Mutlaka Bilmeniz Gereken 3 Temel Stil Detayı

Yazı Jonathan Evans

Çeviri Begüm Şenkara

Fotoğraflar Christopher Fenimore

Düğme yakalı gömleğinizin üzerindeki düğmeler hakkında hiç düşündünüz mü? Peki ya, spor ceketinde iliklenmesi gerekiyormuş gibi duran o üst düğme? Aklınızı fazla karıştırmak istemem ama neden pantolon paçalarını kıvırıyoruz; hiç merak ettin mi?

Tüm bu kavramlar nasıl ortaya çıktı? Ve neden kolej giyiminin vazgeçilmez birer parçası haline geldiler? Kendi tarzınızda bu detayları nasıl değerlendirirsiniz?

Bunu bulmak için yola koyuldum ve oldukça stil sahibi bir adamın, üç düğmeli bir ceketi sanki iki düğmeliymiş gibi giydiği bir fotoğraf gördüm. Bu giyim tarzının nasıl ortaya çıktığına dair net bir fikrim olmadığını, üç düğmeli bir ceketin; üst düğmesini yaka kısmının altına kıvrılarak iki düğmeliymiş gibi görünmesini sağlayan bu stille karşılaştığımda anladım.

Erkek stili söz konusuysa, detaylar önemlidir. Avangart moda istisna olmak üzere, giydiğimiz çoğu kıyafetin kökeni tarihe dayanıyor ve uzun süredir var olan kültürel kodlarla şekilleniyor. Bu kodları yıkmak gayet normal ama bunu doğru bir şekilde yapmalısınız. Bunun için, bu detayların nereden geldiğini anlamalısınız. Ayrıca, bu konu kokteyl partilerinde kullanacağınız güzel bir malzeme olabilir. (Tabii, partide başka erkek modası meraklıları varsa.)

Şimdi, bir uyarı da geliyor. Kıyafetlerin kökenlerini araştırırken karşınıza bolca efsaneler ve rivayetler çıkar. Bazen bir hikaye doğru olmasa bile o kadar iyi olur ki, erkek giyim mitolojisinin bir parçası haline gelebilir. Bununla birlikte, aralarında en mantıklı bulduklarımı ve uzmanlar tarafından onaylanan bilgileri burada paylaşıyorum.

Düğmeli Yaka

Düğmeli yakaya sahip gömleğinizin düğmelerini açmak her zaman bir moda hatası olmayabilir. Ancak, bu doğal ve zahmetsiz bir görünüm sunmalı, aşırı özenilmiş gibi durmamalı.

Şunu netleştirelim, düğmeli yaka, gömleğin üst kısmına yakın iki veya üç düğme sayesinde sabit duran bir yaka türüdür. Michael Andrews Bespoke'un kurucusu, Michael Andrews'a göre, bu stil 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış; "İngiltere'deki polo oyuncuları için üretildiği biliniyor. Maç sırasında, yakalarının yüzlerine çarpmasını önlemek için pratik bir yol aranırken bu tasarım ortaya çıktı. Daha sonra, 1896 yılında Brooks Brothers kendi düğmeli yaka tasarımını tanıttığında ABD'de popüler oldu. İşin ironik yanı ise, günümüzde çoğu insanın düşündüğünün aksine orijinal polo tişört, bildiğimiz pike kumaşlı pololar değil, düğmeli yakalı o tasarımdı."

Günümüzde, bu stil ortaya çıktığı Britanya bölgesiyle değil, daha çok Amerikan tarzıyla özdeşleşmiş durumda. New York merkezli terzi markası J. Mueser'in kurucusu Jake Mueser, "Pek çok kişi, hatta Britanyalı müşterilerimiz bile, düğme yakaları Amerikan stiline bir geri dönüş olarak değerlendiriyor. Ayrıca, Britanyalı ve Kaliforniyalı müşterilerimiz, kuzeydoğu stiline zıtlık oluşturan bu stilden çok keyif alıyor. Ivy League tarzının San Fransisko'nun teknoloji dünyasındaki hali gibi…"

Peki, düğme yaka nasıl giyilir? ilk hatırlamanız gereken şey, düğme yakalı gömleklerin çoğu kişi tarafından, özellikle de İngiltere ve Avrupa'da, daha casual bir stil olarak kabul ediliyor olması. Amerika'da ise tarihsel geçmişi sayesinde hem şık hem de daha gündelik bir şekilde giyilebiliyor. Michael Andrews, çok yönlü kullanılması sebebiyle bu gömleği "gömleklerin İsviçre çakısı" olarak adlandırıyor.

Peki, düğme yakalı gömlekleri bir kravat ve takım elbiseyle giyebilir misiniz? Kesinlikle. Ama, gerçekten resmi bir etkinlikte giymediğinizden emin olun. Kravatsız giymek isterseniz, bu da harika bir seçenek. Andrews'un da belirttiği gibi, "Düğmeler yakanın sabit kalmasına yardımcı olur ve yakayı dik tutar. Giyen kişinin yüzünü de çerçeveler." Mueser ise, gelenekselliğin çok fazla dışına çıkmayı önermese de, bazen yaka ucu düğmelerinin açılmasını onaylıyor. Esquire'ın kreatif direktörü Nick Sullivan'a göre, bu tavır 20. yüzyılın ortalarından beri İtalyanlar tarafından seviliyor.

Jake Mueser, "Bu tarz şeyleri yaparken belli bir rahatlık olması gerektiğini düşünüyorum. 'Ah şimdi bir düğmeli yaka gömlek alıp, düğmesini açarak giyeceğim' gibi durmamalı. Bazen düğmeli giyersiniz, bazen de düğmesiz. Görünüşünüz, bir dereceye kadar özensiz durmalı."

