Mart kapıdan baktırır
Küresel piyasalar nefesini tuttu ve ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın ekonomi alanında yapacağı hamleleri bekliyor. Bu arada ABD ekonomisinde veriler süratli bir toparlanmanın yaşanmaya başladığını gösteriyor. Kısacası kabus, yani FED'in faiz artırımı yeniden baş rolü ele geçirmeye başladı.
Yazı: Adil UÇAR
Alfred Jones, 1949 yılında ABD'de ilk korumalı (hedge) fonu kurduğunda finans piyasalarının gelmiş geçmiş en gösterişli yatırım aracını keşfettiğini muhtemelen tahmin etmiyordu. Öyle ki 1966 yılında Jones'un kurduğu fonun inanılmaz getirisi medyada yer alana kadar, korumalı fon piyasalar tarafından tam olarak anlaşılamamıştı... Bu yüzden 1949 yılında keşfedilmiş de olsa korumalı fonların başlı başına bir finans enstrümanı hale gelmesinin miladı olarak 1966 yılı alınır. Takip eden yıllarda finans piyasaları bu yeni enstrümana sarıldı ancak acı kayıplara uğradı ve korumalı fonlar tekrar gündemden düştü. 1986 yılında Julian Roberston's Tiger fonu altı yılda, yılda ortalama %43 getiri sağlayınca korumalı fon çılgınlığını hiçbir kriz durduramadı. Hedge Fund Research Inc.'in 2016 sonu verilerine göre bugün 10 binin üzerinde korumalı fon var ve toplam portföy değerleri 2,97 trilyon doların üzerinde.
Aslında Jones'un ilk korumalı fonu yaratırken kullandığı mantık çok basitti. Değeri beklentilere göre düşük kalmış hisselerde uzun pozisyon, aşırı değerli bulunan hisselerde de kısa pozisyon almıştı. Böylece piyasa düşse de çıksa da fonun zarar etme potansiyeli iyice düşmüştü. Elbette kavramları hemen açmak gerekiyor, piyasa düşerken kâr eden yatırım araçlarında alınan pozisyona 'kısa' deniliyor. Piyasa yükselirken kâr eden araçlarda alınan pozisyon da 'uzun' olarak adlandırılıyor. Böylece Jones kısa-uzun pozisyon almış ve 'endeksin gerilemesi' ihtimaline karşılık fonunun zarar etmesini koruma altına almıştı, yani bir anlamda riskten korumuştu. Elbette 1949'dan bugüne finans tarihinin özetini geçecek değilim. Ama hem piyasalarda hem de teknoloji sayesinde korumalı fonlar zaman içinde fantastik içeriklere sahip ve aşırı riskli olabilecek yapılara kavuştu. Bugün özellikle İngilizcesini söylediğimizde (hedge fund) Türk yatırımcılarında rahatsızlık veren bir algıya kavuştu.
Bugünün ekonomik görünümünde Jones'u anmamın sebebi elbette koruma faktörünü en temel ve en basit şekilde işletebilmeyi başarması. Hisse senetlerini, dövizi, sabit getirili enstrümanları, emtiayı ya da bunların çeşitli kombinasyonlarını oluşturarak kurabileceğiniz basit ve anlaşılır bir portföy oluşturmak bugünün şartlarında çok kolay. Jones gibi hisse senedi seçimi yapmak elbette zor ancak bu konuda alabileceğiniz ufak yardımlarla kendi 'korumalı' portföyünüzü oluşturabilir, soğuk ve zorlu geçecek mart ayını atlatabilirsiniz.
Evet, ABD piyasalarda gene işleri karıştıracak gibi görünüyor. Geçen ay ortasında dillendirilmeye başlanan ve önce enfl asyon arkasından da imalat verilerinin (Philedelphia Fed endeksi) beklentilerin üzerinde çıkmasıyla alevlenen, Fed Başkanı Yellen'ın da ateşin üzerine benzin dökercesine "Faiz artırımını mart ayında yapabiliriz."e gelen açıklamalarıyla dolar endeksi 101,5'e dayandı. Piyasada Fed'in Mart ayında faiz artırımı yapacağını tahmin edenlerin oranı %42'ye yükseldi. Faiz artırımının Mayıs ayında yapılacağını bekleyenlerin oranı %60, Haziran ise %78 olarak görülüyor... Bunlar elbette bir tahmin ve her gün güncelleniyor. Bize tek yararı 'piyasa'nın düşüncesinin yönünü göstermesi. Özetle daha önce radarda olmayan bir 'erken' faiz artırımı gündemde ve piyasalar bu ihtimali fiyatlıyor.
Faiz artırımının gelişen ülkelere etkisi elbette olumsuz olacak. En azından ilk etki daha şiddetli yaşanacak. Artırım ihtimalinin fiyatlara ne kadar yansıyacağını da mart ayı itibariyle görmeye başlayacağız. Bu nedenle 'koruma' yılında Alfred Jones'un stratejisinin (son derece basit ve anlaşılabilir) yolumuzu aydınlatacağına inanıyorum. 2008 Kredi Krizi patladıktan ve ilk fırtına atlatıldıktan sonra piyasalar temellere dönüş (back to basics) kurallarını uygulamaya başlamış ve her türlü 'alengirli' piyasa müthiş küçülmüştü. Yatırımı korumak için bence artık tam olarak 'temellere dönüş' ve 'bekleyiş' zamanındayız.