İç huzuru ve kendine güveni tam: Seçkin Özdemir
Onu daha tanımadan, iki kelime ile tanımlamam istense, tereddütsüz bir şekilde “samimi ve iyi niyetli” derdim. En azından bende bıraktığı ilk intiba bu şekildeydi. Sohbetimizin sonunda bu konuda yanılmadığımı anlamam uzun sürmedi gerçi. Bu aralar ATV’deki ‘Can Kırıkları’ dizisi ve ‘Bücür’ adlı filmle karşımıza çıkan Seçkin Özdemir, işine bağlı olduğu gibi hayatla bir ‘derdi’ de olan bir adam aynı zamanda.
Bu aralar vakit buldukça okuyabildiğini ve özellikle gerçek hayat hikâyelerine düşkün olduğunu belirten Seçkin, bilimkurgu ve fantastik kitap ya da filmleri kendisine yakın bulmuyor. George Orwell'ın 1984'ü, Hakan Günday'ın Piç'i, Ahmet Ümit'in Beyoğlu'nun En Güzel Abisi ve Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler'i çok severek ve etkilenerek okuduğu kitapların başına geliyor. Dünya klasiklerine ve Türk edebiyatına düşkün, okul zamanından beri bu böyleymiş; biyoloji dışında tüm sayısal derslerde iyi olduğunu belirtiyor. Hazır sayısal demişken dünyevi işlerle arasının nasıl olduğunu soruyorum. Gelecek için kendisini garantiye alıyor mu? "Buna dikkat etmeye çalışıyorum. Hayatımın temel amacı kendimi garanti almaya çalışmak değil ama yine de belli bir birikim yapmaya çalışıyorum. Eskiden maddi olayları pek kafama takmazdım ama artık dikkat etmeye çalışıyorum."
Yer aldığı son projesinden sonra iki farklı projeyle karşımıza çıkan Seçkin, tesadüf ki iki projede de bir komiseri canlandırıyor. Sinema filmi 'Bücür' bir çocuk-aile macerası. Seçkin, Komiser Gökhan'ı canlandırıyor. İlk kez bu tip bir projede yer aldığı için keyfi yerinde. Filmde yetimhaneye bırakılmış bir çocuğun bir aileye evlatlık verildiğini öğrenince kendi ailesini bulma macerasını anlatıyor. ATV'deki 'Can Kırıkları'nda da bir komiseri oynuyor: Başkomiser Aslan. Burada da iki kadın polisin geçmişte yaşadıkları bir olayın günümüzde devam eden dramatik bir travmasını aksiyon-polisiye şeklinde izleyeceğiz.
Sohbetimiz artık yavaş yavaş son bulurken Seçkin'in pek bilmediğimiz yanlarına değiniyorum. Mesela evinde temiz ve titiz bir adam olsa da artık yoğun iş temposundan dolayı eviyle çok ilgilenemediğini itiraf ediyor. Arada sırada mutfağa girip kendi çapında bir şeyler yaptığını; en çok patates ve et yemekleriyle makarna sevdiğini belirtiyor. Formunu korumaya önem veriyor, fitness dışına orta seviyeli ekstrem sporları da yapıyor; yamaç paraşütü, kaya ve dağ tırmanışı bugüne kadar denediklerinden. Seyahat etmeyi çok seviyor bir de; yurtdışında farklı noktaları keşfetmeyi özellikle.
kazak LARDINI (BEYMEN), pantolon ERMENEGILDO ZEGNA, ayakkabı ERMENEGILDO ZEGNA