Üç Düğmeli, İki İlikli Ceket

Eğer rüzgarlı bir hava varsa, üç düğmeli, iki ilikli ceketinizin üst düğmesini ilikleyebilirsiniz. Aksi takdirde, orta düğmeyi tercih edin. (Ve asla, ama asla alt düğmeyi iliklemeyin.)

Üç düğmeli, iki ilikli ceket derken kastettiğimiz şey şu: Bazı spor ceketlerinde üç düğme bulunur, ancak üst düğme, işlevsel olmasına rağmen neredeyse hiç kullanılmaz. Bunun yerine, üst düğme hafifçe kıvrılır ve cekette üç düğme yerine iki düğme varmış gibi görünür.

Bu modelin kökeni, sorduğunuz kişiye göre değişir. 20. yüzyılın ilk yarısında giderek daha popüler hale gelmiş olabilir veya parası olmayan stil odaklı bir grup üniversite öğrencisi sayesinde, yüzyılın başında belirgin bir şekilde kabul görmüş olabilir.

Michael Andrews, bu stilin kesin kökenleri tartışmalı olsa da, kolej tarzı ve Brooks Brothers ile yakından ilişkili olduğunu düşünüyor. "Bir efsaneye göre, iki düğmeli ceketler popülerlik kazandıkça, üç düğmeye sahip eski ceketleri olan adamlar, yakalarının üst düğme üzerine kıvrılmasına izin vererek; günümüzdeki bu ceket silüetini yaratmış. Sadece pratik bir düzeltmeden ibaret olarak başlayan şey, Amerikan erkek giyiminin bir sembolü haline gelmiş."

Amerikan-İtalyan kültürel etkileşimleri sayesinde, düğmesiz yaka uçları da İtalyan terziliğinin vazgeçilmezi haline gelmiş. Mueser, bu durumu şöyle açıklıyor; "Serimizin temelinde üç düğmeli, iki ilikli ceketler var. Bana göre bu; klasik, Amerikan ve Brooks Brothers tarzıyla beraber İtalyanlar tarafından benimsenmiş bir stilin güzel bir birleşimi. Bunu oldukça pratik buluyorum. Giydiğiniz zamanın %95'inde sadece orta düğmeyi iliklersiniz. Ama, yünlü kumaşların, kaşmirlerin giyildiği geçiş mevsimlerinde; yakayı kaldırıp, düğmeyi kıvırarak giymeyi de çok daha sıcak bir görünüm olarak değerlendiriyorum."

Peki bunu ne zaman yapmalısınız? Andrews şöyle diyor; "Unutmayın, bu hala takip etmeniz gereken bir erkek giyim kuralı; 'bazen, her zaman ve asla'. Bazen sadece üst düğmeyi iliklersiniz, soğuk havalar veya rüzgarlı günlerde ise ikinciyi. Buna her zaman uymak zorunda da değilsiniz am ASLA üçüncüyü iliklemezsiniz.

Katlanmış Pantolon Paçaları

Çoğu pantolon paçası için ideal kıvrım boyu, 4 veya 2 santimetredir. Daha küçük veya daha büyük olan kıvrımlara daha dikkatli yaklaşmalısınız.

Katlanmış paçalar, pantolonun alt kısmından yukarı katlanarak dikiş ile sabitlenmiş, yaklaşık 2 santimetrelik kumaş paçalarıdır. Peki ya, bu stilin kökeni nedir? Mueser, "Bu stil hakkında çok fazla varsayım var. Belki de biri pantolonunu katladı ve sonrasında bir başkası onu takip ederek 'Ah, ben de pantolonumu katlayacağım' dedi. Ve sonra, herkes pantolonlarını katlamaya başladı" diyor. Görünüşe bakılırsa, Mueser haklı olabilir.

Andrews'a göre ise, "Kıvrık paçalar veya İngilizlerin dediği gibi paça katları, 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanıyor ve yedinci Kral Edward ile bağdaştırılıyor. Söylentilere göre Kral Edward, pantolonları çamura batmasın diye paçalarını katlıyormuş. Bu uygulama yaygınlaşarak pratik bir çözüm olmaktan çıkmış ve bir dikiş sembolü haline gelmiş. Kıvrımlar, terzi dikimi pantolonlara görsel ağırlık ve denge katarak, dökümü güzelleştirir. Ayrıca pratik faydalar da sağlar, ekstra kumaşla ağırlık ekleyerek, pantolonun düşmesini engeller. Dayanıklılığı önemli ölçüde etkilemeseler de güçlendirilmiş bir kenar, pantolonun ömrünü uzatabilir."

Mueser, "'Erkek giyim meraklısı' olan biri, ofise uygun takım elbise arayan birine göre, kıvrık paça pantolonlarda tercih edeceği oran, 4 veya 2 santimetre arasında olmalı. Tabii, bu tamamen vücut yapınıza göre değişir" diyor.

Mueser kıvrım boyunun önemini ise şöyle vurguluyor: "Eğer boyunuz, 1,88 veya 1,90 aralıklarındaysa, 5 santimetrelik bir paça kıvrımı iş görür. Çünkü, bu kalınlık bacakta çok fazla yer kaplar. Bunun herkes için iyi bir görünüm olduğundan çok emin değilim. Genellikle 4 veya 2 santimetrelik kıvrım boyu tercih ederiz. 2,5 santimetreden daha küçük bir farkın görünümü ne kadar değiştirdiğine şaşırabilirsiniz."