Bu rüya gibi hayat, 1995'te babalarının vefatıyla altüst olmuş; babalarının ölümüne neden olan uçak kazasında Nick'in de 30 kemiği kırılmış, Nick ciddi biçimde yaralanmış ve uzun süre hastanede yatmış. Bu talihsiz dönenmden yedi yıl sonra ise Bremont'u kurmuşlar. Giles şöyle diyor: "Bizim için klasik mekanik saatler ve eski uçaklar aynı anlama geliyor: Yapıları ve parçaları çok benziyor. Teknoloji yıllar içinde çok fazla değişmiyor, ama bu ürünler sonsuza dek kalacak. Tek kullanımlık hayatların yaşandığı bir dönemdeyiz, bu sebeple böyle uzun ömürlü ürünler ürettiğimiz bir işin parçası olmayı çok önemsiyoruz."
Bremont markasının ismi de yaşadıkları bir uçak kazasından geliyor. English kardeşler, markayı kurduktan kısa süre sonra iki kanatlı Alman uçağıyla bir Fransız bezelye tarlasına iniş yapmak zorunda kalmış ve tarlanın nazik çiftçisiyle arkadaş olmuş. Çiftçinin adı ne dersiniz? Antoine Bremont. "Babamız 80'lerine dek yaşasaydı Antoine Bremont gibi olurdu," diye anlatıyor Nick. "Antoine, eski bir pilot ve artık traktörleri tamir etmekle vakit geçiriyor. Kaza geçirdiğimizde bizi de bu traktörlerden biriyle taşıdı. 'Ne kadar tatlı bir adam,' diye düşünmüştük."
Nick gülüyor. "O ise bizim kaçık İngilizler olduğumuzu düşünmüştür."